Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sonunda, Başbakan'ın Mesut Yılmaz'a karşı sabrı taştı. Gerilen ip kopma noktasına geldi.
Ve Ecevit: "Bir genel başkan kendi partisinde uyum sağlayamıyorsa, liderliğinin gereğini yerine getiremiyor demektir" deyip kesip attı.
Günlerdir cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili çelişkili demeçler veren, önerilerde bulunan ve bir öyle bir böyle konuşarak herkesi şaşırtan, bu nedenle de "bunalımdan yararlanmak istiyor" dedirten ANAP lideri, koalisyon kurulduğundan beri ilk kez adeta sarı kart görmüş oldu.
* * *
NE tesadüftür ki, DYP lideri de Başbakan'la aynı anda Yılmaz'ı eleştiriyordu:
"Yılmaz kriz avcılığı yapıyor. Kriz avcılığı ile nasıl başbakanlığı kaptımsa aynı şekilde cumhurbaşkanlığını da kaparım, diye düşünüyor.
Yılmaz Demirel'in cumhurbaşkanlığına karşıysa çıkıp karşıyım desin."
Ecevit'in çok sert çıkışı ve DYP lideri Çiller'in sözleri alt alta yazılınca insanın aklına; DYP ANAP'ın yerine koalisyona girmeye mi hazırlanıyor sorusunu getirmiyor mu?
* * *
LİDERLERİN hepsinin Demirel'in süresinin uzatılmasından yana oldukları biliniyor.
Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların da bunu gerektirdiği, nedenler madde madde sayılarak ifade ediliyor.
Vatandaş gibi yalnız sahneyi değil perdenin arkasını da gören ve bilen Başbakan'sa Demirel'i tercihini "Rejimin esenliği bakımından gerekli" diye izah ediyor.
Öyleyse işin yokuşa sürülmesi niye?
İşte bu "niye"nin cevabı şöyle veriliyor:
"Yılmaz kendisi cumhurbaşkanı olmak istiyor, ama bunu açıkça söylemiyor.
Demirel'i istermiş gibi görünüyor, ama bir yandan da onun Çankaya'da kalmaması için çalışıyor."
Bunlar varsayımlar, ama tekrar edile edile gerçek gibi kabul görmeye de başladı.
* * *
BİZ Demirel'in Çankaya'dan inince, etrafa yayılmak istendiği gibi, büyük bir siyasi güç oluşturabileceğine inananlardan değiliz.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaşı belli. 25 yıl önce iyi futbol oynardı, bugün de oynar, demek yanlış olur.
Türkiye'nin geldiği nokta da 20 - 30 yıl önceden farklı. Artık vatandaş bunalım istemiyor, kavga istemiyor.
Türkiye'de son yıllarda doğmuş kamuoyu oluşturan çeşitli odaklar var.
Yalnız medya alanında onlarca TV, onlarca gazete mevcut.
Çankaya'dan inip, birçok milletvekilinin desteğini, medyanın desteğini, halkın desteğini hemen arkanıza alıp fethe girişmeniz mümkün değil.
Bu nedenle Demirel'in Çankaya'dan inerse siyasete soyunacağına inanmak güç.
O zaman bu tartışma da boşuna yapılıyor.
* * *
SONUÇ; Başbakan'ın ortağına dünkü çıkışı, başka bir ortamda başka bir zamanda olsa koalisyonu bozardı.
Ama Yılmaz'ın ülke yararı doğrultusunda hareket edeceği umulur.
Üstelik yedekte DYP koalisyon ortaklığı için hazır beklerken.
Burada dikkat çeken bir nokta şu:
Uzun süre "üçlü zirve" koalisyon içinde sorun çözücü, çare bulucu bir gayri resmi organ işlevi görmüşken şimdi ne oldu da ortakların kavgası TV'lere döküldü? Ve Ecevit siyasi incelik sınırlarını zorlayan tahammülü zor bu cümleleri sarfetti.
Bu da gelinen noktada hükümet içi uyum bakımından şüpheler uyandırmıyor mu?



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr