Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Televizyon reklamlarında bir süredir Milliyet yazarlarını izliyorsunuz. Milliyet’i Milliyet yapan, gazetenin gerçek sahipleri olan okurlarımızla köklü bağları olan güçlü yazar kadromuz var: Çetin Altan, Hasan Pulur, Sami Kohen, Güneri Cıvaoğlu, Hasan Cemal, Güngör Uras, Melih Aşık, Meral Tamer gibi duayenlere, artık olgunluk çağına giren Fikret Bila, Can Dündar, Abbas Güçlü, Mehmet Tezkan, Aslı Aydıntaşbaş, Kadri Gürsel, Serpil Çevikcan’la simgeleşen genç / orta kuşağın etkin yazarlarına yeni isimler ekleniyor.
Sadece siyaset, dış politika, ekonomi gibi zaten güçlü olduğumuz alanların dışında sinemaya, edebiyata modaya, yaşama, sağlığa, iklim değişikliğine, çevre sorunlarına duyarlı yeni köşeler açıyoruz.

Kaliteli magazine yöneliyoruz
Örneğin Mehveş Evin’in Almanya’daki nükleer santrallerin kapatılmasıyla ilgili röportajı, Prof. Barbaros Çetin’in otizmin kaynağında ‘kene’nin olabileceğine ilişkin tezi, İngiltere’de pazar günleri yayımlanan ‘Observer’de yer alacak nitelikle dosya haberlerdi.

Doğru haber özgür yorum

Bu hafta gösterime giren “Kelebeğin Rüyası” hayli beğenilmesine karşın, yakın zamanda kaybettiğimiz meslektaşımız Hikmet Bila’nın senaryosuyla olan benzerliği nedeniyle de polemik konusu oldu. Ali Eyüboğlu, bu tartışmaya filmi izleyerek açıklık getirmeye çalıştı.
Ana gazeteyi Türkiye ve dünya olaylarını takip eden haber ve yorumlarla güçlendirirken cumartesi pazar ekleriyle kaliteli bir magazine yöneliyoruz. Dünkü Milliyet Pazar’a bakın: Sevgili Cüneyt Özdemir Londra’dan geldi, ‘Pazar Sofrası’nda Gülben Ergen’le yemek yedi. Çağdaş Ertuna Londra’daki galada Kıvanç Tatlıtuğ’la buluştu.
Defne Samyeli, ’Issız Adam’ı sorguladı.
Daha genç, daha canlı, renkli ve dinamik sayfalar hazırlayarak, Milliyet’i yeni okurlara açıyoruz.
Son üç ayda aldığımız 30 bine yakın tiraj, ‘iyi gazete’ yapmanın ödülü.
‘Size sadece Mlliyet yeter’ derken, haberciliğimize ve güçlü yazar kadromuza güveniyoruz.
Çünkü Milliyet, Abdi Bey’den bu yana ‘okunmak’ için alınan gazete olmuştur.
Onun için bizim okurlarımız, gazetelerinin üzerine titrerler ve bizi eleştirirken, ‘30-40 yıllık Milliyet okuru olduklarını’ belirtirler. 7 yıl Okur Temsilciliği yaptığım için okurun gücünü bilirim.
Gazetenin gerçek sahibi onlardır.
Bu gazete, kurucu genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi’yi 1 Şubat 1979’da siyasi suikast sonucu kaybetmiştir.
Eşzamanlı olarak Türkiye 1980’de askeri darbeye sürüklenmiştir.
12 Eylül’ün askeri ortamında ‘yasaklar’ nedeniyle gazete eski demokrat, özgürlükçü çizgisini korumakta zorlanmıştır.
Ancak 1980’lerin ortasına doğru ‘darbe’nin etkilerinden arınarak klasik çizgisine yönelmeyi başarmıştır.
Gazeteyi o sarsıntılı günlerde okurları ve yazarları ayakta tutmuştur.
62 yıllık tarihinde iki kez el değiştirmesine karşın Milliyet, çizgisini bozmamış, logosundaki ‘Basında güven’ ilkesine sadık kalarak, doğru haber/özgür yorum anlayışını sürdürmüştür. Bu tutum Sayın Aydın Doğan döneminde de değişmemiştir, sayın Erdoğan Demirören döneminde de değişmez. Bugün de aynı ‘dengeli’ tutumu sürdürüyoruz.
Liberal, sol, demokrat, muhafazakâr tüm görüşlere açık duruyoruz.
Bir Milliyet klasiği olan ‘Düşünenlerin Düşüncesi’ni bu nedenle açtık.
İnternet çağında gazetecilik artık ‘içerik ve niteliğe’ dönmek zorunda.
Bulmacayı hazırlarken bile, basitlikten kaçınacaksınız.
Milliyet’i yoğun bir emekle hazırlıyoruz.
İtirazlarınızı, tepkilerinizi bize yazın.
Gazetenize sahip çıkın.

Doğru haber özgür yorum


Milliyet’te bu yıl benim 30. yılım 1983’te parlamento muhabiri olarak girdiğim gazetemde yayın yönetmenliğine dek yükseldim. Ayrıldığımda da kırılmadan, gücenmeden, röportaj da yaptım, köşe de yazdım. Geçen sürede gazeteden ayrılanlar da oldu, katılanlar da. Zaman zaman oluşan tercihleri, Milliyet’te Abdi Bey’den bu yana korunan demokrat kimliğin, çoğulculuğun, farklı görüşlere saygının sonucu olarak değerlendirmek gerekiyor. Bunu da en iyi eski okurlarımız anlar.
Elbette 40-50 yıllık okurlarımızı kaybetmeyeceğiz ama yenileri de kazanacağız!
Aramıza yeni katılan arkadaşlarımızın buluşma noktası Milliyet ilkelerine bağlılık olacaktır.
Etik değere saygı, nefret söyleminden uzak üslup, kişisel değil toplumsal fayda, siyasi partilere eşit mesafe Milliyet’i Milliyet yapan değerlerdir. Gazete bu anlamda anayasası olan en eski gazetedir.
Okurlarımız rahat olsunlar.
Milliyet’in doğrultusu değişmez!

Mesaj kaygısı
Milliyet’in haberciliğindeki nesnellik açısından iki çarpıcı örnek 19 Şubat günkü manşetlerde yer aldı.
Sinop’a giden BDP heyetine yönelik linç girişime karşı, ‘Madımak olmasın’ uyarısını yaptık. Silivri’de ise mahkemeyi izlemeye gidenlerin biber gazı ve tazyikli suyla dağıtılmasını eleştirdik.
Çoğu gazete o gün Sinop’ta BDP’li vekillere yönelik kuşatmayı görmemişti. Başbakan da ertesi gün bu tutumu eleştirdi.
Bizim habercilik duruşumuz işte tam da bu noktada, ‘haberi karartmamak’tan geçiyor.
Daha önce de açıkladık: Kürt sorununun barışçı çözümünde tarafız.
PKK silahı bırakır, TBMM yeni anayasada uzlaşırsa 30 yıldır süren ‘iç çatışma’ son bulur. Analar gözyaşı dökmez.
İyi haftalar. Saygılar.