Bayram öyle günlere rastladı ki.
Adeta arada sıkıştı.
Ne arasında?
Hayatımızla, seçim sonucu arasında.
Çünkü seçim de hayatımız demek.
Ya ondan yararımız çıkacak, ya da zararımız.
Yani bayram bizim için ya hakiki bir bayram, ya da cehennem olacak.
Göreceğiz.
Liderlerin görüşmeleri bunu gösterecek...
Başladılar.
***
Biz genel anlamına bakalım.
Peki, bayram ne demek?
Bunu birkaç kez konu ettik.
Çok eskilerden beri her toplum, yılın bazı günlerine önem vermiş, bunu çeşitli şekillerde kutlamış. Dini ve milli bakımdan önemli olan, milletçe her yıl kutlanan bu günlere, çeşitli isimler verilmiş.
İslamiyet’ten önce Türk kavimleri, devletleri de kendi inanç, örf ve âdetlerine göre belli günleri kendileri için kutsal kabul etmişler ve bu günleri çeşitli merasimlerle kutlamışlar.
İslamiyet’ten sonra bu sevinçli, neşeli günler için bayram manasına gelen “ıyd” kelimesi kullanılmış.
***
Bayram neşeli, sevinçli gün demek olunca yazıların da neşeli, sevinç dolu olması gerekir.
Ama mümkün mü?
Cennet gibi bu coğrafyayı cehennem yapmanın ustasıyız.
Bu ülkede “yok yok.”
Yani un var, şeker var, bunlarla helva yapalım diye yola çıkıyoruz, turşu oluyor.
Siyasi aşçıbaşılarımızın beceriksizlikleri var...
Doğru söyleyen hâlâ dokuz köyden kovuluyor.
Ölçülerimiz sübjektif, objektif olamıyoruz.
Hâlâ işimize geleni “doğru” diye kabul ediyoruz.
Seçim yapıyoruz ama demokrasiyi bir türlü oturtamadık, oturtamıyoruz.
Ekonomi deneme tahtası gibi...
Tüm bu eksiklerimizi biliyoruz ama işin kötüsü bir türlü gideremiyoruz.
Eksiklerimizi gidermek yerine, onları pembeye boyamak kolayımıza geliyor.
Dileyelim yarınlarımız bugünlerden daha aydınlık olsun.
ANNEYE Babalar dikkat