Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan HEPER

ÜLKEMİZ, "olay cenneti".
Çoğu skandal niteliğinde.
Yani, medyanın, habercilerin işi çok kolay... Keşke öyle olmasaydı... Ama öyle...
Bir skandal kapanmadan yenisi patlıyor. Kaybedilen hem prestij, hem para...
Olumsuzluk üretimi azami.
Nedenleri de belli.
* * *
AVRUPA Birliği'nin Türkiye'den çekinmesinin bir nedeni de işsiz insan sayısının yüksekliği.
Ve Türkiye kendi işsizlerinin yanında bir de komşu ülkelerinin işsizlerine depoluk yapıyor.
Hedef; Avrupa'ya kapağı atmak.
Türkiye'de özellikle kaçak İranlıların çoğunlukta olduğu biliniyor.
Onları binlerce Kuzey Iraklı, Suriyeli, Pakistanlı, Azerbaycanlı, Gürcistanlı ve çeşitli ülkelere ait zenciler izliyor.
Hepsi çeşitli simsarlar tarafından Türkiye'ye getiriliyor ve yine simsarlar tarafından büyük paralar karşılığı Avrupa'ya kaçırılıyor.
Bu vahşi organizasyonu bilmeyen yok.
Uzun süredir bu böyle...
Ama nedense, İtalya'da kaçak dolu gemi yakalanmasaydı, kimse bu korsanlığa karşı önlem alma lüzumunu hissetmeyecekti.
Şimdi görülüyor ki İstanbul'un her köşesi kaçak insanla dolu.
Düne kadar bulunmayan bu kaçaklar birden bire bulunur oldu, yakalanır oldu.
Ülkenin itibarını, huzurunu sağlamak ve yasa dışı bu teşebbüsü önlemekle görevli olanların uyanması için mutlaka Türkiye'nin başının belaya girmesi, prestij kaybına uğraması mı gerekiyordu?
* * *
MECLİS salonu skandalında da benzer bir durum var.
Dün görevlerini savsaklayanlar bugün adeta feryat ediyor.
Ortada tek sorumlu olarak Meclis eski Başkanı Mustafa Kalemli kaldı.
Oysa bugün yolsuzluk konusunda konuşanların birçoğu işlemler sırasında uyarıcı olabilirlerdi. Mesela Meclis Başkanlık Divanı'nın tüm üyeleri...
Meclis yolsuzluğu milletvekillerinin gözlerinin önünde cereyan ediyordu. Ama ekseriyet bunu görmedi... Dün de Meclis'te bu, zamanında göremedikleri skandalı tartıştılar. Aslında tartıştıkları ihmalleriydi.
Bu affedilebilir bir davranış mı?
Daha önce de bu köşede değindik. Göz göre göre devlete kazık atan firmalar ne olacak? Onlar hakkında hala derinleştirilmiş, hızlı bir soruşturma görünürde yok.
Rüşveti alan varsa veren de suçlu değil mi?
12 milyon dolarlık işi 40 milyon dolara yap, suspayı olarak iki daire sun, sonra da ortada bir şey yokmuşçasına elini kolunu sallayarak dolaş. Olur mu?
* * *
HER alandaki başıboşluk, denetimsizlik, adamsendecilik ve müeyyidesizlik, genelde ahlaksızların işine yarıyor.
Türkiye'nin bu ahlaksız yarış ortamını kurutması lazım.
Ama bu görevin ilk sahibi olan Meclis olaylara boş vermemeli.
"Bugüne kadar, bu kaçak insan akımından nasıl haberiniz olmadı?" diye ilgililere sorabilmeli.
Bu Meclis, kazıkta Kalemli'den başka kimlerin ihmali varsa ortaya çıkartabilmeli.
Bu iki olay Türkiye'nin ne kadar pisliğe battığını gösteren ne ilk ne son örnek, yalnızca sıradan iki örnek...
Meclis, Türkiye'de her alan ve her olaydaki başıboşluğa seyirci kalmadığını gösterebilmeli.
Gösterebilmeli ki bu facialar dizisi noktalanabilsin.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenmesin.
Türkiye hukuk devleti olsun.

Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr