Not Birinciler, etrafa, olaylara bakınıyorlar ve karamsar oluyorlar "Artık Türkiye bölünür, bölücüler amaçlarına varıyor" diyorlar.Bölücüler kim? DTP, PKK ve Barzani.* * *DTP, PKK'nın siyasi kolu olduğunu gösterdi.Barzani ise Türk jetlerini, onların bombalarını görünce sustu ve Kuzey Irak'taki polis otomobilleri üzerindeki büyük Kürdistan haritasını sildi.* * *OYSA Türkiye'de insanlar, hangi kökenden olurlarsa olsunlar kardeştir.Bunu, Saddam iktidarda iken, Türk sınırına yığılan 10 binlerce Kuzey Iraklı kardeşimizi Ankara'nın yurda alması gösterdi. Türkiye'nin ölümün elinden kurtardığı bu 10 binlerin 100 tanesini bile Avrupa devletleri kabul etmemişti.* * *KARAMSAR olanlar "Türkiye PKK ile 24 yıldır savaşıyor, netice alamadı" diyorlar.Olumlu sonuç alınmasaydı Türkiye şimdi bölünmüş olmaz mıydı?Türkiye'de Başbakan'ın cümleleriyle Kürt kökenli 70 vatandaşımızın Meclis'te olduğunu biliyoruz.Bunların bakan, başbakan, cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanı olabildiğini de görüyoruz. Bazı çok zengin işadamlarının da Güneydoğu kökenli olduğunu biliyoruz. Anadili kullanmakta ülkemizde sorun değil. Güneydoğu'da şehirlerin batıdan farkı da yok.Öyleyse, Kürt kökenliler hangi özgürlüklerden yoksun, diye DTP'ye sormak haklı olmaz mı?* * *GÜNEYDOĞU'da güvenlik mi, demokrasi mi? Hangisine öncelik vermek gerektiği de tartışılıyor. Güvenlik bu tartışmalarda öncelik almaz mı?Ama bu, ekonomik savaşa da engel olun, anlamına gelmez, gelmemeli.Yani güvenliği sağlama savaşı devam ederken, bölgeyi ekonomik kalkındırma savaşı da ona paralel olarak sürmeli. * * *ANKARA'nın kabahati 85 yıldır Güneydoğu'da herkese Türkçeyi öğretmemesi ve o bölgeyi kalkındıramaması olmuştur. Bu açıdan gelmiş geçmiş bütün hükümetler suçludur.Şimdi bazı siyasetçiler ve onların mirasçıları bu suçluluk kompleksi altında Güneydoğu için abuk sabuk öneriler ve istekler ileri sürmekteler. Oysa bilinmeli ki önce "güvenlik" ve Türkiye'nin kayıtsız şartsız "bütünlüğü" gelir.Yani üniter devletten taviz sayılacak veya sanılacak tek bir madde bile kabul edilemez. İKİ görüş var. 1) Türkiye artık bölünür. 2) Türkiye hiçbir zaman bölünemez. Biz ikincilerden yanayız. "Gül niye geldi?"Biz sorsak, "Gül niye gitti?" diye sorarız."Gül niye geldi?" diyense Amerikalılar.Sahiden onlar aklımıza getirdi, biz de soralım: "Gül niye gitti?"Başbakan Erdoğan daha dün orada değil miydi? Oradaydı.Bush çok kısa bir süre sonra görevi bırakmıyor mu? Bırakıyor.Öyleyse, sahiden, "Gül niye gitti?.." 'GÜL NİYE GELDİ?' İran doğalgazı kesti. Rusya'dan gelen gaz azaltıldı. Türkiye'ye ısınmak için doğalgaz lazım. Türkiye'ye elektrik üretmek için doğalgaz gerek. 72 milyon cevap bekliyor. Şimdi konuşun ey nükleer karşıtları!.. Gaz kesildi, nükleer de yok... Bakan Kemal Unakıtan: "Başka zam yok" demiş.Ne kaldı ki?...Ve Bakan Unakıtan ilave etmiş: "Allah nasip ederse bizde de, petrol çıkar, doğalgaz çıkar, o zaman ne lüzum var fiyatları artırmaya deriz."İşimiz Allah'a kaldıysa, bakana ne lüzum var, di mi? Unakıtan'ın duası AKP'DE Türkiye halkı eziliyor.Yeni vergiler, zamlar ve bunun karşısında dar gelirlinin özellikle emeklinin, memurun, işçinin acınacak hali.Bu cümleyi laf olsun diye söylemedik.Bakın SSK emeklisi olarak en düşük maaşı 558 YTL oldu."Ye Mehmet ye" veya "Bozdur bozdur harca" desek haksız mı oluruz?558 YTL neye derman olur ki?Fakirlik edebiyatı yapmıyoruz. Türkiye'de çalışanın çaresizliğini ortaya koymak istiyoruz.Memurlara bu yıl yüzde 7 ortalama zam yapılacak. Tekrar edelim, çeşitli vergiler arttı, fiyatlar yükseldi. Peki maaşlara bu zam yeterli mi? Değil.En yüksek devlet memuru başbakanlık müsteşarı değil mi?Evet. İşte onun maaşı bile 3 bin YTL'den biraz fazla olacak.Yeter mi? Yetmez. Bunu özel teşebbüsteki muadilleriyle mukayese edin, farkı görün...Memurun en yükseği bunu alırsa siz diğerlerini varın hesap edin. Öğretmenler, polisler, hemşireler ve diğerleri. Türkiye halkı, özellikle aylıklılar, yani maaş mahkûmları ve ücretliler eziliyor, demekte haksız mıyız?Türkiye'de iyi ücret alanlar, yani iyi kazananlar yok mu? Var. Hem de çok çok kazananlar var. Ama onlar işçi ve memur değil.İşte AKP bu uçurumu yok etmeli. Gelir dağılımı adaletsizliğini bir nebze olsun törpülemeli ki ülkeye kalıcı huzur gelsin. Gelir uçurumu derinleşti DAYAK Şarkıcı Teoman'ı biliyorsunuz, tanıyorsunuz.Hani o TV'lerde hep alkollü görünen kişi."Niye TV'ler onu sarhoşken gösteriyorlar, bu onun özel hayatı değil mi?" diyebilirsiniz. Ama "Kamuya mal olmuş kişilerin özel hayatı olmaz" diye de bir kural var.Neyse o kuralı bırakalım da gelelim Teoman'a.Bir gazeteciye yumruk atan, gözünü morartan Teoman geçen gün şöyle konuşuyor:"Sokağa çıkmıyorum, çıkarsam yine muhabir döveceğim. İki yumruktan sonra pek çok tebrik telefonu aldım..."Kendini bilmezliğin bu kadarı da fazla değil mi?Buna, "Hem suçlu hem güçlü" derler.Kabahat onda değil, magazin muhabirleri ve onların cemiyetinde.Bu tutumdakilere yüz veriyorlar ki geçen gün de Ferdi Tayfur, gazeteci Savaş Kalafat'ı tokatladı.En azından buna "bizzat ihkak-ı hak" denir. Bu da savunulamaz.Bu tokada karşı, haydi aynı şekilde cevap vermedin, peki ama, mahkeme yok mu?Yine soralım: Bu muhabirlerin cemiyeti nerede? dheper@milliyet.com.tr Bugün Gazeteciler Günü