Gündemde halkı yakından ilgilendiren konular var.
Bunlar siyaset gibi ahkam kesmeye müsait konular değil.
Ama ekseriyet, özellikle TV’lerde atıp tutuyor, akıl veriyor, daha doğrusu verdiğini sanıyor, siyaset yapıyor. Halkın dertleriyle ilgilenen yok.
İşte onlardan bazıları...
* * *
Çok çocuk yapan kadına avantajlar var!..
Mesela doğum izni 24 haftaya, yani neredeyse 6 aya çıkartılacak. Peki bu kadınların yararına mı?
Bence hayır.
Bu gerçekleşirse işverenler kadın çalışanı azaltır. Veya hiç almaz. Gerçekçi olalım. 24 hafta izin yapandan iş beklenir mi?
* * *
Sonra, çocuk yapmak kolay ama bakmak zor.
Bakmak kolay olsa ben de 8-10 çocuğum olsun isterdim.
Bugüne dönelim. 2 yaşında bir çocuğun bakıcı parası ayda bin sekiz yüz TL. O çocuğu okula yolladınız, ayda iki bin TL. Doktor parası ayda dört yüz TL. İlaç, aşı ve organik yemek parası ayda beş yüz TL. Giyim ve oyuncak ayda dört yüz TL. Eder ayda beş bin yüz TL, bu bir çocuk için. Hem de bu masraf gittikçe artacak, değil mi?
Çocuğun büyüyünce iyi bir iş bulması iyi eğitime bağlıdır. Yani bu masraf yapılacak. Ama para nerede?..
Öyleyse çok çocuk hayaldir.
Buna çare bulmak gerekir.
Masrafı azaltmak gerekir.
Yani, anne baba çalışır ve ikisi de yüksek ücret alırsa en çok iki çocuğu hakkıyla yetiştirebilir. Gerisi laf.
* * *
Halkın bir konusu da ekmek.
İsrafı önlemek için bayat ekmek getirene fırıncılar tazesini verecek.
Bu iyi ama, toplanan bayat ekmekler ne yapılacak?
Un.
Peki evlerden toplanan ve temiz mi olduğu şüpheli olan ekmek parçalarından yapılan “galeta unu”nu siz yer misiniz?
Bunu soran yok.
Erteleme değil, bu iş hiç başlamamalı.
Ekmek israfı önlenmek isteniyorsa, bütün fırınlarda ekmekler küçük yapılsın.
Yani şimdiki ekmeğin üçte biri kadar olsun.
Ve bu olabiliyor. Yapan var. Ben aldım.
* * *
Taksi tarifeleri yeniden düzenleniyor. Kısa ve uzun mesafelerin iki ayrı tarifesi olsun diyenler de var.
Çünkü şoförler kısa mesafe için müşteri almıyorlar.
Peki bunun için yapılacak yeni tarife bir kısım halkı mağdur etmez mi? Eder.
Taksiler kısa mesafede aldıkları ücreti, uzun mesafede aldıkları ile denkleştirmiyorlar mı?
Mağdur olan taksi sahibi yok ki.
Öyleyse yeni tarife yerine, taksilerin kontrolü sıklaştırılsa, daha iyi olmaz mı?..
* * *
Okulda eğitim, yani dersler basitleştirilecekmiş.
Böylece öğrencilerin kafası hayatta lazım olmayacak şeylerle doldurulmayacak.
Mesela ben lisede öğrendiğim, fitoftera enfentas’ı, olpidyum brasika’yı, penta takdil’i, sefalapoda’yı, gastropoda’yı ve daha bir çok benzerini unutmadım. Çünkü kafamı o günlerde bunlarla da doldurdum.
Ama, hukuk mezunu oldum, gazetecilik bitirdim, anamdan emdiğim burnumdan gelerek lisede öğrendiğim bu gibi bazı bilgiler bana hiç gerekmedi.
Çocuklarımıza yazık değil mi?
BAŞBAKAN
Zora talip
Biz bu köşede ne dedik?
“...ama unutulmasın ki, başarı zoru çözümlemekle kazanılır.
Şimdi bu zor şey, Tayyip Erdoğan’ın üzerine kaldı...”
Başbakan Tayyip Erdoğan da bu yazıdan bir iki gün sonra Mardin’de yaptığı konuşmada, adeta o sözlerimizi, cevap vererek teyit etti.
“Savaş kolaydır, barış zordur. Biz zora talibiz.”
Ulus, başarılar diliyor.
MENDERES
Sev ve öldür
Hayat sürprizlerle dolu.
Sonumuzun ne olacağı belli değil. Adnan Menderes’in sağ kurtulduğu uçak kazasının 54. yıldönümünde Anadolu Ajansı İngiliz arşivlerine girdi. Ve bana o günleri hatırlattı.
Menderes’in SEV isimli uçağı yoğun sis nedeniyle Londra yakınlarındaki Gatwick Havaalanı’na inerken düştü.
Bu kazada 5’i mürettebattan 9’u yolculardan 14 kişi hayatını kaybetti.
Hiç unutmuyorum. Kazadan sonra yurda dönüşte coşkuyla karşılanan Başbakan Menderes bir süre sonra ipte sallandırıldı, yani idam edildi.
Bu olağan bir şey miydi?
Olamaz.
Bu olay bana “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” sözünü hatırlatır.