Artık adaylar belli. Gelsin 10 Ağustos.
76 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’ne kim cumhurbaşkanı olacak göreceğiz.
10 Ağustos’ta belli olmazsa hemen arkasından 2. tur var.
Yani netice olarak az zaman kaldı.
Üstelik bu kez fark var. Hem de büyük fark. Bugüne kadar cumhurbaşkanını Meclis seçerdi, şimdi halk.
Bu bakımdan bakarsak cumhurbaşkanı beni bu halk bu makama seçti diye kendini daha yetkili sayabilir.
Bu düşüncede hiç de haksız sayılmaz.
Halkın seçtiği ile bir avuç milletvekilinin seçtiği yetki de aynı olur mu? Hem de cumhurbaşkanına bazı yetkiler veren Anayasa’nın 104. maddesi de varken.
***
İşte bizde bu yetkiden söz eden bir aday var.
Tayyip Erdoğan.
O sanki “Ben cumhurbaşkanı olursam bütün yetkileri kullanacağım” diyor. O kadar diyor ki ona “başkanlık edecek” diyenler bile var.
İyi mi, kötü mü?
Bu ayrı konu.
Biz diğer adaylara bakalım.
Öyleyse onlar da yetkili olduklarını kabul etmeli.
Ve en az halkın seçmesinin ve 104. maddenin verdiği imkânları kullanacak kişiler Çankaya’ya aday olmalı.
***
Bizde ne oldu?
Haftalarca “çatı, çatı, çatı” denildi ve Ekmeleddin İhsanoğlu aday seçildi.
CHP, Sosyal demokrat bir parti, onun çıkardığı aday İhsanoğlu mu olmalıydı?
Hayır.
Demek ki CHP Kılıçdaroğlu’nun yönetimine girdiğinden beri sosyal demokrasiyi gerçekten terk etti.
Parti hiç ideolojisini terk eder mi?
Ederse yerinde kalabilir mi?
Oy için solcu sağcı, sağcı solcu olabilir mi?
Huzur ve barış bahanesi partinin ideolojisinden vazgeçmeyi mi gerektirir!..
Uzlaşma demek, ideolojisini, kendi şahsiyetini terk etme küçüklüğü müdür?
***
CHP Başkanı dolaşıyor, toplantılar yapıyor, görüş alıyor.
Sanki alay ediyormuş.
Çünkü adayı günler önce belliymiş.
O belliyse görüş almak, “Kimi cumhurbaşkanı yapalım” demek, sormak niye?..
***
Gelelim sonuca.
Ekmeleddin İhsanoğlu saygıdeğer bir vatandaşımız olabilir. Ama cumhurbaşkanı olamaz. Çünkü halkımız onu tanımıyor bile. Onun da 76 milyonun sorunlarını bilmediği meydanda...
Türkiye’de yoktu ki...
CUMHURBAŞKANI BELLİ OLDU
Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oldu.
Yani şimdi 2 aday var.
Ekmeleddin İhsanoğlu ve Tayyip Erdoğan.
Öyleyse geniş tahlile lüzum yok.
Hep söyledik, şimdi daha sağlam söyleyelim.
“Uzun lafın kısası”.
Erdoğan cumhurbaşkanı olur, hatta oldu...
BAŞKAN
Samimi mi?
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu konuşuyor.
Ama samimi mi, değil mi?
Ne diyor Kılıçdaroğlu.
“CHP kendi cumhurbaşkanını seçmiyor, 76 milyonun cumhurbaşkanı adayını seçiyor.”
Onun için “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdiklerini” söylüyor.
Ve İhsanoğlu’nu grupta öyle bir ballandıra ballandıra anlatıyor ki, arada bu bizim bildiğimiz İhsanoğlu mu başkası mı demekten insan kendini alamıyor.
Kılıçdaroğlu’na şu sorulabilir.
Eğer CHP Meclis’te 300 milletvekili bulunduran oy yüzdesine sahip bir parti olsaydı Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’nu mu aday gösterirdi? Yoksa bir sosyal demokratı mı, CHP’liyi mi?
İşte samimiyet bu cevapta.
SELEK
Davada skandal
Türk adliyesi çuvalladı.
Bu tabiri yani “çuvalladı” tabirini belki kullanmamam lazımdı. Ama ne diyeyim.
Niye bunu söyledim?
Bu bir önemli örnek de ondan.
Pınar Selek davası.
16 yıldır bu dava bir sonuca bağlanamıyor.
Sanık İstanbul’da, suç yeri İstanbul’da, tanıklar İstanbul’da, bilirkişiler İstanbul’da, mahkeme İstanbul’da ve dava 16 yıldır sürüyor.
Kaç bilirkişi raporu, kaç mahkûmiyet, kaç beraat...
Bu bir skandaldır.
***
Olay, 1998’de meydana geldi.
Mısır Çarşısı’nın kapısında bomba patladı.
7 kişi öldü, 127 kişi yaralandı.
Ve bu patlamaya yol açan bombayı sosyolog Pınar Selek’in imal ettiği iddia edildi. Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı da iddiada yer aldı.
Mısır Çarşısı patlamasıyla ilgili bu davada 16 yıldır yargılanan ve üç kez beraat eden Selek, Yargıtay’ın bozma kararları nedeniyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 24 Ocak 2013’te müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı usulden bozdu.
Pınar Selek şimdilik cezadan kurtuldu.
Yani dava yeniden görülecek.
Peki ne olacak?
16 yıl sonra dava bitirilemeyecek mi?
İstanbul’da hâkimler yok mu?
***
Şu da ihmal ediliyor. Özellikle medyada.
Pınar Selek kimdir?
PKK ile Apo ile bazılarının iddia ettiği gibi ilişkisi var mı? Oldu mu? Varsa ne derecededir?
Bu sempati, suçu onun işlediğini gösterir mi? Leyhte ve aleyhteki tanıklar ne dedi?
Bunlar da haberlerde yazılıp, anlatılmalı.