Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


3 Kasım’a daha 3 ay var. O zamana kadar Türkiye’de neler olup biteceği kestirilemez ama; şayet genel seçimler gerçekleşirse, şimdiki milletvekillerinin yüzde 70’i parlamentoya dönemeyecek...
Üstelik 30 milyar ile 200 milyar arasında olduğu söylenen birtakım siyasal harcamalara girişecekler... Tabii kaz gelecek yerden, tavuk esirgenmez hesabıyla...
Kazığı da yiyince; kimbilir kimleri çekiştirip, kimleri suçlamaya başlayacaklar?..
Biliyor musunuz, seçimi kaybetmiş siyasetçiler neye benzer?
Eski taş plaklara...
Durmadan bozuk çalarlar çünkü...
***
Ekonomik bir zorlanmaya uğramış yaşlıca bir esnaf; iktidarı, ramazandaki oruca benzetiyor ve Bektaşi’nin ünlü sözünü hatırlatıyordu:
- Ne zaman tutmaya kalksak, aç kalıyoruz.
***
Hem enflasyonu, hem de siyasetçilerin KİT’lerle devlet bankalarından, yani bir bakıma eski Hazine arpalıklarından, seçim avantası dağıtmalarını engellemeye çalışan Kemal Derviş’e kızanlar; kendisini Türkiye’ye gelmiş bir Merihli’ye benzetiyorlar...
Ve şu fıkrayı anlatıyorlar:
İki Merihli, uçan daireleriyle İstanbul’daki yollardan birisinin kıyısına inmişler. Gördükleri bir ışığa doğru yaklaşarak, gözetlemeye başlamışlar. Orası arabaların kuyruk olarak beklediği bir benzin istasyonuymuş.
Durumu bir süre izledikten sonra, uçan daireleriyle geri dönüp, üst makamlara şöyle bir rapor vermişler:
"Dünya da bizim Merih gibi engebeli. Her yere yumurta kabuğu, balık iskeleti, boş konserve kutusu, karpuz çekirdeği, ıslak kağıt gibi şeyler ekmişler, yetiştirmeye çalışıyorlar. Ayrıca Dünyalılar, bize de çok benziyorlar. Dikdörtgen prizma biçimindeler. Boyaları çok parlak. Karınlarında da bir sayaçları var. Yalnız üreme organları çok uzun ve uyurken bunu kulaklarının arkasına asıyorlar. Çift cam gözlü ve dört tekerlekli tombul dişileri, önlerinde birikip çığlıklar attıkça; ağır aksak hepsini tek tek beceriyor, sonra da üreme organlarını yine kulaklarının arkasına koyuyorlar."
***
Eski bir politikacı:
- Bazı şeyler, diyordu, iktidara gelince yenir. Bazıları da gelemeyince...
İki de örnek gösterdi:
- Haram iktidara gelince yenir.
Ve ekledi:
- Parti liderleri de, iktidara gelemeyince...
***
Erken seçim kararına kızan iki milletvekili; partilerinin, seçimlerin erkene alınmasını gerçekleştiren liderlerinden konuşuyorlardı.
Biri:
- Aklıma geldi, dedi, doğum gününde genel başkanımıza telgraf çektin mi?
Öteki:
- Hayır ama, anasına çektim, dedi.
- Anlamadım, ne diye anasına çektin?
- Daha uğursuzunu doğuramazdınız, diye...
***
Diktatörlükler döneminde pek yaygın bir fıkra vardı:
- Diktatörler neden pulların üstüne kendi resimlerini koydururlar?
- Arkalarını yalatmak için...
Bugünse pulların üstüne vatandaşın el resminin konmasını önerenler çıkıyor:
- Hiç değilse, diyorlar, umduğumuzu bulamadıkça avucumuzu yalarız.
***
Ozan Prevert’in bir tek dizeden ibaret bir şiiri vardır. Vaktiyle Oktay Rıfat, bu dizeyi, şöyle çevirmişti Türkçe’ye:
"Blaise Pascal adında biri,
Tatara titiri..."
Siz de, hamasi nutuklara meraklı herhangi bir demagog için uygulayabilirsiniz bu şiiri:
"Vatan, millet, kahraman atalar, şanlı tarih diye tutuşan biri
Tatara, titiri..."