YazarlarDiyarbakır: Yeniden doğuş

Diyarbakır: Yeniden doğuş

13.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Diyarbakır: Yeniden doğuş

Diyarbakır: Yeniden doğuş

       KIRK yıl düşünse insan, aklına bile gelmez. "Tek bir kare, tek bir kesitten" baktığınızda, inanılacak gibi değil, "İtalyan ağaçlı, çimenli, otoparklı, fıskiyeli, düzgün patikalı, yemyeşil parkın ötesinden modern konutlar yükseliyor, yanında geniş ve ışıklı bir bulvar, Avrupai bir fotoğraf: Burası Diyarbakır!.."
Güneydoğu'ya ve Diyarbakır'a yıllardır, kim bilir kaç kez yolum düştü, ama ilk kez çarpıcı bir "kentsel gelişme" gözle görülüyor, elle tutuluyor. Kentin bir bölümünde olağanüstü bir değişim, yüze yakın geniş bulvar, parklar, açık ve kapalı otoparklar, modern çarşılar. Her ne kadar öte yanda, iç içe geçmiş gecekondular, dar ve pis sokaklar, boğucu sefalet yine gövde gösterisindeyse de, Diyarbakır'ın yavaş yavaş ayağa kalktığı bir gerçek.
Belediye Başkanı Ahmet Bilgin, şu anda Türkiye'nin "en başarılı birkaç belediye başkanından biri." Dur, durak tanımadan, kenti yeni baştan imara açmış. Yeni yollar açarken, "bazen bir camiden, bazen Ermeni Mezarlığı'ndan, bazen cezaevinden, bazen karakoldan", onların bahçelerinden yer alıyor, yüzlerce köhne evi yıkıyor. Diyarbakır'a nefes aşılıyor. Her kesimle de iyi bir diyalog içinde.
Ahmet Bilgin RP kökenli olmasına rağmen, "geçmişten sadece bu etiketi" taşıyor. Fazilet Partisi'ne girmeyi düşünmüyor. Refahyol döneminde, militan RP'lilerle tartışıyor. "Sizin yüzünüzden" diye söze başlayarak, hep birlikte yaşadığımız kabusu onların yüzüne vuruyor.
Şu anda "siyaset konuşmak istemiyor." Sadece yaptığı, ürettiği, imar ettiği ile meşgul. Kolay değil, yüzlerce yıllık bakımsızlık ve pislik içinde yüzen bir kenti, çağa uygun, yaşanabilir bir kente dönüştürmeye çabalıyor. Bunca işin üstesinden gelirken, kapısını siyasete kapayan bir başkanı ilk kez görüyorum.

Bunları yaparken elbet "para sıkıntısı" var. Kaynak bulmakta zorlanıyor Başkan Bilgin. Yurt dışından yetmiş milyon dolar kredi bulmuş. Kredi, Hazine garantisine muhtaç. Şu anda ilgili Devlet Bakanı Güneş Taner'in imzasında bekliyor.
Bu sevindirici gelişmeler, Türkiye'de bölgesel dengesizliklerin varlığını henüz ortadan kaldırmıyor. Bu yöndeki son araştırmalardan biri:
"Bölgesel eşitsizliği, Türkiye sırtında bir kambur gibi taşıyor. Kişi başına hasılanın en yüksek olduğu Kocaeli ile son sırada Muş arasındaki fark 1'e 11. Oysa, AB'nin en yüksek ve en düşük gelirli bölgesi arasındaki fark 1'e 3. (...) Eşitsizlik yıllar itibariyle artıyor. 1965'te Doğu ve Güneydoğu'daki ondokuz il milli gelirin yüzde 10.6'sını yaratırken, 1995'te bu pay yüzde 7.4'e geriliyor.
Doğu ve Güneydoğu'da kendi içinde tuzu en kuru iller Elazığ, Malatya ve Diyarbakır. Kişi başına hasıla Türkiye'de ortalama 2.880 dolar, Diyarbakır'da 1.980 dolar." (Mustafa Sönmez, Görüş Dergisi Mart 98, s.12 - 18).
Sadece kentsel değişim değil, Diyarbakır'da ekonomik bir canlanma da kendini gösteriyor. Ankara, sorunları yerinde görmek zorunda. Bürokrasiyi başka türlü aşmak güç.




Yazara E-Posta: Y.Dogan@milliyet.com.tr