Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti'nce tartışmaya açılan "hak ve sorumluluklar bildirgesi" ,medyanın kendisine çeki düzen vermesi yönündeki görüşlerin ağırlık kazandığı bir ortamda mesleki değerlere dönüş için iyi bir fırsattır.
Hepimiz farkındayız.
Yazılı basının televizyonlara göre, hayli yerleşik sayılabilecek geleneklerinin bile sarsıntıya uğradığı, kimi zaman çatırdadığı Türkiye gerçekleri karşısında gazetecilerin meslek ilkelerine eskisinden daha sıkı sarılmaları bir "yurttaşlık görevi" haline gelmiştir.
Medyanın önemi arttıkça, kamu adına üstlenebileceği roller giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
İşte bu süreç, gazeteciye yeni sorumluluklar yüklemenin yanısıra bazı haklar da kazandırmaktadır.
Cemiyet, dünyadaki değişimi de izleyerek "Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi" başlığı altında kapsamlı bir taslak hazırlamış. Çalışmanın proje koordinatörlüğünü Milliyet gazetesi yazarlarından Umur Talu yapıyor.
Meslek örgütleri ve üniversitelerin de görüşlerine açılan taslak nihai şeklini aldığında, gazeteciyle, onun bilgilendirmeye çalıştığı toplum arasında yeni bir "uzlaşma" doğacak.
Adı üzerinde, bildirge, taraflara "hak ve sorumluluklar" yüklüyor.
Umur Talu, bildirgenin "bu mesleği yürütenlerin vicdanı" olacağını söylüyor.
Elbette, basın özgürlüğü konusunda anayasadan, yasalardan kaynaklanan haklar mevcuttur ve demokrasi tarihi bu kazanımlar üzerine kuruludur.
Öyle ki; bilgi edinme günümüzde, temel insan hakları arasında sayılmaktadır.
Basın Meslek İlkeleri, Milliyet'te olduğu gibi, kurumların kendi anayasaları,mesleğin evrensel değerleri ve 21'inci yüzyılın eşiğinde adeta yeniden keşfedilen "gazetecilik etiği" de hepimizi bağlamaktadır.
Buna rağmen bir değerler kargaşası ve "aşınma" olduğu da gerçektir. Bu yüzden başkalarını çok rahat eleştiren gazeteciler, şimdi "özeleştiri" de sayılabilecek bir çalışmayla geleceğe yeniden bakmaktadırlar.
Gazeteci kimdir?
Gazetecinin sorumluluğu nasıl ifade edilebilir?
Gazetecinin görevleri ve doğru davranış kuralları nelerdir?
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin çalışmasında bunlar yeniden tanımlanıyor.
Örneğin "gazeteci" tanımı yapılırken "başlıca geçim kaynağı" yazılı, görüntülü, elektronik basın ve yayın organında haber alma ya da fikir belirtme olanlar, denilmektedir.
Demek ki gazeteci, mesleğini yaparken "başka iş düşünmeyecek" .
Gazeteci, basın özgürlüğünü halkın doğru haber alma ve bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanacak. Her türlü sansür ve otosansürle mücadele edecek
Gazetecinin haklarına gelince...
Taslaktan birkaç madde sayalım:
* Gazeteci, inanmadığı bir görüşü savunmaya veya meslek ilkelerine aykırı bir iş yapmaya zorlanamaz.
* Gazeteci, kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca, kaynağını açıklamaya ve tanıklık yapmaya zorlanamaz.
Gazetecinin temel görevlerinden ve ilkelerinden birkaç örnek...
* Gazeteci bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunur.
* Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için yanıltıcı yöntemler kullanamaz.
Ve doğru davranış kurallarından örnekler:
* Fotoğraf yahut görüntünün güncel olup olmadığı açık biçimde belirtilmeli, canlandırma görüntülerde de bu, seyircinin de farkedebileceği biçimde ifade edilmelidir.
* Hazırlık soruşturması sırasında soruşturmayı zaafa uğratan, yönlendiren tarzda haber verilmesinden kaçınılmalıdır.
Gazeteci yargı sürecinde taraf olamaz. Mahkeme kararı kesinleşmedikçe, bir zanlı veya sanık suçlu ilan edilemez.
Evet, gazeteciler, kendi evlerinin önünü süpürüyor.
Medyadan yakınanlar da aynı şeyi yapabilseler!



Yazara E-Posta: D.Sazak@milliyet.com.tr