Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Devlet sanatçılığı tarihe karışmak üzere.
Devlet sanatçılığı ile ilgili yönetmeliğin iptali için açılan bir dava nedeniyle Danıştay "Devlet Sanatçılığı" unvanı konusunda yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Başvuruyu inceleyen Danıştay nöbetçi dairesindeki bir üye ise devlet sanatçılığı ile ilgili yönetmeliğin "yok" sayılmasını istedi.
Yönetmeliğin iptali ile ilgili davanın esasına yeni adli yılda bakılacak. Yönetmeliğin iptali yönünde karar çıkarsa 1998'de devlet sanatçılığı unvanı verilipte bunu kabul edenlerin elinden bu unvan gitmiş olacak.
* * *
DEVLET sanatçılığı ile ilgili ilk yönetmelik 1971'de yayımlandı. Ama çeşitli tarihlerde dört kez değişikliğe uğradı.
Önceleri devlet sanatçılığı unvanının "uluslararası ve ulusal düzeyde kendini üstün bir sanatçı olarak kabul ettirmiş ve Türk kültürüne ve evrensel sanata çağdaş değer ölçütleri içinde hizmet etmiş olan sanatçılara" verileceği belirtilmişken, sonraki değişikliklerle ve uygulamalarla şart devamlı kolaylaştırıldı, sınırlar genişletildi, amaç saptırıldı, adeta yönetmelik "mavi boncuk yönetmeliği" haline getirildi.
Her alanda olduğu gibi, özellikle de sanatta çıtayı daima yükseltmek gerekirken Türkiye'de devlet sanatçılığı konusunda 30 yıla yakındır tam tersi bir tutum izlendi, olay yozlaştırıldı.
Yönetmelikteki 1998 değişikliği ile artık devlet sanatçılığının neredeyse "her isteyene verilir" konuma geldiği görüldü.
* * *
1991'de işin sulandırıldığını gören Kültür Bakanı Fikri Sağlar "devlet sanatçılığı artık ulufe olmayacak, yılda en çok 2 kişiye devlet sanatçısı unvanı verilecek" diyor ve "yeni düzenleme ile konuya ciddiyet getirileceğini" belirtiyordu.
Oysa geçen yıl devlet sanatçısı listeleri açıklandığında 89 kişinin daha bu unvana layık görüldüğü anlaşıldı.
Bu bolluk(!) nedeniyle de bazı sanatçılar unvanı reddetti.
Oysa çağdaş, demokratik ülkelerde devletin değil halkın sanatçısı olur. Onu da halk beğenisi ile gösterir...
Üstelik devlet sanatçılığı, katı devletçi bir sistemin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nin buluşu ve uygulaması, "Olsun, ne var bunda" diyebilirsiniz, ama hiç olmazsa dejenere etmeseydik.
Ama her gayri ciddi işin bir sonu vardır.
Bu konuda da öyle olmak üzere.
Keşke konu Danıştay'a düşmeden ciddiyet sınırları içine çekilebilseydi.
Ama herşeye rağmen vakit geçmiş sayılmayabilir.
Devlet; bundan böyle devlet sanatçısı seçmekten vazgeçtiğini açıklayabilir.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr