Bir yanda Sayın Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk yapılanları anlatıyor.
Öte yanda hukukçular hukuk alanında bir türlü giderilemeyen eksiklerden söz ediyor.
Türkiye'nin
"hukuk"taki geriliği tahammül edilemez durumda. Yılların ihmalinin getirdiği nokta bu.
* * *
HER şeyden önce Türkiye'de artık hukukçular iyi bir şekilde yetiştirilemiyor. Eğitimde yetersizlikler var.
Deneyimli hocalar emekli oluyor ve özel üniversitelerde daha iyi şartlarda hocalığa devam ediyor.
Yani Türkiye'nin iftihar kaynağı, köklü İstanbul ve Ankara hukuk fakülteleri havlu atmış durumda.
Bugün Türkiye'de mantar gibi hukuk fakültesi bitiyor.
Bunların sayılarının 32'ye vardığı biliniyor.
Bir kısmında hoca yok, dekan tüm derslere giriyor.
Ankara Baro Başkanı'nın söylediğine göre, tıp mezunu hukuk fakültesi dekanı bile var. Bu nedenle de hukuk eğitiminde felaket dönemi yaşanıyor.
Hocaların hocası, hocam Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer 67 yaşında emekli oldu. Ama o günden bugüne, 16 yıldır ders vermeye devam ediyor.
Öyleyse neden emekli edildi? 16 yıldır ders verdiğine göre emeklilik yaş sınırının yerinde olmadığı söylenemez mi?
Bu bilim adamı hocalar, bu otoriteler erken sayılan yaşta emekli edilirse, geçim zorluğu nedeniyle özel, yani vakıf üniversitelerine giderlerse, genç asistanları kim yetiştirecek?
Sonuç ortada; hukuk fakültelerinde başarısızlık oranı çok yüksek.
Bunu gidermek için çareler düşünülüyor. Ankara Baro'su çıkar yol olarak mezuniyet sonrası eğitimi görüyor.
* * *
CEZA Kanunu değişiyor. Ama caydırıcılığı idam yerine hangi ceza sağlayacak? Antalya'da iki küçük kızın ırzına geçip canavarca öldüren adam veya adamlar bugüne kadar olduğu gibi birkaç yıl yatıp çıkabilecekler mi?
Cezanın ıslah edici fonksiyonu ile ibret teşkil edici yanı at başı gitmeli ki suçlar ve cezalar karşısında toplumun vicdanı kanamasın.
Cezaevi rezaletlerinin önlenmesi için F tipi 11 yeni cezaevi yapılıyor. Ama bu cezaevlerinin tümü bittiğinde buralarda ancak 4 bin 200 mahkum barınabilecek. Oysa Türkiye'de cezaevlerinde 10 bini terör suçlusu, 70 bin hükümlü ve tutuklu var. Peki 4 bin 200'ün gerisi, yani 65 bin 800 cezaevi sakini ne olacak?
Demek ki bir cezaevi seferberliği gerek. Ama yeni bir cezaevinin maliyeti 2.5 trilyonu buluyor. Oysa bakanlığın bütçesi yetersiz.
* * *
TÜRKİYE'de hak arama pahalıya mal oluyor.
Adliyeler bulundukları eski püskü binalarda çoğu yerde kiracı durumundalar.
Adliye bilgisayara henüz geçemeyen kuruluşların başında geliyor.
Adli zabıtanın hala kurulmamış olması, soruşturmaların sıhhatini etkiliyor.
Hakimler, savcılar erken emekli ediliyor. Onların ve tüm adliye örgütüne bağlı çalışanların aldıkları ücret geçinmelerine yetmiyor.
Örneği Adalet Bakanı veriyor; cezaevlerinin hakimi, lise mezunu infaz memurları 145 milyon lira maaş alıyor.
Sonra da biz o cezaevlerinin bazılarına silah, uyuşturucu, telefon nasıl sokuluyor diye merak ediyoruz.
Adliyeden adil görev bekliyorsak her şeyden önce devletin adliye mensuplarına adil davranması gerekiyor.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr