Dünden itibaren havaların gündüz ısınıp, geceleri soğuyacağı haber veriliyordu.
Ama bayramdan sonra gelecek soğukların, artık kış soğukları olduğu; gecesi ve gündüzüyle “Hattı Üstüva”nın Kuzeyi’ndeki bütün ülkelerin bembeyaz damlar ve saçaklardan sarkan buzdan dişlerle buz keseceği bildiriliyordu.
***
Kanuni Sultan Süleyman döneminde, “meteorolojik” öngörülerle, örgütlenmeler bugünkü kadar ilerlememişti.
1’inci Viyana Kuşatması’nın hangi hava koşulları altında geçeceğini ne bir Haham Efendi, ne bir Papaz Efendi, ne bir Hoca Efendi kestirebiliyordu.
Zaten öyle olmasa geçen 20’nci yüzyılın ilk yarısında, 2 Dünya Savaşı birden olmaz; Nagazaki’si ve Hiroşima’sı ile Londra’sına kadar, 100 milyona yakın insan; çocukları, yaşlıları, kadınları, kızları ve çeşit çeşit mesleklerden erkekleriyle, durup dururken ölmezlerdi.
***
İngiltere’de Manş denizindeki limanlar Amirali olan Winston Churchill, 2’nci Dünya Savaşı patladığında, dışa karşı üzgün görünüp, kendi iç dünyasında deliler gibi sevinmezdi. Bunun nedeni de, Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Deniz Kuvvetleri komutanı olabilmesi için başka bir imkân bulunmamasıydı.
***
O sırada eşi kendisini bırakıp, başkasına gitmişti. Bunu “puro sever” Churchill’e haber verdikleri zaman, aldıkları yanıt şu olmuştu:
- Boş verin, gittiği erkek de bıkar.
***
Churchill’in ihtirası, “amirallik”de en üst rütbeye çıkmaktı. 2’nci Dünya Savaşı’nın daha başlarında, “Büyük Britanya İmparatorluğu”nun Başbakanı olmuştu.
***
Rahmetli Bal Mahmut’un ihtirası ise, üst düzey siyasetçilerin arasında kaybolmamak ve Beyoğlu’nda bir oyuncakçı mağazası açarak hem çocukları mutlu, hem kendini zengin etmekti.
İngiltere Başbakanı Winston Churchill’le Bal Mahmut çağdaştı; hangisinin hayatı, geleceğin de bir müjdecisi olmuştu?
***
17 eyaleti ile tam federal bir devlet olan Almanya’nın imparatoru 2’nci Wilhelm’in neden olduğu 1’inci Dünya Savaşı’na İttihat ve Terakki’nin önde gelen komutanlarından Enver Paşa, İmparator’a çok yakın olduğu için birlikte katılmıştı.
Ve sadece Çanakkale’de ilk üniversitelilerden -askeri açıklama 50 bin- rivayet ise 300 bin kişinin ölüp yok olmasına sebep olmuştu.
***
Almanya, “Milli birliği”ni çok geç 1804’de Bismarck sayesinde kurmuştu. O yüzden de İngiltere’yle Fransa gibi, Avrupa kıtası dışındaki kıt’alarda sömürgesi yoktu.
***
Asya kıtasında ise Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan gibi kızılca kıyamet Türk toplulukları vardı. Almanya, Enver Paşa ile birlikte bunların hepsini kalkındırabilirdi.
***
2’nci Wilhelm, Enver Paşa’ya:
- Hepsiyle birlikte bir Orta Asya İmparatorluğu kurar ve adını da “Enverland” koyarız, diyordu.
Enver Paşa da bu hayallerle yaşadı ve sanırsam Türkmenistan’da çok zor koşullar altında noktaladı hayatını.
***
Ne Osmanlı İmparatorluğu’nun 600’ü içinde, ne de Cumhuriyet döneminde Yakut Türklerinin adı pek duyulmadı.
Göktürk İmparatorluğu’ndan, Selçuklu İmparatorluğu’ndan çeşitli sınırlar Asya haritalarında hep çizildiği halde; Yakut Türklerinden hiçbir şey çizilmemişti.
***
Yakut Türklerinin nüfusu 450 bin kişiydi ama arazisi çok büyüktü ve 600 Hava Meydanı vardı. Yeryüzünün “Elmas-pırlanta” üreten 2’nci büyük devletiydi. “Şaman-Ortodoks” karışımından, kendilerine özel bir din yapmışlardı.
***
Bendeniz de, Yakut Türklerinin, bizim hakkımızda ne düşündüğünü merak etmeye başladım.
Küçücük bir haber onlara:
- Buralarda da biraz elmas, biraz pırlanta ile gelirlerse asla zarar etmezler. “Kuyumcular Çarşısı”nda, evrensel şirketler kurabilecekleri bir yığın da dost bulabilirler kendilerine...