Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hükümetin, yani Erdoğan hükümetinin kritik 2 noktası var.
1) Sosyal duruşu.
2) Ekonomisi.
Sosyal duruşu deyince onun, yani AKP’nin dini birinci planda tutuşu, her şeye Müslümanlık penceresinden bakışını ifade etmek istiyoruz. Avrupa onun için AKP’ye “muhafazakâr” sıfatını yakıştırmıyor mu?
Onun için ABD ve bazı devletler “ılımlı İslam”ı AKP ile bir tutmuyorlar mı?
Buna karşı memleket içinde de bir direniş var.
Ve bu direniş gittikçe artıyor. Bunların çoğu “Biz Müslümanız ama laikiz” diyorlar.
Bu direnişi dışarıda da görenler var.
Hatta bir kısmı buna “bölünme” de diyor. Bunu Türkiye için çok tehlikeli buluyorlar.
AKP, “Hem Müslüman, hem de demokrat olunamaz” diyenlere davranışlarıyla hak verilmesine adeta yardımcı oluyor.
HHH
Bakın, AKP, yani Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğüne bundan daha iyi örnek olur mu?
Bu Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in görüşüdür.
Olli Rehn’in geçen gün bir yabancı gazetede sözleri çıktı ve ajanslar bunu geçti. Rehn, bu yazıda, “Türkiye’de belirgin bir bölünme olduğunu” söylüyor.
Yani Avrupa Birliği de AKP iktidarındaki Türkiye’nin bir bölünme krizinin içinde olduğunun farkında.
Laikler ve dinciler bu bölünmenin tarafları.
Türkiye Türkiye olalı böyle bölünme görmedi.
* * *
Ekonomiye gelince.
AKP ekonomisi iflasın eşiğinde.
AKP, yıkılan koalisyonun son günlerinde ekonomideki olumlu havayı sahiplenmiş, iyi mirasın üzerine oturmuş, daha doğrusu parsayı o toplamıştı.
Dünyada ekonomik şartlar iyileşmiş, Türkiye’ye para akmıştı.
“Özelleştirme” diye her şey satılıyor, yatırımsa yapılmıyordu.
Ekonomi IMF’ye teslim edilmişti.
Şimdi ise tıkandık.
Emtia fiyatları arttı, enflasyon yükseldi, faiz dışı fazla hedefi yüzde 4.2’den 3.5’e düştü, fakirleştik, yatırım yok, alışveriş yok, işsizlik arttı...
Yani AKP ekonomisi iflas yoluna girdi.
Bunun sonucunda Unakıtan değişti, “Kimse yüzde 4 enflasyon beklemesin” diyor.
Peki yüzde 4 hedefini kim koydu? Enflasyon azacaksa siz necisiniz?
Merkez Bankası Başkanı ise, “Artık hedefe değil tahmine bakılsın” diye konuşuyor.
Bankalar Birliği Başkanı Ergun Özince, “Bankaların her an kötüye hazır olmasını” istiyor.
Böyle hükümet olmaz.
Dün söylediğine mi, bugün eveleyip gevelediğine mi güvenilecek?
Ne yapalım, Tayyip Erdoğan’a mı soralım?..

Haberin Devamı

KUZU BAŞKAN
Ben falcı değilim. Ama Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınacağını veya görevi bırakacağını, söylüyorum.
Önce, Durmuş Yılmaz bu işi hakkıyla yapamıyor. Veya işini yaptırmayanlara direnemiyor. Bir öyle bir böyle konuşuyor... Neredeyse, yapılanlardan haberi yok, diyeceğiz.
Sonra, Başkan, AKP ile uyumlu değil.
AKP artık ona kasap vitrininde asılı kuzu gibi, iştahla bakıyor. Bakalım ziyafet ne zaman?

Haberin Devamı


Nükleere rest mi?
Geçenlerde bir gün Çernobil’de yaşanan felaketin 22. yıldönümüydü. Türkiye’de “nükleer santral” karşıtı eylemler vardı. Hep var ya...
Göstericiler herhalde petrolün varilinin kısa sayılabilecek bir sürede 50 dolardan 120 dolara çıktığını, yakında 200 dolara varacağını, nükleer santralların sınırlarımızda, yani burnumuzun dibinde çalışıp durduğunu biliyorlardır. Dünyada 440 santral var. Yenileri de yapılıyor. İran bile 2. nükleer santralının inşaatına başladı.
Ama biz eylemlerle meşgulüz. Özellikle enerjide çağın gerisinde kaldık, kalıyoruz, farkında değil gibiyiz.

Haberin Devamı


MERKEZ SAĞ
İktidar seni bekliyor

Merkez sağda birlik görüşmeleri yine başlamış.
Bunun için DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ile Anavatan Başkanı Erkan Mumcu son bir haftada 3 kez görüşmüşler.
Görüşmeler gizli olduğu için, hafta başından bu yana ise kaç defa bir araya geldiklerini daha öğrenemedik.
22 Temmuz seçimleri arifesinde birleşmeyi yüzlerine gözlerine bulaştıran iki parti, şimdi yerel seçimler arifesinde de ittifak arayışındaymış.
Geçmişte DP’yi, DYP’yi, ve Anavatan’ı liderleri ve onların yakın çevresi iktidara taşıyabilmişti.
Tabii ortam da müsaitti. Onlar bu ortamı da kullanma becerisini göstermişlerdi.
Menderes, Demirel, Özal yabana atılacak liderler değildi, olmadı. Merkez sağ onlarla vardı.
Sonra, 22 Temmuz arifesine hızla gelelim.
Her taş yerinde ağırdır diyelim ve Ağar’dan başlayalım.
Ben gazeteci olarak Ağar’ı hep izledim, takdir ettiğim yanları vardır. Ama o Türkiye’de merkez sağın lideri olur mu? Olamadı.
Erkan Mumcu da öyle. İyi konuşma tek başına lider olmak için yetseydi merkez sağın lideri Mumcu olurdu.
Ama o da olamadı.
Öyleyse her şeyden önce merkez sağa yeni bir lider lazım.
Toplayıcı biri.
Erdoğan ve Baykal’la mücadele edebilecek, boş bulunan merkez sağı doldurabilecek bir lider.
Bunu bulmak kolay mı? Zor...
Bu zorluk devam ederse, boşluk da devam eder.
Bu da Türkiye için iyi olmaz.


ŞEHİDE
Kürtçe ağıt...

“Kürtçe ağıtla uğurlandı.”
Iğdır’da, hain PKK’nın koyduğu mayına basan komando er Mesut Sanır şehit olmuştu.
Mesut’un cenazesini memleketi olan Şırnak’ın Cizre ilçesinde beş bin kişi törenle kaldırmıştı.
Şehit erin bayrağımıza sarılı tabutuna kapanan yakınları, Kürtçe ağıtlar yakmıştı.
Çünkü onlar Türkçe bilmiyorlardı.
Ama anadillerinde “Kahrolsun PKK” diye de bağırıyorlardı.
Bu neyi gösteriyor?
72 milyonun kaynaştığını.
Kökeni ne olursa olsun iç içe geçtiğini.
Et ve tırnak gibi olduğunu.
Evet, anadili Türkçe olanla anadili Kürtçe olan bu toprakların asıl sahibidir. Aralarında fark yoktur.
Günü gelince, bu topraklar için, beraber savaşmayı ve ölmeyi göze almışlardır.
İşte kardeşlik budur. Vatan sevgisi budur.
Bu kardeşlik dünya durdukça duracaktır. Kimse bu kardeşliği bozamayacaktır. PKK ve ona destek veren dış güçler bile.
Ruhun şad olsun şehit kardeşim Mesut...
Senin de kulakların çınlasın Akın Birdal...