Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milletin bağrına dönüp siyaseti oradan yapmak demek. Yani sine-i millete dönen siyasi parti mensupları Meclis'ten, milletvekilliğinden ayrılacaklar demek.İşte bu çok sözü edildiği halde, pek başvurulmayan siyasi mücadele yolu bugün de siyasetin gündeminde.***2007'nin eşiğinde Türkiye'yi birçok tehlike bekliyor.Bunlar ortada dururken, bir de içte siyasi partilerin incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle kavgalarına ve ülkeyi toz duman içinde bırakmalarına seyirci kalınamaz.Bu yüzden de işverenlerin örgütü TÜSİAD 72 milyona tercüman oldu ve "Çankaya için toplumsal uzlaşma" istedi.TÜSİAD iktidarın olduğu kadar muhalefetin de kulağını çekti ve "kısa vadeli bakış açılarıyla yürütülen muhalefetten kaçınılmasını" talep etti.***AKP üçte bir oyla, Meclis'in üçte ikisini kazandı.Hükümeti, başbakanlığı ve Meclis başkanlığını aldı ama cumhurbaşkanlığı AKP'li olmayan bir kişide kaldı.AKP şimdi Çankaya'yı ele geçirmek istiyor. Çünkü ilk seçimde tek parti hükümeti, yani AKP hükümeti oluşmayabilir. Hele koalisyon halinde bir de başbakan AKP'li olmazsa.Öyleyse ne yapıp etmeli ve Tayyip Bey'i Çankaya'ya çıkarmalı.Bunun Anayasa'ya aykırı yanı da yok...Kanadoğlu'nun görüşünü biz de zorlama kabul ediyoruz.Durum kanuna uygun ama ülkenin havasına uygun mu?Değil.Tayyip Erdoğan üzerinde ülkede konsensüs var mı?Yok.Neden.Çünkü çoğunluk ülkede laikliğin tehlikede olduğunu görüyor ve bu tehlikeye kesin olarak karşı duracak birini Çankaya'da görmek istiyor.Çoğunluğa göre bu Tayyip Erdoğan olamaz.Üstelik Tayyip Erdoğan'ın yetişme tarzı da globalleşen dünyada Türkiye'yi temsile yeterli değil.***Özetle şunu diyebiliriz:Dünyadaki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki durum cumhurbaşkanlığı seçimine her zamankinden farklı bir anlam yüklüyor.Tayyip Erdoğan'da ısrar, ülkede huzuru tamir edilemez hale getirir. Muhalefetin gündeminde erken seçim ve sine-i millet var. Ama muhalefetin gündeminde olan ülke gündeminde görünmüyor. Erken seçimi anladık ama sine-i millet ne demek? Devlet üniversitesi hocası emekli oldu mu, aşağı yukarı çalışma anında aldığı parayı emekli maaşı olarak alıyor.Aynı şartları haiz başka bir öğretim üyesi özel üniversitede SSK'ya tabi ise, emekli maaşı olarak birincinin üçte biri kadar emekli maaşı elde ediyor. Bu haksızlığa son verilecekti ama Anayasa Mahkemesi'nin iptali geldi. Tek çatıyı bekleyeceğiz. SSK emeklisi bekleyecek "Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.""Kadının saçı uzun aklı kısadır."Bunlar bazı kaba erkeklerce icat edilmiş sözlerdi. Şimdi gerilerde kaldı.Aksine, etrafımız artık erkek gibi kadınlarla doldu.Bakanlığın araştırmasında kocalarını döven kadınların yer almasından, kadınlarda rakı tüketiminin artmasından bunu anlıyoruz.Yakında erkekler de "pozitif ayrımcılık" isterlerse şaşmayalım. Erkeğe pozitif ayrımcılık! TECAVÜZ VE Tunceli'deki Hasan Âli Yücel İlköğretim Okulu'nda erkek öğrenciler, erkek öğrencilere tecavüz etti.Sebep, bize göre kontrolsüzlük. Yani yatakhaneleri geceleri başıboş bırakmak. Bunu öğrenciler de söylüyor, itiraf ediyor.Türkiye'de yüzlerce yatılı okul var. Acaba onlar yeteri kadar kontrol altında mı?TV'ye çıkan yetkili "Kadromuz yok" diyor. Yani başka tecavüzleri duyarsak hayret etmeyelim. Bu kadrosuzluk bahanesi yatılı okullarla sınırlı olsa neyse, ama değil.Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) hazırladığı, "Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi Taslak Raporu", bu yıl kurulan 15 yeni üniversitedeki içler acısı hali ortaya koydu.Raporda, üniversitelerin profesör ve doçent kadrolarının yetersiz olduğu belirtiliyor. Erzincan, Aksaray, Amasya, Bozok ve Adıyaman üniversitelerinde, binlerce öğrenciye karşılık birer profesörün görev yaptığı da kaydediliyor.6 bin 600 öğrencisi olan Giresun Üniversitesi'nde ise hiç profesör ve doçent yok.Böyle eğitim olur mu?İş baştan sona bozuk. Göstermelik eğitim ÖZÜR DİLERİM Özür dilerim.Kimden?İzmit eski belediye başkanı Sirmen'den.Ben Yuvacık Barajı nedeniyle onun hakkında çok kötü, çok olumsuz düşünüyordum. Onu, şimdi milletvekili olduğu için dokunulmazlığının arkasına saklanıyor sanıyordum.Böyle düşündüğüm için şimdi ona haksızlık yaptığımı anlıyorum. Ve niçin bugüne kadar çıkıp bangır bangır hakikatleri bağırmadığına hayret ediyorum.Eğer siz de Haber Türk'teki "Basın Kulübü" programını izleseydiniz aynı kanaate varırdınız. Sirmen, Yuvacık Barajı'nın yapılışı sırasındaki belgeleri ortaya koydu. Karşısında konuyu bilen gazeteciler vardı, ama eski başkan konuştu durdu. Ben onun delillerini çürütecek telefonla katılımlar bekledim ama yoktu. Hele eski belediye başkanının haklı olduğu bir nokta vardı ki akan sular durdu.O, "İstediğim halde niye benim dokunulmazlığımı kaldırmıyorsunuz?" diye AKP'lilere soruyordu. dheper@milliyet.com.tr Başkan haklı