Evet, 7 Haziran dönüm noktası olmalı.
Türkiye için ve Türk politikacıları için.
Onlar ne derse desin, halk onlardan iyi düşündüğünü ve fırsat verilince bunu göstereceğini ispatladı.
Herkes seçimde sandığa koştu ve katılım % 86 oldu.
Pek çok Avrupa ülkesinin demokrasisinde bile böyle bir katılım yok.
İktidar “başkanlık” ve “tekrar tek parti iktidarı” istiyordu.
Ana muhalefet “% 35 oy” istiyordu.
Ve bunlar olacak zannediliyordu.
Oysa halk sandıkta ikisine de ders verdi.
Başkanlık, tek parti iktidarı ve ana muhalefetin beklentilerini halk, seçmen tarihe gömdü.
Bu bütün politikacılarımıza ders olmalı.
Halkımız imkân verilince demokrasiye bağlılığını böyle ispatlıyor işte.
***
Evet, bu manzara politikacılarımıza ders olmalı, dedik. Tekrar ediyoruz, olmalı.
Geçmiş hatalar tekrar edilmemeli.
Türkiye 78 milyon, 180 üniversitesi var, şehirleşme hızla artıyor, teknik gelişmişlik birçok ülkeden ileri. Özeti; tabir yerindeyse halk uyanık, uyumuyor.
Politikacı vaatleri ile onu kandıramıyor.
İşte seçimler bunu gösterdi. İktidar da, muhalefet de halkın tokadını yedi. Halk hakaret sayılan sözlerden, konuşmalardan memnun olmadığını da ortaya koymuş oldu.
***
Kısa keselim...
Şimdi artık politik akış 180 derece ters dönmeli.
Düşmanlığın yerini dostluk almalı.
Ne partiden, hangi görüşten olursa olsun halkı sevip sarmalamak, saymak en önde gelmeli.
En “büyük burun”un halkta, seçmende olduğu kabul edilmeli.
Ve politikacılar eski şahsi hesapları bir yana bırakmalı.
Partiler Türkiye ve Türk halkının refahı, kalkınması ve eşitliği için, 78 milyon için anlaşmalı. Dünyanın gözü Ankara’da. Felaketimizi isteyenler çoğunlukta. Onlara yeni fırsatlar verilmemeli.
78 milyon fikir gelişmişliğini seçim sonuçlarıyla da ispatladı.
Politikacılarda artık bu gelişmişliğe paralel bir şekilde, bu halka layık bir şekilde hareket etmeli. Yoksa Türkiye’nin boşuna zaman harcamasıyla gelişmişlik kaybından politikacılarımız mesul olacak ve bunu tarih yazacaktır.
TÜRKİYE Tahammülü yok
Seçim bitti.
Şimdi koalisyon zamanı.
Genelde ne deniyor, daha doğrusu bekleniyor?
Önce AKP+MHP koalisyonu.
O olmazsa.
AKP+CHP koalisyonu.
Başka yolu yok, halk böyle istiyor.
Ama buna karşı çıkanlar da var.
Mesela MHP lideri Bahçeli.
Hatta bazı MHP’liler için, “Partiden atarım” diyecek kadar katı. Yani parti disiplini onca demokrasiden bile önde geliyor.
Zaten 2002’de de iktidarda ortakken beklenmedik bir şekilde Türkiye’nin erken seçime gitmesine o sebep olmadı mı?
Ve o erken seçim sonunda 13 yıllık AKP iktidarı başlamadı mı?
Bahçeli’den bu kez herkes Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu kritik şartları unutmamasını bekliyor.
Yoksa, ne yapalım, denecek ve AKP+CHP koalisyonuna da evet denebilecek.
Yeter ki Türkiye’de işler çabucak yürür hale getirilsin.
İNSAF Eleştiri ama...
Ali Atalan milletvekili ve Ezidi.
O yurdumuza gelen “Ezidilere Türk devleti yeterli yardımı yapmadı” diyor. HDP’nin bazı sözcüleri mesela Yüksekdağ gibi.
Ama “Türkiye daha ne yapsın” demek de doğru olmaz mı?
Türkiye’de mülteci sayısı 2.5 milyon oldu.
Oysa Avrupa’nın yardımı devede kulak. Türk halkı ve Türk devleti kardeşimiz diye bu göçmenleri kalbimize basıyor. Basacak...
Türkiye’yi bu konuda eleştirenlere, biraz “insaf” desek haklı olmaz mıyız?
SÜRPRİZ Seçim milat olmalı
Bu seçim milat olmalı, acaba olur mu?
Ne için?
İdare için...
Geleceğimizi çok önceden görebilmemiz konusunda.
Bir ev mi alacaksınız, bir gün sonrası belli değil.
Bugün yeşil alan olan bölge yarın gökdelenlerle dolabiliyor.
Bugün deniz alanı ise yarın kara...
Peki, adam evini Bahçeşehir’de gölet kenarında alırken o göletin bir gün doldurulup inşaat alanı olacağını düşünebilir miydi?
Adam Ataköy’de deniz kenarı bir daire alırken kısa bir süre sonra önündeki denizin doldurulup inşaat alanı bir kara parçası yapılacağını tahmin edebilir miydi?
İşte İstanbul’da bunlar ve benzerleri çok sürpriz oluyor.
Bu olaylar bir haksızlık, adaletsizlik değil mi?
Dediğimiz gibi, bu olaylar çok. Ama çok daha misaller verilebilir. Ben herkesin bildiği ve en meşhur adaletsizlik örneği iki olaydan söz ettim.
İnşallah yetkililerimiz adil davranmayı da öğrenir.
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
Can yelekleri yok satıyor.
Mülteciler arttı demek.
“Zenci Türk olmak şeref.”
5 yıl önce söylense doğruydu.
Bir okulun yıllık ücreti 82 bin TL.
Gelir adaletsizliğini göstermiyor mu?
137 bin yabancı ev aldı.
Nasıl olsa Türkler alamıyor.
“Kültürel miras yağmalanıyor.”
Günaydın!..
“Kürtler Türkiye için tehlike değil.”
Demirtaş’tan başka lider söylese ya.
ABD Türkiye’ye kırık not verdi.
Acaba Türkiye ABD’ye ne verdi?
Demirtaş: Çok ciddi iddialar var.
Müddei iddiasını ispatla mükelleftir.