Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları

Yellenerek borazan çalmasıyla ünlü Borazan Tevfik’i, bir TV kanalına davet ederek, kendisine sormuşlar:
- Sayın Borazan; git gide artan şiddet eylemleriyle, silahların bırakılması konusunda ileri sürülen değişik formüller hakkında ne düşünüyorsunuz?
* * *
Borazan Tevfik, unvanını canlı tutmak için önce kameralara karşı domalarak bir borazan çalmış ve anlatmaya başlamış:
- Vaktiyle bir kemancı varmış; keman çalarak en vahşi hayvanları bile ehlileştiriyormuş. Sonunda kemanıyla birlikte gidip, Afrika’nın balta girmemiş “cangıl” denilen ormanlarından birine yerleşmiş.
* * *
TV’deki sevimli sunucu, sormak zorunda olduğu soruyu sormuş:
- Peki sonra ne olmuş?
* * *
Borazan Tevfik, domalıp yine bir borazan çaldıktan sonra, sürdürmüş anlatmasını:
- Kemancı her sabah Afrika’daki “cangıl”da, keman çalmaya başlıyor ve hemen çevresine gorillerin en korkunçları, yılanların en zehirlileri, panterlerin en yırtıcıları toplanıyor ve en gaddar yürekleri bile duygulandıran kemancının, kemanını dinliyorlarmış saatlerce...
* * *
Sevimli sunucu bu kez:
- Harika... demekle yetinmiş.
* * *
Borazan Tevfik de, önündeki bardaktan bir yudum su içmiş ve devam etmiş anlatmaya:
- Ama bir gün, yaşlı bir aslan çıkmış çalılıklardan. Kemancının çevresinde toplanıp kendisini dinleyen vahşi hayvanlara şöyle bir bakmış; sonra da, aç olduğu için, kemancıyı bir pençede devirip çarçabuk yemiş onu.
* * *
Sunucu da heyecanlanmış:
- Anlatın Sayın Borazan, anlatın, diyormuş.
* * *
Borazan Tevfik, başını hafif yana eğerek sallar gibi yaptıktan sonra:
- Kemancıyı dinleyen vahşi hayvanlar, demiş; öfkeyle bağırmışlar yaşlı aslana:
- “Manyak mısın sen; hiç duygun yok mu senin? Neden yok ettin o canım kemancıyı?
* * *
Ve şöyle bitirmiş anlatımını Borazan Tevfik:
- Aslan da, ön ayağını kaldırıp kulağının arkasına koyduktan sonra, kükrer gibi bir sesle:
- “Ne, ne diyorsunuz siz, demiş; ne dediğinizi duyamıyorum ki...
* * *
Sonunda da Nasreddin Hoca’ya sormuşlar, Borazan Tevfik’in ne demek istediğini.
* * *
Hoca, sakalını sıvazlayarak gülümsemiş:
- Borazan Tevfik, çaldığı borazan gibi konuşuyor, demiş; Türkiye’de kim mucize kemancı, kimler vahşi hayvan, kim sağır aslan hiçbir zaman belli olmadı. Aslanın, “ben kemancıyım” diye tutturduğu da vakidir; kemancının, “ben aslanım” diye tutturduğu da... Vahşi hayvanlar ise; kim ne çalıyorsa, onu dinledikleri iddiasındadırlar...
* * *
Aşırı miyop ve yoksul bir delikanlı; konuştuğu kızın, çöpçü süpürgesine benzeyen bir çirkinlikte olduğunu fark edemediği için, kendisiyle evlenmiş.
* * *
Bir gün delikanlının eline biraz para geçmiş ve bir göz doktoruna gittikten sonra, kendine gereken gözlüğü almış.
Eve dönüp, karısını görünce de; yere düşüp bayılmış.
* * *
Darısı, egemenliğin kayıtsız şartsız kendilerinde olduğu söylenenlere...
* * *
Diojen’in belleği gayet güçlüymüş.
Bir gün kendisine biri:
- En iyi yemek hangisidir, diye sormuş.
Diojen:
- Yumurtadır, demiş.
* * *
Aradan yıllar geçmiş. Aynı adam yine çıkmış karşısına Diojen’in:
- Neyle yenir, demiş.
- Tuzla.
* * *
Ünlü filozof 30 yıl önce aramızda olsaydı da, kendisine en iyi yönetimin hangisi olduğu sorulsaydı. Elbet de:
- Demokrasi, diyecekti.
* * *
Ve bugün de kendisine:
- Neyle yenir, diye sorsaydık...
* * *
Sanırız ki gözlerini TV kanallarında gezdirdikten sonra:
- Vurulmuş genç insan ölüleriyle, diyecekti.
* * *
Av. Taner Aktop’tan da bir fıkra:
Sarhoşun biri, gece zigzaglar çize çize yolda yürürken, ayağı bir şişeye takılmış.
Şişeden bir cin çıkmış ve karşısına dikilip:
- Dile benden ne dilersen, demiş.
* * *
Sarhoş da:
- Özür dilerim, demiş.
* * *
Sabahattin Ali’den bir şiirle bitirelim yazıyı:

Haberin Devamı

Hapishane şarkısı

Haberin Devamı

Burda çiçekler açmıyor,
Kuşlar süzülüp uçmuyor,
Yıldızlar ışık saçmıyor;
Geçmiyor günler, geçmiyor.

Haberin Devamı

Avluda volta vururum,
Kah düşünür otururum,
Türlü hayaller görürüm;
Geçmiyor günler, geçmiyor.

Gönülde eski sevdalar,
Gözümde dereler, bağlar,
Aynada hayalim ağlar;
Geçmiyor günler, geçmiyor.

Dışarda mevsim baharmış,
Gezip dolaşanlar varmış,
Günler su gibi akarmış;
Geçmiyor günler, geçmiyor.

Yanımda yatan yabancı,
Her söz zehir gibi acı,
Bütün dertlerin en gücü;
Geçmiyor günler, geçmiyor.