Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programı bu hafta İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yapıldı. Sınav zamanı olmasına karşın Kanal D’nin 01.00’de başlayan “canlı yayın”ına katılan öğrencilerle 2009 yılından geride kalanları ve 2010’dan beklentileri konuştuk.
Teknik üniversiteliler geleneksel olarak siyasete yakın ilgi duydukları için “demokratik açılım” süreciyle yakından ilgili bir grubu karşımızda bulduk. Programın neredeyse iki saati, öğrencilerden gelen sorular çerçevesinde Kürt sorununun barış ve demokrasi içinde nasıl çözüleceğini tartışarak geçti. İTÜ’lü gençleri hayli umutlu gördük.
Programın arasında sokak röportajlarına da yer verilmişti. Vatandaşın gündeminde ise ekonomik zorluklar, geçim derdi ve işsizlik vardı. Gençler de, mezuniyet sonrası kendilerini bekleyen geleceği “İş bulacak mıyız?” diye şimdiden sorguluyorlar. İşsizlik Türkiye’nin en büyük sorunu. Ve her dört gençten biri işsiz.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2008 verilerine dayalı olarak yaptığı modelleme de işgücüne katılım konusundaki zorlukları ortaya koyuyor. Milliyet Ekonomi önceki gün mükemmel bir harita yayımladı. Güngör Uras ve Hurşit Güneş de tabloları yorumladılar. 15 yaş üzeri nüfus 50.7 milyon. İş bulabilen 21.1 milyon. İş bulamayan nüfus ise 2.6 milyon. Yüzde 11 dolayında. Ancak bu modelleme 15 yaşın altında, okula giden, yaşlanan ve çalışmak istemeyen işgücünü dışarıda bırakıyor. Dolayısıyla ortaya yüzde 11 gibi hayli iyimser işsizlik oranı çıkıyor.
Küresel krizin olumsuz etkileri asıl 2009’da gözlendiği için resmi işsizliğin yüzde 13’lerin de üstüne çıktığı bir gerçek. Daralan ekonomi, kapanan fabrika ve işyerleri 2009 göstergelerini daha da sıkıntılı hale getirdi. 2009’da işini kaybedenlerin sayısı 1 milyonun üzerinde.
Türkiye ekonomisi 2003-2007 arasında yüzde 6-7’lerde büyüdüğü için istihdam yaratabilmişti. 2009’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gözlenen en kötü rakamlara inen büyüme göstergeleri ve 2010’daki yüzde 1-2’lik büyüme oranlarıyla Türkiye’nin genç nüfusunu, üniversitelerden mezun olan nitelikli insan gücünü istihdam etmesi kolay olmayacaktır.
İTÜ’lü gençler de, programa başka illerden telefonla bağlanan üniversite mezunları ve kadro bekleyen öğretmenler de, yakıcı sorunun “iş” beklentisi olduğunu anlattılar.
İstatistikler, Şırnak, Hakkâri gibi iller ile Güneydoğu’dan göç alan Adana başta batılı kentlerde de işsizliğin tavan yaptığını gösteriyor. İstanbul’daki işsiz sayısı ise 500 bini buluyor.
“Demokratik açılım” başarıya ulaşırsa, güvenliğe giden kaynakların bölgesel yatırımlara, kalkınmaya, istihdam ve refaha yönlendirilmesi mümkün olacak. Silaha giden kaynaklar eğitime, sağlığa, okullaşmaya aktarılabilecek. Türkiye, 2010’da bir erken seçime giderse sonucu işsizlik ve yoksulluğa karşı politikalar tayin edecektir.