Yazarlar"Devlet Sanatçısı" ve ötesi

"Devlet Sanatçısı" ve ötesi

09.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Devlet Sanatçısı" ve ötesi

Devlet Sanatçısı ve ötesi

       KIYAMET "Cumhuriyet'in 75. yıl kutlamalarını ödüllendirmek için belirlenen sanatçı kadrosunu geniş tutmaktan" kopuyor.
Kültür Bakanı İstemihan Talay konuyu Demirel'e açıyor: "75. yıl coşkusunda, sanatçılar o kadar çaba harcamasaydı, kutlamalar böyle görkemli olmazdı. Onlara borcumuzu ödeyelim ve devlet sanatçısı yapalım." Talay'ın önerisine Demirel sıcak bakıyor ve "madem 75. yıl ödülü, o halde kadroyu geniş tutalım" yanıtını veriyor. Bunun üzerine değişik dallarda "76 kişiye devlet sanatçısı" unvanı verilmesi karara bağlanıyor. Ama, yüksek rakam, yüksek yankı yaratıyor.
Hele de, işin içinde "devlet" adı olunca, çok kişide soru işareti beliriyor. "Devlet Sanatçısı" seçilmek, "devletin adamı mı olmak, sanatı devlet adına mı icra etmek" gibi sorular akla geliyor. Oysa, sanat özgürdür. Bir yerlerden izin almak ya da "devlet adına sanat icra etmek, sanatı güdümlü kılmaz mı, o sanatçının değerini küçültmez mi?.." Bunlar doğru sorular. Ama, günümüz örneğinde ne kadar gerçek?..
O halde, "devlet sanatçısı kimdir" sorusunun karşılığını bulmak gerek. 7 Kasım 1998 tarihli yönetmeliğin 4. maddesi devlet sanatçısını tanımlıyor:
"Devlet sanatçılarında aranan özellikler şunlardır: Türk toplumunun kültür ve sanat hayatına üstün hizmette bulunmak. Eserleri veya icrasıyla yaratıcılık gücü ve yeteneğini göstermiş olmak. Mesleğinin örnek temsilcisi olmak. Uluslararası düzeyde yeteneğini kanıtlamış olmak."
Yani, sanatı devlet adına yapmak ya da devlet yanlısı olmak gibi bir ölçü yok. Şu tartışılabilir. Seçilen 76 kişi bu ölçülere uygun mu ya da bu ölçülere uyan başka sanatçılar varsa, onlara aynı unvan neden verilmiyor?.. Ölçü, "75. yıl kutlamalarına katkıda" yatıyor.

Yönetmeliğe göre, ilgili sanatçıları, "Devlet Sanatçıları Seçici Kurulu" belirliyor. Kurul Kültür Bakanlığı Müsteşarı, Müsteşar Yardımcısı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü'nden oluşuyor.
Kültür Bakanı Talay'a dün soruyorum, Talay "Devlet sanatçısı olmanın hiçbir maddi yararı yok. Bu sadece manevi bir destek" karşılığını veriyor. En geniş anlamda, "devletin sanatçısına sahip çıkması." Bu unvan Cevdet Sunay döneminde 11, Kenan Evren döneminde 19, Turgut Özal döneminde 30 sanatçıya veriliyor. 1991'den bu yana verilmiyor.
Seçici kurulca belirlenen isimleri Talay öneriyor, Demirel onaylıyor. Arada başka kimse yok. Bakanlar Kurulu'nda tartışılmıyor. Başbakan Yılmaz bu girişimi yerinde bulduğunu iletiyor, isimlere karışmıyor.
Tepkiler olabilir. Kaldı ki, "sanatçı tepkileriyle sanatçıdır." Ama, konu burada özetlendiği gibi. Benim tepkim ise, çok başka!.. "Devletin sanatçısına sahip çıkması, sadece unvan vermekle sınırlı kalamaz. Sahip çıkmak, sanata ve sanatçıya maddi katkıyla mümkün." Güç maddi koşullarda, örneğin hastalıkta ve emeklilikte elini uzatarak. Devlete düşen bu. Gerisi polemik!..



Yazara E-Posta: y.dogan@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler