Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul’da kendi dairesinde tek başına oturan 75 yaşlarında, Ermeni kökenli ihtiyar bir kadıncağız; balkonuna çıkmış, çevreye bakınarak biraz nefes almak istemiş.
Tam o sırada bir “inme” inmiş kendisine ve yere düşerek bacağını kırmış.
* * *
Gecesi gündüzüyle, tam 2 gün balkonda yatakalmış bacağı kırık, “inmeli” ihtiyar kadın.
Bir süre sonra, komşulardan biri fark etmiş, ihtiyar kadının balkondan kalkamadığını ve bir çilingir çağırtıp açtırmış kapıyı.
* * *
Kadın hala sağmış, doğrusu iyi dayanmış; hemen bir ambülans çağırıp, hastaneye kaldırmışlar kendisini.
Zavallının kimsesi olmadığı için de, ancak uzak akrabalarına haber verebilmişler.
* * *
Sıcaklarda kendi insanlarının kanıyla serinleyen ve adı da ülkesi gibi bir hayli karışık olan Beşar Esad; böylesine bir yaşlılık ve yalnızlık dramını duysa, bir İNSANLIK titreşimiyle yüreği azıcık olsun titrer miydi?
Tahmini siz yapın.
* * *
Bir fıkra takvimine göre de, birkaç gün önce Micheal ile David adında 2 Amerikan pilotu, uçakları bozulduğu için Arap çöllerinde kalmışlar.
Bir yer bulmak için 2-3 gün aç susuz epey yürümüşler.
* * *
Sonunda uzak bir mescit görmüşler.
David:
- Ben, demiş; hem adımın Ahmet olduğunu, hem de Müslüman olduğumu söyleyeceğim. O zaman hem yiyecek içecek, hem de ne istersek verirler. Sen de öyle söyle.
Michael:
- Ben değiştirmem kimliğimi demiş.
Nihayet yürüye yürüye yaklaşmışlar mescide.
Kendilerini sarıklı bir imam karşılamış
* * *
2’si de tanıtmış kendini:
- Ben Ahmet, Müslümanım.
- Ben de Michael, Amerikalıyım.
İmam çömezlerine emretmiş:
- Misafirlerimizden Michael’e, ne isterse getirin; su getirin, yemek getirin.
Sonra da başını Ahmet’e çevirmiş:
Ramazanın mübarek olsun Ahmet, demiş.
* * *
240 yıl önce yaşamış olan Jean Jacques Rousseau:
- İnsanlar özgür ve eşit doğar, demişti.
* * *
Bazan çok doğal olan bir gerçeğin benimsenmesi çok uzun zaman alıyor.
Yeni enerji kaynaklarının devreye girmesi kolay olmuyor. Silah endüstrisi de çok piyasa buluyor.
Arap ülkelerinde, silaha akıtılan paralar denetlenebilse; ne sürünenler kalır; ne de hemen her gün 30’ar-40’ar kişi öldürenler.
* * *
İnsan, tek başına oturduğu evindeki balkonunda bir “inme” kriziyle yere düşüp ayağını kıran ihtiyar bir Ermeni kadıncağızının imdadına yetişiyor bazen Şark ülkelerinde bile...
* * *
Ama çare yok, 21’inci yüzyıl ve “uzay çağı”; “burjuva enternasyonalizminin” aracılığıyla yeniden düzenleyecektir yeryüzünü.
* * *
Malum ya:
- Tek değişmeyen şey, değişimdir.
Albert Einstein’dan da bir söz:
- Hayatı yaşamanın iki yolu var:
i. Hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek; ya da:
ii. Her şeyin bir mucize olduğunu...
* * *
Bir de eski bir garson dosttan bir öneri bendenize:
- Bu yaşta erkenden kalkıp, ne diye yazıyorsunuz yazılarınızı; başkasına yazdırsanız ya?
* * *
Kim bilir kaç kişi de:
- Doğru söylemiş, diyebilir.
* * *
Bazan rahmetli babamın da bir lafı geliyor aklıma:
- Hem bilmiyor, hem bilmediğini bilmiyor, derdi.
* * *
Acaba sağ olsa, daha sık mı söylerdi bu sözü?