Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya bir tiyatro sahnesi. Rejisör ve oyun yazarları büyük devletler.
Geniş halk kitleleri ya oyuncu ya seyirci...
Atmıyorum...
Bunu etrafımıza dikkatlice bakınca görüyoruz.
İşte Arap Baharı...
İşte Libya.
İşte Suriye.
İşte Irak.
Yetmez mi?
Yeter.
Onlara bir bakalım.
***
İşte Libya.
Yıllarca Kaddafi’nin memleketi diye anıldı.
Kaddafi ülkenin diktatörü idi. Yani o ülkeyi o idare ediyordu.
Ülkede demokrasi yoktu ama Libyalılarında zaten böyle bir problemi yoktu. Geçinip gidiyorlardı.
Üstelik demokrasi için bazı şartlar da lazımdı.
Halkın eğitimi, geliri gibi.
Hem halk varlıklı değil, hem eğitim yetersiz öyleyse demokrasi yapmacık demektir. Yani olmaz.
Ama Batı’nın teşvikiyle ve Batı’nın rejisörlüğünde demokrasi bahanesiyle Kaddafi düşürüldü, işkenceyle öldürüldü. Peki ne oldu?
Petrol Batı’nın oldu.
Libya parçalandı ve Libyalı huzurunu kaybetti... Kargaşa, kargaşa, kargaşa...
Demokrasi ise hâlâ yok. Olamaz da...
***
Irak’ta ne oldu?
Diktatör Saddam ülkesinin diktatörüydü.
Orası da demokrasi için daha bin fırın ekmek yemeliydi.
Önce, altyapısı demokrasiye müsait değildi. Aşiretler bir araya getirilmiş ve Irak doğmuştu. İşte bu ülke Saddam’ın yönetiminde yuvarlanıp gidiyordu.
Büyük devletler diktatörü düşürdü, öldürdü ve demokrasi değil parçalanma geldi. Ülke parça parça oldu.
Irak, Sünniler, Kürtler, Şiiler, IŞİD, Bağdat, muhalifler gibi kısımlara bölündü. Bir daha bir araya gelemeyecekler. Olmayan yalnız demokrasi oldu. Demokrasi zaten bahane idi.
Buna, “Kaş yapayım derken göz çıkarmak” denmez de ne denir? Bile bile göz çıkarıldı.
Bu baştan hesap edilemez miydi? Edildi...
Yani, Irak parçalandı, yıkıldı...
***
Suriye de öyle değil mi?
Şam, muhalifler, Sünniler, Şiiler, Hıristiyanlar, Nusayriler, Dürzîler, IŞİD, Kürtler.
Ülke parça parça...
Unuttum, bir de Batı ile ittifak var.
Uçakları ile bu topraklara bomba yağdırıyorlar.
Binlerce ölü var. Yıkılmayan ev yok.
Bu ne biçim mutluluk?
Suriyeli hissetmediği diktatörlüğü mü yoksa bu bombalı demokrasiyi mi (!) tercih ederdi?
Suriyeli, diktatörlüğe mi, yoksa ülkesinin demokrasi adına bölük pörçük olmasına mı evet demeli?
***
Batı oynatıyor, biz seyrediyoruz.
Şimdi sıra hangi ülkede?
Bizi Allah korusun...
Bu gidişle Allah’tan başka sığınacağımız yer ve yâr kaldı mı?

Haberin Devamı

CHP, EVET
Kılıçdaroğlu, hayır

Haberin Devamı

Türkiye’nin umudu ne olabilir?
Ana muhalefet değil mi?
Yani CHP.
İktidar bir gün güven kaybederse hemen ana muhalefet onun yerini, yani iktidarı alır.
Böylece Türkiye hükümetsiz kalmaz. İşler yürür.
Mesela, Kılıçdaroğlu grupta eleştirdi durdu, attı tuttu, ama “Süleyman Şah” için ne yapılmalıydı söylemedi.
Yani AKP gider, CHP gelir.
Ama lider de, liderse...
Oysa ORC (Objective Research Center) araştırma şirketinin CHP seçmenleriyle yüz yüze görüşerek yaptığı araştırma, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP seçmeni nezdindeki kredisinin hızla eridiğini gözler önüne serdi. Anket sonuçlarına göre CHP’li seçmenlerin yüzde 74.3’ü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarısız buluyor. CHP seçmeninin yüzde 77’si genel başkan değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Öyleyse ilk önce CHP’de başkan konusu ele alınmalı.
Ama, “Seçim çok yakın, şimdi olmaz” deniyorsa doğrudur.
Seçimden CHP mağlup çıkarsa bunun sorumlusunun en önce Kılıçdaroğlu olduğu hatırlanmalı ve ana muhalefette lider değişikliğine gidilmeli.
Bu unutulmamalı.

Haberin Devamı

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...

- Hollande: “300 nükleer füzemiz var.”
Darısı başımıza.
- Delikanlıysan ortaya çık.
Kim kime söylüyor?
- Gürsel Tekin medyaya veryansın etti.
Yoksa, Tekin AKP’ye mi geçti?
- Despotlar...
İktidar mı, muhalefet mi?
- İktidar “Beyaz”.
Muhalefet “Siyah”.
- Ekonomik beklenti kötüleşiyor.
Ne zaman iyi idi ki?
- Toplumu düzenlemeye nereden başlayacağız?
Başından!..
- Gül, Erdoğan’a karşı.
Film değil, gerçek.
- Kavga var.
Anladım, Meclis açık.
- Afrika sağlıklı besleniyor.
Oraya mı gidelim?
- Biz doğru yoldayız.
Kim değil ki!..
- Var mısın tavlaya?
Kılıçdaroğlu cevaplasın.

SİYASİLER KENDİNİZE GELİN...

Öyle yapsan olmuyor, böyle yapsan olmuyor.
Eskiden dış politikaya “Milli Politika” denirdi.
İktidar ve muhalefet, dış konularda anlaşır, tek vücut olurdu. Şimdi nerede?
İktidar muhalefete danışmıyor, gizlice duyurmuyor bile.
Muhalefetse, iktidar ne yaparsa yapsın beğenmiyor...
“Süleyman Şah” operasyonunda olduğu gibi... Peki, ne yapsaydı?
Yeter be...
Bu böyle gitmez...
İktidar ve muhalefet kendinize gelin.
Yurdu bölüyorsunuz.
Yoksa siz vatan haini misiniz?