Demirel kampanyayı açtı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi propaganda sürecini başlattı. Tek başına da sürdürüyor.
Tek aday da kendisi.
Bir daha seçilebilmesi için hukuki engel var ama o engelin yine hukuki yolla kaldırılması için çareler gösteren de kendisi.
"Meclis isterse yapar" diyor.
Ne yapar?
Anayasa'daki
"Cumhurbaşkanı 7 yıl için bir kez seçilir" maddesini değiştirir.
"Cumhurbaşkanını Meclis seçer" hükmünü de değiştirir.
"Cumhurbaşkanı beş yıl için ve en çok iki kez halk tarafından seçilir yapar, ben de aday olurum" diyor.
"Ben de aday olurum"u nereden çıkartıyoruz?
Türk Parlamenterler Birliği üyelerine en son önceki gün söylediklerinden:
"Milletim benden görev isterse bu görevden kaçmam.1980 öncesinde cumhurbaşkanı seçiminde sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntı, 'bir cumhurbaşkanı seçemiyorsunuz' diye askeri müdahalenin gerekçesi oldu.
Ben o dönemde de cumhurbaşkanını halkın seçmesini önerdim. Bana göre cumhurbaşkanının arkasında halkın yüzde 50'si bulunmalıdır. Buraya koyduğumuz adam güçlü olmalıdır. Dirayetli olması yetmez, siyasi gücü olması lazımdır. Bence, cumhurbaşkanlığı için 7 sene uzundur. 7 seneyi 5 seneye indirmek, 2 tane 5 sene yapmak Türkiye yönetimi için en doğru şekildir. Milletim benden görev isterse, ben zaten görevden kaçmam".
İşte son cümle, bir kez daha açık seçik adaylık açıklaması değil mi?
* * *
DEMİREL
"halk seçsin cumhurbaşkanı güçlü olsun" diyor.
Bugünkü Cumhurbaşkanı Demirel'i Meclis seçti.
Meclis seçtiği halde Demirel bugün en güçlü dönemini yaşıyor. Türkiye'nin en güçlü adamı olarak yaşıyor.
O kadar güçlü ki, Başbakan'ın yapması gereken bazı işleri bile o üstlenmiş durumda.
Başka devletlerin temsilcileri, yetkilileri telefonla onu arıyor.
Özellikle Orta Asya ve Kafkasya ile ilgili tüm konularda bir başbakan gibi, adeta mekik diplomasisi uyguluyor.
"Dinde reform" bile ondan soruluyor.
Bunlara ilaveten Anayasa'dan doğan hak ve yetkileri de var. Onları da ekleyince bugün Cumhurbaşkanı Demirel'in elindeki yetkinin Türkiye'de bir başka kişi ve makamda olmadığı görülüyor.
Peki, Cumhurbaşkanı bu üstün yetkilere kendisini halk seçtiği için mi sahip?
Hayır.
Öyleyse
"halk seçerse daha yetkili olur" iddiası neye dayanıyor?
İstenen parlamenter sistemden cayıp, başkanlık sistemine geçiş ise o başka.
* * *
OLAYLARIN seyri gösteriyor ki, yetkileri kullanmakta, inisiyatif sahibi olmakta Cumhurbaşkanı'nın
"dirayeti" her şeyden önemli. Sayın Demirel aksini söylese de önemli.
Cumhurbaşkanı için halk sandığa gidince milli irade yerine gelmiş oluyor da Meclis seçince gelmemiş oluyor gibi bir mantığı zaten kimsenin savunduğunu düşünmek de mümkün değil.
Halk seçince cumhurbaşkanı güçlü olur, Meclis seçince güçsüz olur savını ise Demirel'in bugünkü durumu tekzip ediyor.
Cumhurbaşkanı dün Kayseri'de;
"Isparta'nın İslamköy'ünden geldim, cumhurbaşkanı oldum. Bana açık olan imkan herkese açıktır" diyordu.
Önemli olan Demirel'e rakiplerin çoğalması. Halk da seçse, Meclis de seçse pek çok
"dirayetli" arasından
"en dirayetli"nin Çankaya'ya çıkartılması.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr