Hazine yine tamtakır. O kadar tamtakır ki, Padişah III. Mehmet, o sırada idam edilmiş olan Tırnakçı Hasan Paşanın elbiselerinin satışa çıkarılmasını ve parasının kendine verilmesini istiyor vezir - i azamdan. Ama elbiseler de, fazla bir para etmiyor.İşte o dönemlere ait bir "vergi" fıkrası:Vüzera heyeti, yani bugünkü deyimiyle bakanlar kurulu, Hazineye para bulmak için ne yapacağını şaşırmış, kendi arasında görüşüp duruyor.Derken içlerinden biri:- Piç Mehmet Paşa diye, aklı evvel bir zat vardır, bir de ona soralım, belki o bir çare bulur diyor.Piç Mehmet Paşayı çağırıyorlar Ayak Divanına...Piç Mehmet Paşa:- Para bulmak kolay, diyor, hemen bir "baca vergisi" salın. Nasıl olsa herkesin evinde bir baca vardır.***Rivayet edilir ki, Piç Mehmet Paşanın "baca vergisi alınması" teklifi üzerine, vezir - i azam, şeyhülislama dönüp sormuş:- Efendi hazretleri, "fiili livata - eşcinsellik" mi daha rezilane bir şeydir, yoksa "fiili zina" mı?Şeyhülislam:- Efendim, demiş, "fiili zina" ne de olsa tabiata uygun bir rezilliktir. O nedenle de "fiili livata", "fiili zina"dan daha rezilane bir şeydir.Vezir - i azam:- Yok demiş, "fiili zina", "fiili livata"dan daha korkunç bir rezilliktir. "Fiili livata"dan bir şey çıkmaz; ama "fiili zina"dan böyle bir piç çıkar ortaya, ümmet - i Muhammedin başına bela olur.***Bekri Mustafaya sormuşlar:- Hey Bekri, bizim Başbakan Tayyip Bey, neler yaptı Brükselde?Bekri, bir fırt çekmiş elindeki şişeden:- Elindeki bir cep aynasıyla en çok ensesine bakmaya çalıştı, demiş.- Allah Allah, neden?- 2004 yılında, AB üyeliği için Türkiye ile müzakerelerin başlamasını, ancak ensesinde görebileceğini anladığı için...***Ünlü bir saptamadır. Bir yazar için, bir romana başlarken "ilk satırı yazmak, yarısını yapmaktır" derler.Roman yazmaya özenen bir genç de, masasının başına oturup, ilk satırı yazmış:"Adam gece yatağına yattı."Sonra başlamış düşünmeye:- Evet ama, sabah olunca adam yatağından çıkacak, o zaman ne yapacak?İlk satırı silmiş ve yeni bir satır yazmış:"Adam öğle yemeği için bir lokantaya girdi."Ve yine başlamış düşünmeye:- Lokantadan çıkınca ne yapacak adam?Yeniden yazdığı o satırı da silmiş ve şöyle yazmış:"Adam gece yatağına yattı ve öldü..."Arkasından da:- Oh, demiş, adamın öldükten sonra yapabileceği bir şey yok. Böylece roman da bitmiş oldu...***Bizim Iraka asker gönderip göndermeyeceğimiz sorunu da; roman yazmaya özenen gencin ilk eserine benzedi.Tezkere Meclisten geçti.Tezkere Meclisten geçmedi.İzin Meclisten çıkmayabilir.İzin Meclisten çıktı.Top şimdi Washingtonda ve izin iktidarın cebinde.Washingtonda patlayıp söndü top; izin de iktidarın cebinde kaldı.İşte Ankaranın, üstünde onca uğraş verdiği şahyapıtı.***İncili Çavuşa sormuşlar:- Washingtonun şamar oğlanına çevirdiği ülkeler, neden bunun bir türlü bilincine varamıyorlar?Çavuş:- Soğuk Savaş yıllarından kalma bir alışkanlık, demiş; Washingtonun yüzlerine doğru uzanan avucunun, okşamak için olduğunu sanıyorlar hala...***"Erken öten horozun başın keserler" denmiş? Böylece güneşin doğması önlenecek sanıldığından...Ve güneş doğarmış yine. Enseyi karartmayın. c.altan@prizma.net.tr Yıl 1598... Osmanlı tahtında Padişah III. Mehmet oturuyor. Vezir - i azamı da, sonradan idam edilecek olan Yemişçi Hasan Paşa...