Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Anayasa değişikliği konusunda görüş birliği var.
1982 Anayasası değişmeli.
Bu Anayasa, kabulünden önceki kargaşa döneminin etkisi altında kalan bir tepki anayasası olarak doğmuştu.
Her şeye rağmen, 12 Eylül 1980'de iktidara el koyan askerlerin gölgesi altında hazırlanmış ve kabul edilmişti.
1961 Anayasası'nın getirdiği özgürlüklerin istismar edilip kardeş kavgasına yol açtığı kanaatiyle, adeta onu tashih etme amacıyla 1982 metninde, 1961'deki dengeler bozulmuştu.
Her konuyu anayasa kapsamına alma telaşına düşülünce yanlışlar yapılması da kaçınılmaz olmuştu.
1982'den bu yana 17 yıldan fazla zaman geçti. 1960 öncesinin anormal şartları ortadan kalktı. Dünya da, Türkiye de değişti. Bu Anayasa ise bu yapısıyla değişimin gerisinde kaldı. Günün gereklerine cevap veremez hale geldi.
* * *
PEKİ Anayasa değişikliği ihtiyacını herkes duyduğu halde neden teşebbüse geçilmiyor?
Burada yine siyasilerin sorumluluğu, daha doğrusu sorumsuzluğu fren teşkil ediyor.
Ama girişimci sınıf ve sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi, bu freni etkisiz hale getirecekmiş gibi görünüyor.
Öyleyse, ideolojik saplantısı olmayan Esas Teşkilat Hukuku uzmanlarından kurulacak bir heyet bugün başlasa birkaç ay sonra pekala yeni bir anayasa taslağını ortaya koyabilir.
* * *
ANAYASA'nın hangi maddelerinin değiştirileceği konusuna gelince.
Yeni anayasanın parlamenter sistemi koruyacağı düşünülebilir.
Başkanlık ve yarı başkanlık tartışmalarının hızını kaybetmiş olması bunu gösteriyor.
Hangi maddeler değişmeli sorusunun cevabı ise; maddeler değil Anayasa'nın tümü değişmeli olarak verilmelidir. 17 yıllık deneyim bunu gösteriyor.
1961 Anayasası'nın bireyi öne çıkaran tavrı 1982 Anayasası'nda yok. Özgürlüklerin kötüye kullanılmasında birey odak alınmış, devletin de kötüye kullanabileceği gözardı edilmiş. Eylemlerden çok, düşünceyi açıklamak hedef alınmış. Örgütlenme ve siyaset yapma kısıtlanmalara uğramış. Adeta tüm özgürlüklere bir genel sınırlama konmuş.
Yeni anayasanın tüm özgürlükler için yeni açılımlar getirmesi gerekiyor.
Yalnız bu, 1982 Anayasası'na bir tepki olarak ele alınmamalı, 1961 Anayasası'na tepkinin doğurduğu özürlü 1982 Anayasası'na benzer bir yanlış tekrar edilmemeli.
Peki, Türkiye'de şeriatçılık ve bölücülük gibi iki büyük tehlike var, Anayasa onları görmeyecek mi sorusuna; kanunlar ne güne duruyor, yanıtı yeterli sayılmaz mı?
* * *
SAYIN Cumhurbaşkanı Demirel de yeni bir anayasa ihtiyacını devamlı vurgulayanların başında geliyor.
Öyleyse öncelikle onun, yeni anayasa atağına kalkmasında yarar var.
Cumhurbaşkanı ne diyor:
"Türkiye daha iyi yönetilmeli. Artık bu kargaşa ile bir yere gitmemiz mümkün değil. Devletin baştan sona reforma ihtiyacı var. Ben işte bunları tartışalım diyorum. Bu rejim artık böyle gitmez."
Evet; bu rejim böyle gitmezse ve o rejimin temeli de bu Anayasa ise, önce o anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Topyekün toplum da bugün bu ihtiyacı seslendirdiğine göre vakit geldi demektir. Artık ilk iş bu olmalı.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr