Ankara uyuyor ve bu uykudan onları hiçbir olay kaldıramıyor.
Peki, Türkiye 10-15 yıl sonra onların bugünkü uykusu yüzünden zor durumda kalırsa bugünkü yetkililer, bugün yetkilerini kullanmadıkları için o gün mesul tutulmayacaklar mı?
Tutulacaklar...
Bunu bir vatandaş olarak ben bugünden söylüyorum...
* * *
Ahmet Türk geçen gün “PKK’ya terörist demeyin” diye Avrupa ülkelerine emir verdi. Hadi bu emir değil temenni diyelim, Türk’ün temennisi.
Türk, 30 binden fazla vatandaşının öldürüldüğünü unuttu diyelim. Ya Batman Belediyesi’nin yapmak istediği? Sezer’in adı bir caddeden kaldırılıyor ve 9 erimizi şehit eden bir PKK teröristinin adı onun yerine o caddeye veriliyor.
Kürt kökenli kardeşlerimizle aramızı açmak istiyorlar. “Atı alan Üsküdar’ı geçiyor”, Erdoğan görmüyor mu?
* * *
Niye Erdoğan?
Çünkü AKP yok, Erdoğan var
Her yere o gidiyor, o konuşuyor, ilanlarda o var.
Her taraf Tayyip, Tayyip, Tayyip...
Şaka bir yana, Türkiye de muhalefet partisi yok diyorduk, iktidar partisi de yok.
Ya ne var?
Tek başına Tayyip Erdoğan var.
Öyleyse 10-15 yıl sonra, bugünkü adamsendecilik yüzünden Türkiye çamura saplanırsa onun da sorumlusu Tayyip Erdoğan, yani bugünkü başbakan olacak...
* * *
Türkiye seçimin eşiğinde. Demokrasi şarkısı söyleyip duruyor. Sanki yalnız başına seçim demokrasiyi gösterirmiş gibi, o seçimin nasıl yapıldığının da önemi yokmuş gibi.
Bu seçimin demokratik olmadığını göstermek için bir örnek yeter.
Bakan Mehmet Ali Şahin ne diyor: “Yerel yönetimler hükümetle aynı partiden olursa o bölgeye daha iyi hizmet gelir!”
Bu mu demokrasi?
Onun için Demirel, “Seçimde eşitlik bozuldu” diyor.
Eşitliğin bozulduğu yerde demokrasi olur mu?
Bu eşitliği kim bozdu?
* * *
Türkiye’nin başında dev gibi sorunlar var.
Türkiye’yi kalbinden vuran kriz, işsizlik, dolarda yükseliş, sanayi üretiminde gerileme. Ekonomistler, her dakika TV’lerde ve gazetelerde bu durumu anlatıyor.
Beni son günlerde heyecanlandıran ama Ankara’nın kılını kıpırdatmayan iki konunun başlıklarını da vereceğim:
“Türkiye petrol ülkesi oluyor”
“Türk üniversiteleri dünya sıralamasında geriledi”
Ankara, AKP, Tayyip Erdoğan bunları duydu mu acaba? Hiç söz etmiyorlar da. Onlar için varsa yoksa seçim... Ve ne pahasına olursa olsun seçim ve iktidar.
Haberler, olaylar Türkiye’nin aleyhine de olsa lehine de hükümet duymuyor bile...
AHSEN HANIM!..
“Türkiye’de doktor yok mu?
Maliye Bakanı Unakıtan, Ankara’daki hastaneyi terk etti, ameliyat için Amerika’ya uçtu.
Bu bence Türk hekimini küçümsemektir...” demiştim. Özür dilerim, yanılmışım!..
Bunu, yani ABD’ye gitmeyi “Allah Ahsen Hanım’a bildirmiş ”, Sayın Bakan’ın sayın eşi böyle söylüyor. Ciddi olalım, bu açıklama bakan eşine yakışır mı? Yok, “Espri yapmayı sayın kocasının elinden hanımefendi aldı”, diyorsanız o başka...
Ama Ahsen Hanım masrafların kimden olduğunu söylese daha iyi yapmaz mıydı? İsveç’te kral ailesinin düğün masrafları yüzünden ülke ayağa kalktı da...
Sorun mu, moda mı?
Başbakan Kürtçe konuştu. Kürtçe mevlit okundu. Ajda Kürtçe şarkı söyledi. TRT’nin Kürtçe yayını devam ediyor.
Mahsun Kırmızıgül, Kürt kökenli vatandaşları filmine konu olarak aldı. Tarım Bakanı çayı Kürtçe takdim etti. Cumhurbaşkanı Gül, “Kürtler konusunda iyi şeyler olacak”, dedi.
Bunların üzerine bir gazetemizin başlığı tam oturdu: “Kürt modası.”
OBAMA
Niye geliyor?
Obama geliyor ya Türkiye karıştı...
Yazarların bir kısmı, “Biz demiştik, Davos çıkışı aleyhimizde olacak, diyenler yanlış yorum yaptı. İşte Obama’nın gelişi de bunu doğruladı”, diyor.
Oysa Obama’nın, yani ABD’nin davranışında sürpriz yok.
ABD’nin Türkiye’ye değer vermesi ne Davos’tandır ne Davos çıkışına rağmendir, ne şundan ne bundan.
ABD’nin Türkiye’ye değer vermesi, Afganistan, Pakistan, İran ve Irak’ın ABD için önemli ve Türkiye’nin de bu önemin kilit ülkesi olmasındandır. Bu dün de böyleydi, bugün de böyledir.
ABD’nin Türkiye için “ılımlı İslam” politikasından vazgeçmesi de yanlış yorumlanıyor.
ABD, “Türkiye ılımlı İslam ülkesidir” derken herhalde, radikal İslam ülkesi değildir demek istemiştir.
Ama madem bu tabir, yani “ılımlı İslam” tabiri Türkiye içinde kargaşa yarattı, bu terk edilebilir. ABD de bunun yerine şimdi artık Türkiye’de demokrasi ve laiklik üzerinde duracak demektir.
Yani yeni bir dönem başlıyor.
Herhalde Obama da bunun için geliyor.
İKİYÜZLÜLÜK
Evren’i sevenler
Bizde birçok aydın ikiyüzlülük yapıyor.
Dün söylediğini bugün inkâr ediyor.
Halkın çoğunun belleği zayıf, söylenen ve yapılanları çabuk unutuyor.
Mesela, zamanında ihtilal için çalışanlar, haberleri bile bu uğurda saptıranlar bugün demokrasi havarisi.
Tabii yutarsanız.
Evren 92 yaşında, geçen gün hastaneye kaldırıldı.
Evren için İzmir’de bir karar alındı.
Okullardan Kenan Evren adı kaldırılacak.
Peki, o isimler konurken neredeydiniz? Erkeklik, düşene vurmak mı?
Düşmeden, yani Evren iktidardayken, o ayaktayken “O isim okullara konmasın”, “Kaldırılsın” deseydiniz ya...
Bir kitap vardı. Evren Paşa’yı, darbeyi metheden imzalı yazılar o kitapla toplanmıştı. Sonra kitap kayboldu, tedavülden kalktı. O kitap bu gün olsa da okusak. O kitabı bulmaya çalışıyorum. Bakalım kimler neler yazmış?
Ben bunları Evren Paşa’yı tuttuğum için, ihtilali sevdiğim için değil, doğruyu söylemiş olmak için yazıyorum.
Maalesef doğruyu doğru bildiği için yazan, söyleyen, haklıysa düşmanı için bile “haklı” diyebilen az kişi kaldı.
Olayları, meydana geldiği günkü şartları göz önüne alıp münakaşa etmeye de alışmalıyız.