Şimdi ne olacak? “Kürt sorunu” bitiyor mu?
Yani, “yüzdük yüzdük bu sorunun sonuna mı geldik?”
Evet, umutluyuz. Bu kez umutluyuz. Paris’teki infaza rağmen umutluyuz. Terör artık bitebilecek.
Şunu da unutmayalım. Kürt asıllı kardeşlerimizin çoğu PKK’nın terörüne karşı. Verdikleri oylardan belli değil mi?
* * *
Genel bakarsak, bana göre de “üç PKK” var, diyebiliriz.
Önce “siyasi PKK”.
İkinci olarak “mafya örgütü PKK”.
En son, “bazı devletlerin emrindeki PKK”.
Bu üç PKK’dan siyasi olan İmralı yani Abdullah Öcalan ve Kandil tarafından temsil ediliyor.
Yani Ankara’nın, anlaşması gereken budur ve yıllar sonra İmralı ve Kandil’le Ankara’nın anlaşma iklimi doğmuştur. Bu imkanı hiçbir olay ziyan ettirmemelidir.
* * *
İkinci ve üçüncü PKK’yı, uzun vadede de olsa, yok etmek onlarla devamlı ve etkin mücadele ile mümkün olacaktır.
Bu mücadele de birinci PKK’nın hiç olmazsa sessiz kalmasıyla kazanılabilecektir.
Ama bu, birinci PKK’nın bazı beklentilerinin Ankara hükümeti tarafından yerine getirilmesi ile mümkündür.
İşte Apo’yla görüşmeler bunu sağlarsa sonuç taraflar için mutlu olacaktır.
Mesela yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin karşılığı, silah terk etme olabilecektir.
* * *
Birinci PKK ile anlaşmak ikinci ve üçüncü PKK’nın da sonunu getirebilecektir.
Çünkü Abdullah Öcalan da, BDP de, Kandil de, KCK da mafyalaşmaya ve diğer bazı devletlerin maşası olmaya karşıdır. Yani, PKK içinde, daha doğrusu üç PKK arasında bugün bile bir “iç mücadele” vardır.
Ve Ankara birinci PKK ile anlaşırsa, Apo ve Kandil bu iç mücadelede galip gelebilecektir.
Bu da “barış” demektir.
Barışı istemeyenler, yani PKK içindeki ikinci ve üçüncü yapılar büyük ihtimalle, Sakine Cansız ve iki arkadaşını infaz etmişlerdir.
Bundan maksat barış sürecini baltalamaktı ama tam tersi oldu ve barış süreci güçlendi.
Bu güçlenme cenazeler kaldırılırken de hissedilirse terör kalıcı olarak bitecek demektir.
FRANSA
Her şey karşılıklı
Cezayir’in Fransa’ya karşı bağımsızlık savaşında biz Cezayir’i değil Fransa’yı tutmuştuk. Yani beynelminel kuruluşlarda Türkiye resmen Paris’in yanında yer almıştı.
Cezayir bunu hiç unutmadı.
Ama Fransa unuttu.
Unuttu ki, Ankara’ya gizli, açık düşmanlık yaptı hep PKK’yı destekledi.
Şimdi de “infaz” hakkında Ankara’ya bilgi bile vermiyor.
Ey Ankara, bunu unutma...
TAHRİK
Onun da sonu var
75 milyon bu topraklarda daha mutlu mesut yaşayabilir.
Çünkü kimsenin bir diğerine düşmanlığı yok.
Bakın, “kan gövdeyi götürüyor, terör var” dememize rağmen halkın birbirine düşmanlığı hissedilmiyor bile. Çoğunluk, kardeşlik konusunda büyük adımlar atan bu hükümeti destekliyor.
İçimizde düşmanlık yaratmak isteyenler var. Kardeşi kardeşe bugüne kadar düşüremedikleri için kahredenler mevcut.
Ama onlar Suriye’deki, İran’daki Kürt asıllıların nasıl yaşadığına bakıyorlar mı?
Oysa biz akraba olmuşuz, ayrımız gayrımız yok, Güneydoğu kadar da batıdayız ve bütün zorlamalara rağmen kardeşçe yaşıyoruz.
Öyleyse Türk-Kürt ayrımı yapmayı bırakın.
Paris infazları bunu ispatladı. İşte Ahmet Türk’ün infazlarla ilgili sözleri: ‘Derin devlet olduğunu düşünmüyorum...’
Çoğunluk vermesi gereken dersi, davranışı ile verdi, tahrikleri dikkate almayarak verdi.
TRAFİK
Çare istimlak
İstanbul’da trafik tıkandı.
Artık o saat, bu saat yok, her saat araçlar yerinde sayıyor.
Erdoğan, ne yapıp etmeli İstanbul’un trafik sorununa bir çare bulmalı. Adnan Menderes gibi.
Tayyip Erdoğan’ın önerisi vardı; İstanbul’a vize önerisi, dinletemedi.
Her yıl İstanbul’da nüfus bir orta boy Anadolu şehri kadar artıyor.
Mevcut altyapı bu nüfusu kaldıramaz. Tayyip Erdoğan bunu görüyor. Vizeyi bunun için savunuyordu.
Erdoğan’a göre böyle giderse İstanbul’da gayri kanuni konut sayısı kanuni konut sayısını aşacak. Bu ne demek: İstanbul’a hücum var, demek.
Başbakan Tayyip Erdoğan Kasımpaşalı. Yani İstanbul’u tanıyor. Bu bir şans.
* * *
İstanbul’da istimlak, yeni yollar açmak deyince önce akla merhum Adnan Menderes gelir. Bugün onun İstanbul’a miras bıraktığı yollar, bulvarlar üzerinde geçit buluyoruz. Onlar da olmasa İstanbul tam anlamıyla duracak.
İkinci dalga istimlak ve yol faaliyeti, Dalan imzasını taşıyor.
İstanbul’a nefes aldıran yollar Dalan döneminde açıldı.
Oysa bugün trafik Dalan döneminden daha kötü durumda ve daha çok yeni yola, alternatif yola ihtiyaç var. Yeni yollar için hemen yeni istimlaklar gerekiyor.
Evet, çare yeni istimlaklarda. Başka çare yok.
NİYET İYİ
Sonuç kötü
Kaldırımlarda “camdan çiçek satış yerleri” yapıldı.
İlk bakışta iyi de oldu.
Kaldırımlarda çiçekler içinde yürümek, araçta giderken rengarenk çiçek görmek...
Düşünce iyi ama tatbikat böyle mi? Hayır.
Bu cam dükkanların çoğu yarı boş. Saksılarda estetik yok.
Yamuk yumuk bidonlar, kovalar, camlardan bakıyor. O camlar kirli hatta çamurlu.
Zevk değil, zevksizlik diz boyu. Tabii hepsi değil ama birçoğu böyle. Belediye bunların güzelliğini kontrol etmeli ve birkaç kez ihtar alanın mukavelesini iptal etmeli.