Kurulması zor oluyor, bari bozulması kolay olmasa.
Türkiye'de ortalama her yıla bir hükümet düşüyor.
Hükümetlerin kurulma süreleri de neredeyse iktidar süreleri kadar oluyor.
Bu şartlarda Türkiye'de işlerin normal seyir izlemesi mümkün değil.
Anlaşıldığı kadarıyla bugün kurulmak istenen hükümet zaten ortaklarının ikisi açısından "zoraki" bir hükümet. Özellikle de Ecevit açısından böyle olduğu anlaşılıyor.
MHP ile ilişkileri bozmak için hükümet protokolü taslağı DSP tarafından medyaya sızdırıldı.
Olmadı. Rahşan Ecevit'in ağzından MHP hakkından ağır sözler sarf edildi.
Olmadı. Meclis'te DSP'liler, MHP'nin başkan adayına oy vermedi.
* * *
TÜM isteksizliğine rağmen herhalde "kamuoyu istiyor" diye, "kamuoyu baskısı var" diye DSP de istemezlik direncinden vazgeçti.
Ama bu kez de MHP adeta nazlanır oldu.
MHP Başkanlık Divanı üst üste toplandı.
Ecevit'e verilecek randevu tartışıldı.
Kabineye girip girmemek konuşuldu.
Aslında "fazla naz aşık usandırır" diye bir tabirimiz olduğu da herhalde biliniyor.
Ve parti içinde bu kadar görüşmenin, tartışmanın, nazlanmanın sonunda MHP'de dün Ecevit'in randevu isteğine cevap verme kararı alındı.
* * *
DSP ile MHP arasında ortaklıkla sonuçlanabilecek bir süreç böylece başlatılmış oldu.
Yalnız MHP Başkanlık Divanı'nın dün sabah uzunca bir süre devam eden toplantısından sonra Genel Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Tunca Toskay'ın açıklamasındaki bazı cümleler ilginçti, bazı iğnelemeler içeriyordu:
"Sayın Bülent Ecevit'in MHP'den ısrarla istediği görüşme talebinin kendilerinin hala taşıdığı kaygılara rağmen Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar ve kamuoyunun beklentileri dikkate alınarak bugün mutabakata varılacak bir saatte karşılanması uygun görüldü."
Bu açıklama, Ecevit'le Bahçeli'nin saat 16.00'da buluşacakları haberiyle noktalandı.
Ve buluşma gerçekleşti.
Bu buluşmada Ecevit, MHP'yi hükümet ortaklığına resmen davet etti.
MHP bu teklifi bugün yetkili kurullarında görüşüp, en geç pazar günü cevap verecek.
Ecevit'in sözlerinden, görüşmeden olumlu izlenimlerle ayrıldığı anlaşılıyordu, ama Bahçeli'nin toplantı sonunda pek de Ecevit kadar olumlu olmadığı gözlendi.
* * *
ASLINDA 18 Nisan'da halkın DSP ve MHP'ye yönelişinde benzer nedenler vardı. Bu nedenlerin iki partiyi yakınlaştırması normal sayılabilirdi.
Vatandaşlardan birçoğu devletin sorunlara çare bulamadığını gördükleri için MHP'ye oy verdiler. Milliyetçilik de bir bakıma devletçilik demekti.
Özellikle son yıllarda devletin çivisi çıkmıştı. "Devletin malı deniz yemeyen domuz" sanki bu dönem için söylenmiş bir söz haline gelmişti.
Ecevit sahip çıktı, devlete olan inancı nispeten canlandırdı.
DSP ve MHP o ortak görüntüyle oylarını yükseltip bugüne geldi.
Bu ortak nokta, uyumlu bir hükümet kurulmasına yetecek mi, göreceğiz.
Boşa geçen zaman, normalden de hızlı çalışılarak telafi edilmelidir.
Vatandaş; anketleri, tahminleri, beklentileri yıktı, partilerarası duvarları kaldırdı; DSP ile MHP'yi birinci ve ikinci parti yaptı.
Boşuna mı?
"Uzlaşın, anlaşın, istikrarı sağlayın" mesajını almamak, anlamamak bu halka ihanettir.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr