Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları

“Zırva”; gerçekliği de gerçekleşmesi de mümkün olmayan bir iddia, bir açıklama, bir anlatım için kullanılan bir sözcük.
“Zırva”yı belirtmekte en sık kullanılan halk deyimi de:
-Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı...
* * *
Bizim çok zengin olan folklorumuzda, “zırva” ile dalga geçen mısralar da epeycedir, örneğin:

Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?
* * *
“Zırva” bir iddiaya, tutarlı bir açıklama yapmaya çalışmak ise, “tevil”; zırvalamanın içeriğini ve anlamını kaydırmaya çalışma...
* * *
Zırvalamayla, saçmaladığı belirlenen bir kişinin, kendini savunma yöntemleri de çeşit çeşit...
* * *
Diyelim ki bir nutukçu, kürsüden bangır bangır bağırıyor:
-Türk’e Türk’ten başka dost yok, diye...
* * *
O sırada Zonguldak’ta, gerekli önlemler alınmadığı için işletilmesi yasaklanmış ve girişi mühürlenmiş bir maden ocağının da; gizlice çalıştırıldığı ve içindeki maden iççilerinin de bir patlama sonucu öldüğü ortaya çıkıyor.
* * *
Şimdi nutukçu nasıl “tevil” edecektir iddiasını?
Ya:
-Böyle bir suçu işleyenler de, onları gerektiği kadar denetlemeyenler de Türk olamaz, diyerek.
* * *
Ya:
-Böyle suçlar ve kazalar dünyanın her yerinde oluyor; benim kastım topraklarımıza göz dikmiş olan düşmanlar. Onlara karşı başkalarına güvenerek savunamayız kendimizi demek istedim, diyerek.
Hatta belki Namık Kemal’den de bir beyit okuyarak:

Haberin Devamı

Sana senden gelir bir işte ancak dad (yardım) lazımsa;
Ümidin kes zaferden gayrıdan imdad lazımda.
* * *
Türkiye’de kimse, son 90 yıldaki “siyasetçi yalanları”nın bir dökümünü ortaya çıkaran bir inceleme yapmadı.
Sanırım bundan sonra da, kimse yapmayacak.
* * *
Şayet böyle bir döküm yapılmış olsaydı; son referandum sonuçlarıyla, tekrar ekranlara gelen 2 -hatta 3- renge bölünmüş T.C. haritasının, neden öyle bir bölünmeye uğradığı, çok daha değişik yorumlara neden olabilirdi.
* * *
Sık kullanılan halk deyimlerinden biri de:
-Kendi kendine gelin güvey olma...
* * *
Bir başka halk deyimi:
-Sultanahmet’te dilenir, Beyazıt’ta sadaka verir.
* * *
Bütün bunların nedenleri, “siyasetçi yalanları”nın dökümü yapılmasa da, az çok kurcalanmakta...
Ne var ki, 10 yılda gerçekleşmiş 1 milyon trafik kazasında, sakat kalmış 100 binlerce insanla ailesine, bir çare olamamakta.
* * *
Yeni bir anayasa tartışmaları süre dursun...
* * *
Bireysel olarak hoşça vakit geçirmenin yöntemlerinden biri de; yeni zırvalar uydurarak eğlenmek...
O zaman görülecek ki, o kadar da kolay değil yeni zırva uydurmak.
* * *
En çok “hamasetçilik” sağlıyor bu olanağı. “Zırvalamadan”, hamasetçiliği çıkarınca...
* * *
Epey bir zaman önce, “zırvalamanın” somut bir portresini göstermek için, “Peşrev Nargile” diye bir tip çizmeye çalışmıştım.
* * *
Peşrev Nargile’nin bir ayağında, “Osmanlılığın simgesi” olarak mes, öteki ayağında “Kuva-yi Milliye’nin simgesi” olarak çizme vardı.
Poturu, kırmızı kuşağı, yeleği, Anadolu ile Rumeli eşrafının; yırtık mintanı köylülüğün; frak ceketi Atatürkçülüğün; kasketi solculuğun; sırtındaki tirkeş, ırkçılığın; sağ elindeki tespih Müslümanlığın; sol elindeki tenis raketi de, Avrupalılığın simgeleriydi.
* * *
Şimdi yine aklım takılıyor; vaktiyle çizmeye çalıştığım tip, gerçekten o kadar bireysel bir zırva mıydı?
* * *
Şöyle eğlenerek oyalanmak için, bireysel zırvalar bulmak...
* * *
Gerçek bir transatlantik kaptanı, gemisinde at yarışları da düzenleyebilendir.
* * *
Şehirler arası yolcu otobüslerinin üstünde, 3 tane de helikopter bulunmalı...
Otobüsle gitmekten yolda sıkılan yolcular, hemen helikopterlerle gitmeli gidecekleri yere...
* * *
Yerdeki yıldızlarla aşklar yaşanabiliyorsa, gökteki yıldızlarla da yaşanabilir olmalı; ancak göktekilerin, hangi otelleri yeğleyeceklerini öğrenmek reklama girebilir.
* * *
Şimdi bu tür zırvalara, birer de “tevil” yakıştırmaya çalışsak...
Sanırım ki birçok yorumcu için, gerçek bir vatansever oluruz biz de...
* * *
Neyse...
“Tevil”i de, ustalarına bırakalım.