Oy yüzdesi de, milletvekili sayısı da yeni hükümeti kurma görevinin ilk Ecevit'te olacağını gösteriyor.
Transferlerle dengeler sarsılmazsa, koalisyon en az üç partiden oluşacak.
Hükümet ihtimallerine gelmeden önce şu tespiti yapalım.
18 Nisan'da, erken seçim olsun ısrarında bulunanlar bu seçimin mağlubu oldular.
Başta en büyük ısrarcı Baykal, sonra Çiller ve Kutan.
Onların ve ANAP'ın mağlubiyeti Türkiye'de yepyeni bir tabloyu ortaya çıkarttı:
DSP ve MHP'nin tahmin edilemez oranda yükselişi...
Bugün Türkiye 18 Nisan'dan önceye göre daha bilinmezlerle, meçhullerle dolu bir sürece girmiş gibi görünüyor.
Bunu da önceden görenler vardı. Biz de yeni seçim ve partiler yasaları çıkartılmadan erken seçime gidilmemeli diyenlerdendik.
Ama geçmişi unutalım bugüne dönelim.
* * *
AĞIRLIKLI olarak üç hükümet olasılığı var:
DSP + MHP + ANAP.
DSP + ANAP + DYP.
MHP + FP + DYP.
Görev önce Ecevit'e verileceğine göre bu olasılıklardan ikisinde Ecevit'in başbakanlığı söz konusu.
Onun hükümeti kuramaması halinde MHP'nin elinde bir üçüncü ihtimalin varlığı gündeme gelebiliyor. MHP + FP + DYP.
Bu olasılıklar artırılabilir. Mesela MHP + ANAP + DYP neden olmasın denilebilir. Ama seçimden önce "Ecevit'in yardımcılığını kabul edebileceğini" açıklayan Yılmaz, Bahçeli'nin de yardımcısı olmayı içine sindirebilir mi?
* * *
HÜKÜMET ihtimalleri içinde en güçlü olanın ilk bakışta DSP + MHP + ANAP olduğu zannedilse de, DSP + ANAP + DYP ihtimalinin de yabana atılamayacağı, en az birinci ihtimal kadar güçlü olduğu söylenebilir.
Üstelik Çiller'in genel başkanlığı bırakması halinde bu ihtimal daha da güçlenebilir.
Bu kompozisyonu güçlendiren bir unsur da, seçimin mağlupları ANAP'la DYP'nin bu mağlubiyetin izlerini silmek için son çare olan hükümet ortaklığına girmek isteyecekleridir.
Yalnız burada, MHP ve FP'nin hükümet dışında kalmalarının meydana getireceği tablo ve o tablonun muhtemel sonuçları da göz ardı edilmemeli.
* * *
18 Nisan'a dayanan bazı tespitleri de sıralayalım:
FP büyüyeceğini hesaplıyordu, küçüldü.
DSP küçüktü, büyüdü.
CHP vardı, eridi.
Sol artık DSP'de toplanmalı.
Merkez sağda toplam oy % 25'e düştü. MHP + FP merkez sağa aşağı yukarı 8 - 10 puan fark attı. ANAP ve DYP bu sorunu çözümlemeli.
Seçim Kanunu ile Partiler Kanunu değişmeden yapılan seçim yine çok partili bir koalisyonu gerekli kıldı, yani bu açıdan istikrar sağlanamadı.
Seçim sistemindeki aksaklık nedeniyle istikrar gibi, temsilde adalet de yine tam gerçekleşemedi, çok oy alanın az milletvekili, daha az oy alanın daha çok milletvekil çıkartması olasılığı belirdi.
Her seçimde olduğu gibi mağlupların, halkı saf zannedip, icat ettikleri gerekçelerini bu kez de ilk kullanan FP oldu.
Recai Kutan da, Ali Müfit Gürtuna da; "FP yeni bir partidir. Bu açıdan onun aldığı sonuç başarıdır" diyebildiler.
* * *
BU seçimin ileriye dönük olarak verdiği bir işaret de bu tablodan 2000 yılında gereken yapıldıktan sonra cumhurbaşkanı olarak yine Demirel'in çıkacağı oldu.
5 partinin liderlerine bakınca hiç olmazsa şimdilik başka bir olasılık görülmüyor.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr