Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ÇANKAYA, Meclis'ten güvenoyu alacak bir koalisyonla seçimlerin 2000'e bırakılması yönünde nabız yoklasa da Cindoruk dışındaki liderlerin, "erteleme" formülüne sıcak bakmadıkları anlaşılıyor.
Belki, Ecevit'in başbakanlığı halinde DSP de "2000'de seçim" önerisine "evet" diyebilir, o kadar!
ANAP başta olmak üzere, DYP, CHP ve Fazilet Partisi'nin ise en geç nisanda yerel yönetimleri de içeren "çifte seçim"den yana oldukları gözleniyor.
Mümkün olsa ANAP seçim tarihini şubata kadar çekmekten yanadır.
O halde, TBMM'nin öncelikle çözmesi gereken sorun, "seçim tarihi" değil, Türkiye'nin bir an önce güvenoyu alacak hükümete kavuşturulmasıdır.
Liderler turunu tamamlayan Cumhurbaşkanı Demirel'in atayacağı başbakan, güvenoyu alırsa, Meclis'in desteğine sahip bir iktidarla baharda seçime gidilir; sonuçta altı ay kaybedilecek olsa da 1999'un ikinci yarısını kazanacak yeni bir siyasi yapıya kavuşulur.
Bugüne dönersek... Liderlerle temasların ışığında, Çankaya'nın önünde, Meclis'te güvenoyu alması garanti hangi seçenekler bulunuyor:
1) ANAP - DYP - DSP koalisyonu (134 + 99 + 61)
2) FP - DYP - CHP koalisyonu (144 + 99 + 55)
3) Liderlerin katılmayacağı tarafsız başbakanla seçim hükümeti.
Üç formülün de kendi içinde zorlukları gözüküyor.
Tarafsız başbakan formülüne, Yılmaz ve Çiller karşı. Çünkü Yüce Divan'da tasfiye kaygısına benzer bir kuşku duyuyorlar. Başbakan parti liderleri dışında seçilirse, Türkiye'nin "ara rejim"e sürüklenebileceğinden ürküyorlar.
Bu formülün seçimi gündemden çıkarabileceği kuşkusu bile var!
CHP, Fazilet'li bir hükümete "hayır" dediği için, Kutan - Çiller - Baykal formülü de gündem dışına düşüyor.
Geriye tek formül kalıyor:
ANAP - DYP - DSP hükümeti.
Son günlerde merkez sağdaki baltaların gömülmesine ve özellikle mal varlığı konusunda tarafların karşılıklı aklanmasına dayalı senaryolar, Anayol - E formülünü bir anda güncelleştirdi.
Ancak buradaki zorluk başbakanın kim olacağıdır?
Ecevit olsa ANAP ve DSP açısından mesele yok!
Ancak DYP öyle düşünmüyor. Tabii Çiller de...
Tansu Hanım bu defa "sıra bende" havasında.
Nitekim DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci dün Çiller'in beklentisini ortaya koyan siyasi değerlendirmeyi basın toplantısıyla açıkladı.
Hasan Ekinci, Anayol ve Refahyol hükümetleri döneminde DYP'nin özveride bulunduğunu savunarak, "Her özverinin bir vecibesi olmalıdır. Özveri sırası, vecibesi olanlardadır" dedi.
Açıkçası, Anayol ve Refahyol devam etseydi "sıra Çiller'e gelecekti" demeye getirerek, şimdi eski "söz"lerin tutulması gerektiğini hatırlattı.
Bir gazetecinin, "DYP'nin özveri beklentisinin, başbakanlığın Çiller'e verilmesi anlamını taşıyıp taşımadığı" sorusuna Ekinci'nin verdiği yanıt, bunun önkoşul olmadığından hareketle bir çoğunluk hükümetinin işbaşına gelmesine dönük "uzlaşma" mesajını içeriyordu.
Peki, Çiller, Anasol'da başbakanlık isterse, Yılmaz ve Ecevit buna "evet" diyebilecekler mi?
Ya da "Çiller de, Ecevit de olmasın. Üçüncü bir isim üzerinde anlaşılsın" formülüne DYP sıcak bakacak mı?
İşte, kurulması aritmetik olarak en kolay gözüken formülün önünde de "başbakan kim olacak?" sıkıntısı duruyor.
Ayrıca, DYP'nin anahtar rol oynayacağı bu hükümetin kurulmasında, anayasal bir zorluk da söz konusudur.
Çünkü, üç partinin anlaşmasına dayalı bir hükümetin hayata geçirilmesi için, Demirel'in görevlendireceği Meclis'te en fazla sandalye bulunduran parti başkanından başkası gerekmeyecek mi?
O zaman da, görevin Kutan'a verilmesi ve Fazilet'in tekrar "iktidar potası"na yaklaştırılması durumu doğacaktır.
Sahi, nisandaki seçimlerin bile ertelenmesi için nabız yoklandığı bu ortamda, Çankaya, Fazilet'i yeniden iktidar alternatifi haline getirebilir mi?
Zor...
Bakalım Baba, bu zorluğun içinden nasıl çıkacak?
İzlemeye devam edelim.




Yazara E-Posta: d.sazak@milliyet.com.tr