YazarlarÇürük elma teorisi

Çürük elma teorisi

25.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çürük elma teorisi

Çürük elma teorisi


Tezgahı açarsınız.
İlk ya da "ilkel çağ" diyebileceğimiz safha, "çürükler"in gizlenmesi ve sokuşturulmasıdır.
Aşırı, aççık seççik çürükler, diğerlerinin bünyesindeki muhtemel kurtlarla da ilgili bir kurt düşürebilir insanın içine.
Ayan beyan çürükleri görenlerin, üstü parlatılmış olanların da çürüklüğünden kuşkulanması, tezgahı toptan sorgulaması engellenir.
Elbirliğiyle gizlenirler.
Fakat hayat ilerlemekte, dünya gelişmekte, küreselleşme filan olmakta, bu arada, "kazıklananlar" arasından da uyananlar ve öfkelenenler artmaktadır.

. . .

İkinci safhaya geçilir.
Bu safha birincinin tam tersi gibi görünse de, özü itibariyle aynıdır.
Bu kez, çürükleri gizlemek yerine teşhir etmek evladır.
Dikkat edin, pazar yerlerindeki gerçek tezgahlarda dahi bu safhaya geçilmiştir.
Mesela, kırık yumurtalar, buruşmuş patlıcanlar, ezik domatesler filan tezgahta ayrı bir yerde sergilenir.
Hem diğerlerinin temizliğinin, tazeliğinin, ağızlara layıklığının kanıtı olarak, hem de daha az bir fiyata onların da "ezik" müşterisi olduğundan.
Bu safhanın anafikri şudur:
Bakın, içimizdeki çürükleri ayıklıyoruz; öyleyse diğerleri ve tezgahın bütünü açısından kuşkuya düşmeniz yersiz.
Yıllarca soygun ekonomilerini finanse eden ve çekip çeviren IMF, Dünya Bankası gibi küresel jandarmaların bile son zamanlarda "yolsuzluklar" üstünde durmaları biraz da bu yüzdendir. (Son günlerin yıldızı Bankacılık Üst Kurulu da böyle bir bastırmanın eseri değil mi?)
Tezgahımıza dönersek, "çürüklerin teşhiri" ameliyesi, "her sepette çürük olur" teorisiyle birlikte, hamamın değilse bile, sistemin namusunu kurtarma ve kollama harekatıdır.
Ve birinci safhaya göre de, hiç yoktan iyidir!

. . .

İkinci safha, bütün derdi sistemin bir bütün olarak teşhirinin önlenmesi olduğu halde, çürükleri sergiledikçe, ister istemez "çürüme"nin ipuçlarını da verir.
Birileri çıkar, sormaya, sorgulamaya başlar:
Tezgahı kim, hangi koşullardan beslenerek kurdu?
Bu tehlikeli bir sorudur.
Çürük "lokalize" edilerek, bir "sapma" olduğu kanıtlanarak, sorgulamanın, "çürüklüğün" diğer temel aktörlerine sıçraması önlenmeye çalışılır.
Aksi takdirde, üçüncü safhaya geçilecektir.
Geçilmemelidir.

. . .

Şimdi "lokal anestezi" ile üstüne gidilen Egebank olayına bakın.
Bir sistemin "mikrokozmosu" olarak, "sistem"e dair yığınla ipucu taşıyor.
Bu, "çete"den yargılandığı halde, bunun "eksik çete" olduğunu bilen Murat Demirel'in de en büyük güvencesi.
Konuşurken Sadettin Tantan, konuşmadığı halde Zekeriya Temizel, bu ipuçlarının farkındalar.
Ama nerede, hangi konumda bulunduklarının da farkındalar herhalde.
Birileri, sistem hiç sorgulanmasın, çürüğün oluşma koşullarına tüm aktörleriyle kafa yorulmasın istiyor.
Çürük yumurtayı kenara koy; tezgaha nazar değmesin diye.

. . .

İkinci safha tabii ki hiç yoktan iyidir.
Ama bir de üçüncü safha var ki... O zaman "sistem" değişiyor.



Yazara E-Posta: umur.talu@milliyet.com.tr