Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CHP'de sona yaklaşılıyor.
Bu mutlu son mu, kötü son mu; 22 Mayıs Cumartesi akşamı herhalde üç aşağı, beş yukarı belli olacak.
CHP için mutlu son ne olabilir, kötü son nedir?
Önceki akşam, yani kurultaya on gün kala TV'de kendilerine "yeni genel başkan adayları" denilen beş CHP'li tartıştı.
Fikri Sağlar, Hasan Fehmi Güneş, Ercan Karakaş, Celal Doğan ve Tarhan Erdem.
Tartışmada Tarhan Erdem konuşana kadar geçen süreyi izleyenler belki de şunu söyleyebilirlerdi:
Baykal'dan iyisi yine Baykal.
Ama Tarhan Erdem konuştuktan sonra hava ve konuşmacıların mesajlarının yönü değişti... Görüşlere bir geniş açı hakim olmaya başladı...
* * *
ANLAŞILAN o ki; bazı adaylar eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar.
Yani CHP'nin sorununu, bir genel başkan değişikliği, bir küçük kadro değişikliği olarak görüyorlar.
İşte yanlış burada.
Anladığım kadarıyla, bu görüşe, sorunun bu kadar dar tarifine, özellikle Tarhan Erdem katılmıyor.
* * *
CHP'nin sorunu CHP'yi adeta yeniden kurma sorunu.
Bu kurultay ve onun seçeceği Parti Meclisi, adeta "Kurucu Meclis" görevi yapmalı.
Kişilerin tahakkümden uzak, kolektif bir vicdan olarak CHP'yi yeniden imal ve inşa edecek girişimi başlatmalı. Üyeleriyle, 60 kişilik parti meclisiyle, tüm yöneticileriyle, politikasıyla yeni bir CHP... Geçmişinden güç alan ama değişime sırtını çevirmeyen, hatta değişimin motoru olan, çağdaş bir CHP. Gençleşmiş bir CHP, yeni görüşler, fikirler, çareler, çözümler üretebilen bir CHP. İşte bunun temeli atılmalı.
* * *
İLK konuşmalarıyla Fikri Sağlar'ın "Altı Ok"a pek fazla bağlandığı, adeta değişime, günün gereklerine karşıymış gibi bir tutum içinde olduğu izlenimi doğdu.
Türkiye'deki değişim açısından sağı eleştirdi, solu yüceltmek istedi.
Oysa Türkiye'nin özellikle ekonomik atılımlarında, dönüşümlerinde Menderes gibi, Özal gibi sağcı sayılanların damgası yok mu?
Sol, 11 yılda şöyle veya böyle iktidarda olduğu halde hiçbir iz bırakmadı, denilse yanlış mı olur?
Zaten böyle olmasaydı, CHP bugünkü sıkıntıyı yaşar mıydı?
Arayış içinde olur muydu?
* * *
CELAL Doğan programdaki tutumuyla bana, doğru teşhisler koyan, gerçekçi bir CHP'li olarak göründü.
Bir CHP'li olsaydım Tarhan Erdem'in adeta bir teorisyen kimliğiyle yaptığı konuşmayı, önerilerini, uygulamaya geçirme gayretinde olurdum.
* * *
NEDENSE; "genel başkan adayı" denilen CHP'liler kendilerine sorulduğunda "adayım" veya "değilim" demeye de çekiniyorlar. TV'deki programda da öyle oldu.
Çabaları, aday olma isteklerini gösteriyor, sözleri bunu açıkça ifade etmiyor. Kaçamak cevaplar veriyorlar.
TV'deki bu tartışmada, aday olabileceğini ima eden yalnız Celal Doğan oldu.
"CHP'ye genel başkanlık, başbakanlıktan önemlidir, belediye başkanlığı veya başka görevler genel başkanlık için bırakılabilir" gibi cümleleriyle adaylığını hiç olmazsa ima etti.
Tarhan Erdem de kendisiyle de ilgili "genel başkan adayları" takdimine itiraz etmeyerek adaylığını doğruladı.




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr