Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan HEPER

DEMOKRASİNİN zaafları var. Bunlar ancak uzlaşmalarla giderilebilir.
Onun için de karakteri uzlaşmaya yatkın siyasi liderler önem kazanıyor.
Enflasyonu düşürme konusu ön plana çıktığından beri bu durum Türkiye'de daha belirgin şekilde görülür oldu.
"Enflasyonu bir yılda düşürün, tarihe geçin" diyen Baykal'a, Başbakan Yılmaz'ın verdiği cevap bunun ispatı. "Biz tarihe geçelim, siz iktidara değil mi?"
Hafta içinde buluşup konuşan Başbakan Yılmaz'la CHP lideri Baykal arasında şu konuşmanın geçtiği belirtildi:
CHP lideri Baykal: "Enflasyonla mücadelede kararlılık gösterin, bir yılda indirin. İsrail'de Perez enflasyonla o müthiş mücadeleyi yaptı ve seçimi kaybetti, ama ülkesinin önünde ışıl ışıl duruyor."
Başbakan Yılmaz: "Biz 3 yıllık bir mücadele öngörüyoruz, planlarımız böyle. Ama siz 3 yılda yapacağımız mücadeleyi bir yılda yapmamızı istiyorsanız, o süre içerisinde bize tam destek vereceğinizi de açıklamanız lazım."
Ve Baykal böyle bir destek için söz vermekten kaçınıyor.
* * *
TÜRKİYE'de iki büyük parti olsa, mesela, anlaşacak olanlar yalnız Yılmaz'la Baykal olsa belki Perez örneğini vermek haklılık kazanırdı.
Ama bakın, böyle bir "şok" programı hakkıyla uygulayabilmek için Türkiye'de asgari beş partinin uzlaşması gerekmez mi?
Birinin acı ilacına diğerleri muhalefet edecek ve kendi iktidarının temellerini atacaklarsa hangi hükümet bu ilacı halka sunmaya cesaret eder.
İşte demokrasinin zaafı burada ortaya çıkıyor.
Sonuçta halkın yararına olacağına emin olunan bir programı bile iktidar, iktidarı kaybederim diye uygulamaya koyamıyor, muhalefetteki bir parti de iktidar olamam diye destekleyemiyor.
İşte uzlaşmanın gerekliliği de o anda ortaya çıkıyor.
* * *
AMA uzlaşma olanağı beş parti arasında pek de kolay, hatta mümkün değil.
O nedenle de İsrail örneği Türkiye için geçerli sayılabilir mi?
İsrail'in Türkiye'den farklı bir yanı da onun adeta Amerika'nın bir eyaletiymiş gibi desteğe sahip olması.
Üstelik İsrail'in 4 milyon nüfuslu bir ülke olduğu da unutulmamalı.
* * *
PEKİ şimdi ne olacak.
Enflasyon Türkiye'de istediği gibi at mı oynatacak?
Hayır.
İktidarda üç parti var. Onlar makul bir mücadele programı hazırlar ona CHP de katılırsa bu uzlaşma bir milli seferberliğe dönüşebilir. Çünkü makulu halk da destekleyecektir.
Uzlaşma ihtiyacı oy hesabına baskın gelirse umut var demektir, enflasyonu düşürmek için de...

Artık Apo'ya düşen bir iş var.
Silah bırakmak.
Güneydoğu'da aylardır süren duruma bakın; PKK bir daha elde edemeyeceği şekilde etkisini kaybetti.
Yani Apo neyi gerçekleştirmeyi düşünüyorsa artık bunun mümkün olmayacağı herkes tarafından açık seçik anlaşıldı.
Binlerce gencin hayatına, yaralanmasına da mal olsa bu iş burada bitti.
Bu gerçek görülmeli. Daha fazla kan akıtılmamalı.
Bugün Güneydoğu'nun her karışına Türk ordusu hakim. 250 bin asker Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü için orada nöbette.
100 bine yakın korucu bölgede kuş uçurtmuyor.
Kardeşin kardeşe düşürülmesine, vurdurulmasına artık son verme zamanı.
Apo hemen silah bırakırsa, inandırıcı bir sulh havası yaratılırsa, savaş masraflarının Güneydoğu'da yatırıma dönüştüğünü düşünebiliyor musunuz?
GAP, petrol ve doğalgaz boru hatları, yeni yatırımlar ve turizm, Güneydoğu dünyadaki bir cennet neden olmasın?..
Terörü son verilmemesi her şeyden önce Güneydoğu insanımız için bu ele geçen çok önemli fırsatı, kalkınma fırsatını heba etme anlamına gelmez mi?
Artık tam zamanı, bu umutsuz gidişe Apo noktayı koymalı.






Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr