- Bu ne?
- Lamba...
- Bu ne?
- Masa...
- Bu ne?
- Gazete...
- Bu ne?
- ...
- Hşşşt... Bu ne?
- Ah bıktım ama ne yapayım... Sigara tablası?
- Bu ne?
- Git hadi bak oyuncaklarınla oyna da iki satır laf konuşayım. Hadi güzel evladım benim, haydi tontonum, hadi canımın içi...
*
- Ben şeker istiyorum.
- Yemekten önce olmaz...
- Yaaa, istiyorum işte.
- Olmaz deyince olmaz.
- İstiyorum istiyorum işte. Ya istiyorum...
- Hiç boşuna zırlama... Önce yemeğini yersin, sonra...
*
- Öğretmen ne dedi ki...
- Ne dedi?
- Kuzular mee der, dedi.
- Mee der ya... Onlar da senin gibi küçücük.
- Ama ben mee demiyorum ki.
- Sen insan yavrususun, o koyun yavrusu.
- Biz kuzuları yiyor muyuz?
- Karnımızı doyurmak için.
- Biz kurt muyuz?
- Hayır.
- Öğretmen dedi ki...
- Ne dedi?
- Kurtlar, kuzuları yer, dedi.
*
- Biz bu akşam arkadaşlarla sinemaya gideceğiz.
- Yarına ders yok mu?
- Yok.
- Çok geç kalma sakın.
- Peki... Biraz para verir misin?
*
- Siz beni anlamıyorsunuz, niye beni dünyaya getirdiniz?
*
- Ben bu akşam gelmeyeceğim.
- Nerede kalacaksın?
- Bir arkadaşta kalacağım.
- Dikkat et kendine.
- Yahu hâlâ beni çocuk sanıyorsunuz be.
*
- Ben nişanlandım...
*
- Ben evlendim.
*
- Babam artık iyice yaşlandı... Durmadan çocukluğunu anlatıyor.
*
- Geçmiş olsun baba, ne oldu böyle?
- Tansiyonum yükselmiş yine...
*
- Bu ne?
- Kalem.
- Bu ne?
- Masa.
- Bu ne?
- Şimdi çarparım ha...
*
- Kuzu eti yenir mi?
*
- Ben top oynamaya gidiyorum...
*
- Beni anlamıyorsunuz, dilekçe mi yazdım size beni dünyaya getirin diye?
*
- Ben bu akşam eve gelmeyeceğim.
*
- Ben nişanlandım.
*
- Ben evlendim.
*
- Geçmiş olsun baba, ne oldu böyle?
*
- Önemli değil evladım, ufak bir kriz.
*
- Babam artık iyice yaşlandı, her lafın başında dedemi anlatıyor.