UZLAŞMAZLIĞI ilke haline getirdik.
DYP Genel Başkanı'nın dünkü açıklaması bunu bir kez daha ortaya koydu
Çiller hükümeti kurma görevinin kendisine verilmesini istiyor. Başka birini desteklemeyecek.
Bu demektir ki, normal yollardan bir hükümet çıkartmayı bu politikacılar, daha doğrusu bu liderler beceremiyor, uzlaşamıyor. İş kalıyor sırf Cumhurbaşkanı'nın takdirine ve seçimine...
Yıllardır Türkiye'de bir slogan var:
"siyasi istikrar."
Aslında bunun slogan olmakla falan ilgisi yok, ama bizde öyle oldu.
Sağlayamadığımız, gerçekleştiremediğimiz çok şey gibi onu da sloganlaştırdık.
"Siyasi istikrar."
Etrafımıza bir bakalım. Ömrünü Türkiye gibi "istikrar" arayışlarıyla geçiren, günlerini bu yolda boşa harcayan başka çağdaş ülke var mı?
Siyaset araçtır, politika araçtır. Ülkeyi yönetmenin aracı. İnsanları mutlu etmenin aracı.
Oysa bizde siyaset amaç haline getirildi.
Siyaset yapmak bizatihi amaç oldu.
Bu; saptırma, yozlaştırma değil de nedir?
Siyasetin yozlaştırılması.
Siyasetin amacından saptırılması.
* * *
BAKIN; istikrarsız ortam kimlere yarıyor?
Kargaşadan istifade etmeyi bekleyenlere, becerenlere...
Ne oldu çetelerle savaş?
Durdu.
Ne oldu Çakıcı?
Unutuldu.
Diğerleri?.. İstanbul Narkotik Büro eski müdürünün iddiaları... Doğru ise önemli, yalansa daha da önemli.
Üstünde duran pek yok.
Peki ne yapıyor politikacılar?
İcat ettikleri "çözüm getirmeyen siyaset"le tatmin oluyorlar...
Ülkenin önünü açmaya yaramıyor yaptıkları.
* * *
ECEVİT'in "DSP + DYP + ANAP" hükümeti projesi, bu olağanüstü dönemde şartlara ve ülke tabanının siyasi yapısına en uygun çözümdü.
DYP lideri Çiller karşı çıktı.
"Ecevit azınlık hükümeti"ne CHP lideri Baykal karşı çıktı.
"Geniş tabanlı hükümet"e; iş yapma zorluğu yanında, FP'nin özel durumu nedeniyle de diğer bazıları "hayır" diyor.
Dün DYP'nin piyasaya sürdüğü "Çiller'in başbakanlığı"nın da gerçekleşmesi zor.
Peki ne olacak?
Çözüm üretemeyen siyaset ve siyasetçi olur mu?
Türkiye'de oluyor.
O nedenle de Almanya'da Kohl 16 yıl, İngiltere'de Thatcher 11.5 yıl başbakanlık yaparken biz neredeyse her yıl başbakan değiştiriyoruz.
Örneğin, Almanya'da bir dışişleri bakanı 16 yıl koltuğunu korurken bizde 8 yılda 9 dışişleri bakanı değişiyor.
Almanya'da, İngiltere'de demokrasi yok mu?
Bizimkiler demokrasiyi kendileri için istiyor, onlar ülke için, ülkenin istikrarı için...
Onlar seçim sistemleriyle istikrara önem verdiklerini ortaya koymuşlar. Ve o istikrarın nimetlerinden hep beraber yararlanıyorlar.
Fark bu...
Bu fark insana; "keşke, 28 Şubat belgesine seçim sistemi ile partiler yasası değişiklikleri de konmuş olsaydı" dedirdiyor.
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr