Acaba şu sırada tek başına oturmuş içi sıkılan kaç milyon insan var, illerde, ilçelerde, mahallelerde, evlerde?
Gazetelerin bulmacasını çözmeye çalışmak, iyi bir avuntudur can sıkıntısına.
* * *
Daha baharatlı bir avuntu ise, “küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk” türü, yeni bulmacalar yaratma oyalanmasıyla vakit geçirmek...
* * *
Şimdiye dek, pek kimsenin denediği beyinsel bir seksek oyunu değildir bu; ama bir de alışılırsa, yarattığın bulmacaları her rastladığına sorar, ortak kahkahaları fitillersin.
* * *
Örneğin bir deneme yapmaya çalışalım.
Çarşafları var, yataklara serilmez; başlıkları var kafalara giyilmez; sadece yenileri satılır, eskileri satılmaz bilin bakalım nedir bu?
* * *
Yanıt: Gazete.
Kestiremiyorum ne kadar denk düşürebildik...
* * *
Hadi bir tane daha:
Parmak kadar boyu var, türlü türlü huyu var, dili yoktur konuşur, dünya ile buluşur, koynunda yatar uyuşur; bilin bakalım nedir bu da?
* * *
Yanıt:
- Cep telefonu.
* * *
ABD Başkanı siyahi Barack Obama’nın, Kahire’de “İslam Dünyası”na hitaben yaptığı konuşma, 5 kıtada kim bilir kaç bin yoruma neden oldu?
* * *
Binlerce yorumun ilk ve son satırlarını şöyle azıcık gözden geçirme mümkün olsa; cumartesi sabahı da kendiliğinden şenlenir, içi sıkılan milyonlarca insanın gönlünde de matrak şadırvanların renkli şelalesi akmaya başlardı.
* * *
Obama’nın yaptığı konuşma ve yorumlar:
- ABD Başkanı aslında şunu ima etmek istedi...
- ...
- Obama, kökten dincilere aba altından sopa gösterdi...
- ...
- Eski Başkan Bush’un iflas eden politikasını noktalayan bir konuşmaydı Başkan Obama’nın Kahire’deki konuşması.
- ...
- Bence çok olumlu yeni bir döneme...
- ...
- Bence o kadar da olumlu değil...
* * *
“Burjuva enternasyonalizmi”, 200 devlete bölünmüş değişik inançtaki milyarlarca insanı; eşdeğer bir konfor, huzur, güvence ve kalite düzeyinin tepsisinde buluşturma orkestrasını, çalıştırma peşinde...
* * *
21. yüzyılın DNA’sını anlamak için, sadece İstanbul’da son yüzyılın fotoğraflarına bakmak yeterli.
1900’de İstanbul nasıldı, 1910’da nasıldı, 1920’de, 30’da, 40’da, 50’de, 60’da nasıldı?
* * *
Kahire’nin de, Bağdat’ın da, Şam’ın da, Tahran’ın da, İslamabad’ın da, 1900’den itibaren her 10 yılda bir çekilmiş fotoğrafları yan yana getirildiğinde, acaba nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?
* * *
Son 100 yılın fotoğraf analizleri, New York için de yapılabilir, Londra için de, Paris için de...
* * *
Ve değişik başkentlerin 10’ar yılda bir çekilmiş fotoğrafları karşılaştırıldığında umudunu öteki dünyaya bağlamış “köylülük ve yoksulluk” ile “etli şaraplı, kadınlı kahkahalı” bir sofranın simgelediği, laik ve evrensel “burjuva sınıfı” arasındaki makas kapanmakta mı, açılmakta mı?
* * *
2100’de çekilecek fotoğraflar nasıl olacak?
* * *
Bugün yapılan yorumlar ise, belirli kesimlerin hoşuna gidecek meyveli birer dondurma; hoş, güzel ve ağızlarda erimeye mahkûm..
* * *
Kızım Zeynep Bakan’ın eşi sevgili Gürkan Bakan, -kendisi değil, soyadı Bakan- değişik bir papağan fıkrası anlattı.
***
Sonradan görme, havalı yaşlıca bir hanım, takıp takıştırdığı elmasları, pırlantaları, incileriyle bir kuşçu dükkânına gitmiş ve beğendiği bir papağanı göstererek:
- Almak istiyorum bu papağanı, demiş.
* * *
İşaret edilen papağan şöyle bir bakmış kadına ve:
- Hastir ulan kaknem karı, orospunun birisin sen, ne yapayım ben seninle, demiş.
* * *
Havalı kadın, kuş satıcısına:
- Yarına kadar terbiye et bu papağanı, demiş; yarın gelecek, papağan terbiye olmuşsa alacak ve 1 milyar TL sayacağım sana.
* * *
Kuş satıcısı Recai Usta, ertesi sabaha kadar papağanının kafasını bir kova suya bir batırıp, bir çıkararak terbiye etmeye çalışmış papağanı.
* * *
Ertesi gün kadın yine gelmiş kuşçu dükkânına ve papağan kadını görür görmez:
- Buyurun hanımefendi, ne kadar da güzelsiniz, demiş.
* * *
Kadın:
- Aferin iyi terbiye olmuşsun, demiş ve 1 milyarı sayıp almış papağanı.
* * *
Sonradan görme havalı hatun, başlamış evde papağanla konuşmaya:
- Bu akşam erkek bir arkadaşla eve geldiğimde, ne diyeceksin?
- Hoş geldiniz beyefendi, diyeceğim.
- Peki yarın akşam başka bir erkek arkadaşla eve geldiğimde, ne diyeceksin?
- Ona da buyurun beyefendi, diyeceğim...
- Öbür akşam başka bir arkadaşla eve geldiğimde...
* * *
Papağan bağırmaya başlamış:
- Recai Usta getir kovayı, bu karıya yine hastir ulan kaknem orospu diyeceğim, tutamıyorum kendimi...
* * *
Fıkradaki papağan; yorumculara da benzetilebilir, ABD Başkanı Barack Obama’ya da...
Kimin kafasının ne zaman atacağı ve ne zaman:
- Hastir ulan, diyeceği belli olmaz güncel politika tezgâhında.
* * *
Hadi bir bulmaca daha:
Masal masal matitas
Kaynanamın kıçı tas
Çukura düştü çıkamaz
Pırpır eder uçamaz
Bilin bakalım kimdir bu?
* * *
Dileyen, dilediği gibi yanıtlayabilir bulmacayı...
Özay Şendir
Garipçeli Lütfi Reis'in başarısı...
4 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Çocuk işçiliği ile mücadele
4 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Eğitimin dünü, bugünü, yarını
4 Temmuz 2025
Zafer Şahin
AK Parti’nin tek rakibi 3 harfliler
4 Temmuz 2025
Mehmet Tez
Yılın müzik olayı: Oasis bugün birleşiyor (bir aksilik olmazsa…)
4 Temmuz 2025