Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


26 Kasım 1990’da bu köşe şöyle başlamış; “Özal’ın önemi Türkiye’nin gündemine hakim olması, olayları yaratması ve istediği yöne götürebilmesidir.
Ve şimdi kimsenin aklından geçmeyen başkanlık tartışmalarını da o başlattı...”
İşte o tarihten 23 yıl sonra bugün “başkanlık” tartışması yine yapılıyor.
Ve bu kez Tayyip Erdoğan için.
* * *
Başkanlık sisteminde “yasama” ve “yürütme” kuvvetleri, hem organ hem de fonksiyon yönünden birbirinden bağımsız olmakla birlikte, kuvvetler arasında kontrol ve dengeye dayalı bir kuvvetler ayrılığı vardır. Ancak, kontrol ve denge mekanizmaları oldukça zayıf olup, fiilen “yürütme” kuvvetli, yani “başkan” üstündür. Bakanlar, başkanın sekreteridir.
“Başkanlık rejimi”nin tip uygulaması ABD’dedir. ABD’de “yasama” organı iki meclisli Kongre’dir. Başkan “yürütme” organını tek başına temsil eder: O, ne parlamenter rejimlerdeki cumhurbaşkanı ne de başbakandır. Bu ikisinin yetkilerini toplayan biridir ve halkın oyuyla işbaşına gelir. Dolayısıyla yetkilerinin kaynağını doğrudan halktan alır. Parlamentoya karşı siyasi sorumluluğu yoktur. Yasama fonksiyonu “senato” ve “temsilciler Meclisi”nden oluşan “kongre” de “başkan”a karşı bağımsızdır. Bu özellik “başkanlık rejimi”ni, “parlamenterler rejimi”nden ayıran en önemli özelliktir.
* * *
ABD’nin özel yapısı başkanlık rejiminin başarısını sağladı. Ama bu rejim Güney Amerika ülkelinde başarıya ulaşamadı ve diktatörlüklere dönüştü.
Herhalde bu yüzden olsa gerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Başkanlık’tan hakanlık, sultanlık anlayışı çıkmamalı” dedi.
Yani Gül, başkanlık sistemine mesafeli duruyor.
* * *
Ben, bize en uygun rejimin, başkanlık rejiminin ve parlamenter rejimin iyi taraflarını alan “yarı başkanlık” rejimi olduğunu hep söyledim. Bugün de ısrar ederim.
En iyisi yarı başkanlık...

Haberin Devamı

MEDYADA
Yarış ve yanlış

Gazetecilik, bir bakıma yarıştır. Ve o yarıştaki hız, bazen kazalara da neden olur.
Bu kazalar başımıza geldi, bazısı son anda önlendi.
Ankara için hazırlanan Milliyet’in birinci sayfa kalıbına, rahmetli Turhan Ağabey’in (Turhan Aytul) ısrarıyla “Faruk Gürler Cumhurbaşkanı” manşetini koyup yolladık.
Oysa, Gürler cumhurbaşkanı olamadı. Neyse ki, o manşet Ankara’da gazete basılıp dağıtılmadan değiştirildi.
Her an vefatı beklenen ağır hasta bir büyüğümüz için, önceden ölüm haberini veren 1. sayfa yaptık. Bu sayfa bölgelere yollandı. Ölüm haberi gece yarısı da gelse rakiplerden önce, ölüm haberi verilir diye uykumuz kaçtı.
Yanlışa can kurban ama artık günümüzde yarış için yanlış ihtimali de azaldı, maalesef “yandaşlık” için yarış değil yanlış(!) başladı. Yani bilerek, olmayan olayları olmuş gibi göstermek. Buna da bu mesleği gerçekten sevenler ve doğruyu takdir eden okuyucular engel olacak.
“Yandaşlık” tarihe gömülecek. Başka yolu yok...

Haberin Devamı

BUNA
Kızacak ne var

Eczacıların bir kısmının bu kadar tepki göstereceğini zannetmezdim.
Ama bunlara, bazı eczacılar denebilir. Doğru.
Büyük ekseriyet biliyor ki yazıyı okudu, o kadar.
Siz mukayese edemiyorsanız.
Bakın mukayese edelim.
Ben iki yüksek tahsil diploması sahibiyim, hem avukatlık yapmayan bir hukukçuyum, hem de gazetecilik mezunuyum.
Orada yıllarca hocalık da yaptım. 59 yıllık gazeteciyim. Hem de büyük saygın bir gazetede, Milliyet’te.
Doğduğumdan beri İstanbul’da yaşıyorum ve halk arasındayım. Gazeteciliğin her alanında oldum. Hem de izin günlerimin çoğunda bile çalıştım. Gecem gündüzüm olmadı. Ömür boyu saat 7’de dükkanı kapatıp gidemeden...
Her gün bir önceki gazeteyi atıp yeni bir gazete yapmaya hayatımızı verdik.
Doğru bildiğimizi savunmak, bizim namusumuzdur.
Eczacılığı yapmasam da bilirim. Pek çok arkadaşım var.
“Şanslı meslek” demek, iyi para kazanan meslek demek değildir, kimsenin “emrinde olmamak” demektir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) doktorluk, avukatlık ve veterinerliği de “şanslı meslekler” olarak seçmiş. O meslek mensupları da bunu hakaret olarak mı anlasın, olur mu?
“Şanslı meslek” sahibi olmak iftihar sebebi olmalı değil mi?
Ben eczacı olsam iyi bir mesleğin mensubuyum diye bununla iftihar ederdim....
Ben olamadım ama bütün tanıdık gençlere yıllardır eczacılığı tavsiye ediyorum.
Bütün eczacılara selam ve mutluluklar.