Moral verici bir hareket 70 milyonun kenetlenmesine, birlik ve bütünlük içinde olmasına, Türk vatandaşı olmakla duyduğu iftiharın pekişmesine yol açacak.***Mesela, Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyada nükleer alanda göstereceği başarı bu morali toplumumuza verebilir. Ama nerede? Nükleer güç olmak nerede?Nükleer santralların yapımı dünyada hızla ilerlerken biz hâlâ "yapılmalı mı, yapılmamalı mı?" tartışması yaşıyoruz.Pakistan, Hindistan, Kuzey Kore ve en son komşumuz İran nükleer gücü askeri alana aktaran ve aktarmak isteyen ülkeler oldu. Biz onları seyrediyoruz, daha doğrusu tartışma ile vakit harcıyoruz. 1 Mart tezkeresinin reddi ile ABD ve Türkiye'nin arası bozuldu.Yani, "nükleer gücü ne yapacağız. Bizim stratejik ortağımız ABD'de atom bombası var, o bizi korur" bahanesi, gerekçesi artık yok.AB bizi en aşağı 15 yıl sonra arasına alacak. Hem de hangi şartlarla, o da belli değil. Öyleyse bir yandan dostluklarımızı sağlamlaştırırken, öte yandan da herkes düşmanımızmış gibi hazırlıklı olmayalım mı?Olalım.Ama hangi anlayışla, hangi hükümetle?***Bülent Arınç, AKP'nin ileri gelenlerinden biri sayılıyor. Üstelik Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başında. Onun için sözlerine önem veriliyor.Bakın Arınç ne diyor:"Zorlu geçecek bu dönemde huzursuzluk, tartışma ve kargaşa çıkarmak isteyenlere karşı halkımızın uyanık olması gerekir. Gerçek şu ki; Türkiye, geleceği için rotasını ve hedefini çizmiştir. Bu rota ve hedef, tam demokrasiye sahip, tam bağımsız, dünya siyasetinde etkin, güçlü bir Türkiye'dir. AB üyeliği, bizi bu amacımıza yaklaştıracak ve destek olacak diğer bir hedeftir."Ne diyor Meclis Başkanı: "Kargaşa çıkaranlara karşı halkımız uyanık olmalı". Ne demek bu?Bu devletin kuvveti yok mu, kargaşa çıkarmak isteyenleri, o devlet, kanunlar içinde, bu emellerinden vazgeçiremez mi?"Güçlü Türkiye" gücünü böylece ispat edebilen bir devlet olamaz mı?"Güçlü Türkiye" hepimizin 83 yıldır hakikat olmasını istediği bir rüyadır. Bunun gerçekleşmesini 15 yıl daha sonraya, AB tam üyeliğine ertelemek Türkiye'ye yakışmaz.***Üzüntülerimiz saymakla bitmez, oysa iftihar edeceğimiz neyimiz var?..Öyleyse, 83 yıldır beklediğimiz dünya çapındaki atılımı, görmek istemek bu halkın hakkı değil mi?70 milyon moral bekliyor.Ne zaman? Türkiye'ye moral vermek lazım. Nasıl olursa, hangi alanda olursa olsun, Türk halkına moral... Milli gururumuzun zirveye vurması şart. 70 milyon bunu bekliyor. "Boşanmak ömür boyu mutsuzluk nedeni." Pazartesi günü Milliyet'in arka sayfa manşeti bu haberdi. Bunu kim söylüyor? ABD'li ve Alman araştırmacılar. Onlara göre, boşanan kişiler "eskisinden daha iyiyim" deseler de, bir daha asla eskisi kadar mutlu olamıyorlar.Devamlı aksini savunan Hülya Avşar'ın kulakları çınlasın... Kulakların çınlasın Hülya! AĞCA 27 yıl olmuş.Dile kolay 27 yıl. Abdi İpekçi öldürüleli.Eren'in telefondaki sesini unutamıyorum:"Abdi Bey'i kaybettik."Ve elimden telefonun düşüşünü...Sonrası malum. Birkaç kez yazdım.Ağca'nın yakalanışını ve onu yalnız Milliyet'in dünyaya duyuruşunu. Sonra Ağca'nın askeri hapishaneden kaçışı ve Milliyet'e telefon edişi.Kendi el yazısı ve imzasıyla gazetemizin 40-50 metre ilerisindeki posta kutusundan çıkan mektubunda Ağca, "Papa'yı kesinlikle vuracağını" söylüyordu.Sonra Ağca Papa'yı da, Abdi İpekçi'yi vurduğu gibi vurdu. Ama onun gibi Papa'nın hayatına son veremedi.Aradan 27 yıl geçti ve Ağca olağanüstü bir şey olmazsa bugün serbest.Hem de tarih bu cinayet ve cinayet teşebbüsüne bir açıklık getiremeden. Çünkü Ağca hiçbir zaman doğruyu söylemedi. Hâlâ soruluyor: "Ağca, ben aktörüm diyor, peki rejisör kim?" Ağca'nın arkasında kimler var? Eli kanlı "Aktör" serbest TRAFİK İstanbul'un trafik sorunu çözümlenmiyor. Bilakis günden güne daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor.Bunun başlıca sebebi olarak İstanbul'dan sorumlu kişilerin İstanbul'u tanımaması söylenebilir.Evet, İstanbul'dan sorumlu kişiler İstanbul'u tanımıyor ve tanımak için dolaşmıyor. Tanısalardı, dolaşsalardı Levent'te Koç üstgeçidi, Ebulüla Caddesi ve yan yolları işlemez hale getirip üç gün sonra da kararlarından vazgeçmezlerdi. Yani halkın parasını çarçur etmezlerdi.Yıllar önce, "İstiklal Caddesi'ne o ağaçlar ekilmez" dediğimizde ekmezlerdi. Ve şimdi o ağaçları kaldırmak zorunda kalmazlardı."Köprülerden gişeler kalkmalı" yazımız en son 2 yıl önceydi.İstanbul trafiği için önerilerimiz saymakla bitmez. Bazısı dikkate alındı, bazısı es geçildi. Bunları "ben demiştim" demek için tekrar etmiyorum. İstanbul'u yönetenlerin sokak sokak, cadde cadde dolaşıp sorunları yerinde saptamadıklarını göstermek için anlatıyorum.İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın bir cümlesini tekrarlamadan edemeyeceğim: "Korsan otoparkçılar 204 caddeyi işgal etti."Kimsenin yüzü kızarmıyor mu? dheper@milliyet.com.tr Sorun ve sorumlular