Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Not Erdoğan-Bush buluşmasının sonucundan söz ediyorum.Ankara neler istiyordu.PKK'nın kamplarının kapatılması ve bu terör örgütünün bitirilmesi.PKK elebaşılarının teslimini.Irak'ın bütünlüğünün korunması.Türkiye bunları istemiyor muydu?İstiyordu.Bunlar yerine getirilmezse Türkiye ordusunun sınıra yığdığı askeriyle sınır ötesi operasyona başlayacaktı.İşte kamuoyu bunu bekliyordu, daha doğrusu hükümet bu beklentiyi yaratmıştı.Oysa Erdoğan-Bush buluşmasında Amerika buna yeşil ışık yakmadı. Bu yüzden de buluşma için "Dağ fare doğurdu" dendi. Doğrudur.* * *AMA, hükümetin kamuoyunda yarattığı beklenti bir kenara bırakılırsa, bu buluşmadan çıkan sonuç halkımızın bir kısmı tarafından gerçekçi bulunabilir.İplerin kopmaması, görüşmenin anlaşmazlıkla bitmemesi olumlu karşılanabilir.ABD sorumluluğunu ilan etmiş, yükümlülük altına girmiştir. Her an bu sorumluluğu yerine getirmesi kendisinden istenebilecektir.Bush, PKK'yı Irak'ın, ABD'nin ve Türkiye'nin düşmanı ilan etmiştir.Yani, düşman için gereken yapılacak, demektir.Gerekense "3'lü mekanizma" ile askere teslim edilmiştir.ABD istihbarat verecek ve Türkiye nokta operasyonları yapacaktır.Bunlar tatmin edici bulanabilecek hususlardır.* * *ERDOĞAN, bu yeni "3'lü mekanizma"yı, "Türkiye'nin daha önce denenmiş ama sonuç vermemiş yollarda harcayacak vakti yoktur" diyerek eleştirdi.ABD'nin anlık istihbarat verme vaadi de eleştirilebilecek bir durumdu. "Peki istihbarat verebilecektin de bugüne kadar niye vermedin, şehitlerimizin artmasını mı bekledin?" denilebilirdi.* * *ERDOĞAN, "Uluslararası hukukun verdiği yetkiyi kullanacağız. Yetkiyi Meclis verdi, tezkereyi kullanacağız. Hedefimiz PKK olacaktır. ABD ve AB'den dayanışma bekliyoruz" demiştir. Bu sözler, artık, Türkiye'nin nokta operasyonlarla yetineceği izlenimini vermektedir.Zaten, Başkan Bush'un bir gazetecinin "sınır ötesi operasyon" sorusuna cevabı da, bunu göstermektedir. Başkan bu soruyu "teorik bir soru" diyerek kale bile almamıştır. BEKLENTİYE göre sonuç değişiyor. 8 askerimiz kurtuldu.Nasıl olursa olsun, kurtaran kim veya kimler olursa olsun, 8 askerimiz kurtuldu, geldi.Ben buna bakarım. Gerisi boş laf.İşi uzatmak da bana göre işgüzarlık.Bu işi burada kapatalım.Uyanık olalım ve Allah bir daha göstermesin, diyelim. 8 ASKERİMİZ GELDİ YA... Türkiye'de "dönüm noktası" yaşıyoruz.Rejim değişti.Atatürk Türkiye'si gitti başka bir Türkiye geldi.Baksanıza Çankaya'da türban var, Başbakanlık Konutu'nda türban ve yüksek hâkimlerde türban...Bu rejim, Atatürk'ün bize emanet ettiği modern, ve laik rejim olamaz... Rejim değişti... Türkiye "rekor kıramaz" diyenler utansın."Dünya televizyon izleme rekoru"nu Türkiye kırdı.Bir yetişkinimizin günde 5 saatinin, bir çocuğumuzun günde 3 saatinin televizyon karşısında geçtiği saptandı.TV yayınlarına reyting kaygısı hâkim, bu yüzden "yayıncılık etiği" hiçe sayılıyor. Bu da özellikle çocukların, dolayısıyla ülkenin yararına olmuyor... Rekor bizde... IRAK Irak çelişki içinde."PKK'ya bizim gücümüz yetmiyor", diyor ama Türkiye'nin PKK'ya karşı Irak topraklarındaki müdahalesine de karşı."PKK'ya kamplarına biz ulaşamayız" diyorlar ama çeşitli ülkelerin gazetecileri PKK'ya kolayca ulaşıyor.Amerikalılar da PKK konusunda doğruyu söylemiyorlar. Çünkü istediler mi PKK'ya birkaç saatte varıp rehin Türk askerlerini onlardan alabiliyorlar."Irak'ın bütünlüğü" de laf...Bütünlük değil bölünme isteniyor.Barzani, "Bugün zamanı değil ama gelecekte biz müstakil bir devlet olacağız" diyor. Ve bunun hazırlığını yapıyor.Barzani'nin ofisini görenler onun oturduğu yerin arkasındaki haritada "büyük Kürdistan" hayalinin asılı olduğunu belirtiyor. Büyük Kürdistan haritasında bazı Türkiye şehirleri de yer alıyor. Bu harita ABD'de ve AB'de bazı çevrelerde kabul görüyor ki, elden ele dolaşıyor.Yani, uzun lafın kısası; Türkiye'de bazı kişiler ayrı devlet istiyor mu, istemiyor mu?İstiyor.Federasyon filan bahane...İşte sorun bu... İşte buna karşı koymak Ankara'ya düşüyor.* * *Ankara'ya düşen önemli bir görev daha var.Güneydoğu'yu kalkındırmak.Kürt kökenli kardeşlerimizi acele iş sahibi yapmak.Unutmayalım ki, Güneydoğuluların çoğu DTP'ye oy vermedi.Hele rehin alınıp iade edilen askerlerimizden birinin annesinin Kürtçeden başka dil bilmediğini TV'de görünce Güneydoğu'nun büyük çoğunluğunun bölünme istemediğine daha da inandım.Öyleyse, acele kalkınma ve gençlere iş... İşin doğrusu bu... YİNE VAR Çankaya'da Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu vardı.Cumhuriyet Bayramı için 2 resepsiyon yapıldığı, birinin eşli, diğerinin eşsiz olduğu acayipliğini söz konusu etmeyeceğiz. Bizim üzerinde durmak istediğimiz konu başka."Akredite gazeteciler" tabirini hatırladınız değil mi?Bu tabiri kullanarak AKP'li olmayan gazetecilere çamur atmak istiyorlardı.İşte bunlardan biri, bir kadın gazeteci Abdullah Gül'ün Çankaya'daki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu için şunları yazdı:"Gazeteciler arasında bir ayrım yapılmamış, en aleyhte görülen isimler de 'tarafsızlık' gereği davet edilmişti..."Yani, bu kadın gazeteci okuyucularına yanlış bilgi veriyordu. Çünkü gazeteciler arasında ayrım yapılmış ve her gazeteci Çankaya resepsiyonuna davet edilmemişti.Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde 30 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan saygın kişilerden söz ediyorum. Kendimden değil...Bu kadın yazar için geçen gün bir TV'de uğursuz denildi. Uğurlu mu, uğursuz mu biz bilmeyiz ama gerçekleri saptırdığı bir kez daha belli oldu. Bunu açıkça söyleyebilirim. dheper@milliyet.com.tr Akredite olanlar