Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

75 milyonu geçmişiz. Ve bu nüfusun çoğu genç.
Yurtdışına açılanımız çok.
Ekseriyetimiz artık şehirlerde yaşıyoruz.
Her ilde üniversitemiz var.
“Yamalı çorap” tarih oldu.
Daha iyi yaşam şartları için yeni yeni işler ve işyerleri yaratılıyor.
Türkiye büyük devlet olma yoluna girdi.
Ama rahatımız yok.
* * *
Niye 75 milyon rahatsız?
Çünkü Türkiye’nin başına “Kürt sorunu” diye bir sorun çıkarıldı.
Suni bir sorun.
“Terör” sorunu demek daha doğru.
* * *
Türkiye büyüklükte NATO’nun ikinci ordusuna sahip.
10 yıldır iktidarda aynı parti var.
Ama terör yok edilemedi.
* * *
İşte şimdi tarihi bir fırsat doğdu.
Yurdu terörden kurtarma fırsatı.
İmralı müzakereci kabul edilecek.
Kim görüşecek?
Mit’in yetkilileri onunla pazarlık edecek.
Peki ama, “nereden nereye geldik” diyerek, itiraz edenler var.
Bunlar TV’lerde tartışıyor, gazetelerde konuşuyor.
Bazıları Apo ile görüşmeyi zul addediyorlar.
“Ha hükümet, ha MİT, Apo adam yerine konulup onunla bir masaya oturmak olmaz.”
Bir de “masada bizde olmalıyız” diyenler var.
Bunlar birkaç gün önceye kadar “Siz Apo ile konuşun temsilci o, biz yokuz” diyenler.
* * *
Bu özetten, barış, mutluluk çıkar mı?
Çıkmaz.
Eğer çıkarsa zor çıkar.
Ama unutulmasın ki, başarı zoru çözümlemekle kazanılır.
Şimdi bu zor şey, Tayyip Erdoğan’ın üzerine kaldı.
Hadi bakalım...

Haberin Devamı

ERDOĞAN
Tarihi cümle

İmralı’ya BDP’den kimler gidecek?
Bu konu barışı geciktirmemeli.
Kim giderse gitsin, önemli olan Abdullah Öcalan’ın vereceği mesaj değil mi?
BDP’lilerin de madem İmralı’ya gitmeleri kabul edilecek o partiyi küçük düşürmemek lazım. O parti de şunda veya bunda ısrarcı olmamalı. Yani gidecekler konusunu daha fazla uzatmadan bir karara varılmalı...
“İktidarı kaybetmek pahasına da olsa bu sorunu çözeceğim” diyen kim?
Başbakan.
Öyleyse, “Ya Allah, bismillah.”

OBAMA
Açıklık getirdi

Milliyet, ABD başkanıyla konuştu. Obama’nın 2. döneminin bu ilk demeci ilişkilere açıklık getirdi.
Aramızda bir çok konunun sorun haline geldiği sanılıyordu.
Milliyet’ten Pınar Ersoy’un röportajıyla bunların bir çoğunun ABD ve Türkiye arasında önemli sorun sayılamayacağı anlaşıldı.
Bunlar nelerdi?
Erdoğan, “İsrail özür dileyip, tazminat ödemeden ve Gazze’den çekilmeden aramız düzelmez,” diyor. Bunda ısrar ediyor. ABD ise buna karşı.
Yani ABD, Türkiye ile İsrail’in bir an önce “barışmasını” istiyor.
Biz Bağdat’la kavgalıyız, ama Kuzey Irak’la çok sıkı fıkıyız.
ABD buna da karşı.
Suriye konusunda da ABD Türkiye gibi çok katı, çok iddialı değil.
Türkiye Esad’ın düşmesini istiyor ve bekliyor. Suriyeli muhaliflere liderlik yapıyor.
Oysa ABD istese Esad’ı bir günde düşürebilir ama demek ki istemiyor.
Erdoğan AB’ye “Şangay 5’lisi” ile meydan okuyor.
ABD ise Şangay 5’lisine karşı. ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi “uzun tutukluluk” süreleri nedeniyle Ankara’yı eleştirdi.
Türk hükümeti ise elçiye açtı ağzını yumdu gözünü.
Müsteşar Sinirlioğlu belki de ilk kez bir büyükelçi ile 2,5 saat görüştü!..
Ama hemen, Washington da ABD sözcüsü, “Ankara’daki büyükelçimiz doğru yaptı, arkasındayız” diye açıklama da bulundu.
“Sözde Ermeni soykırımı” konusu da ABD ile Türkiye arasında kalmaya devam ediyor.
Aylar önce “ABD’yi ziyaret edecek” denilen Erdoğan’ın ABD programı hâlâ belli olamadı... Ama Obama Pınar Ersoy’a verdiği demeçte, “Dostum Erdoğan’ı dört gözle bekliyorum”, diyor.
İşte Milliyet’in Washington temsilcisi Pınar Ersoy’un Obama ile röportajı birçok konunun iç yüzünü ortaya koydu. İlişkiler çok önemli ve çok hassas dönemden geçse de ABD ile Türkiye’nin arasının açılmadığını, bütün dünya anlamış oldu.
Bu demeci alma başarısı için Milliyet ve Pınar Ersoy’u tebrik ederim.