Bu hükümet kolay kolay yıkılmaz.
Bahçeli'nin sözlerinden bu anlaşılıyor.
Başbakan'ın Moskova gezisi sırasında Türk Büyükelçiliği'ndeki yemeğe MHP'li iki bakan çağrılmadı. Doğrusunu isterseniz, ilk bakışta bu yenir yutulur bir durum gibi görünmüyor.
Ama, MHP lideri Devlet Bahçeli olayı izah ediyor:
"MHP'li iki bakan Moskova'da tüm resmi toplantılara katılmışlardır. Ama elçilikteki özel yemektir."Bu yorum, bu hükümetin ömrünün, FP lideri Kutan'ın tahminlerinden uzun olacağını gösteriyor.
FP lideri Kutan'a sorarsanız,
"hükümette uyumsuzluk var, Moskova'da MHP'li bakanların elçilikteki yemeğe davet edilmemesi de bunu gösteriyor. Başbakan'ın hemen çekilmesi gerekir."MHP lideri Bahçeli'nin tutumu Kutan'ın işte bu özlemini boşa çıkartıyor.
* * *
BAŞBAKAN Ecevit
"Moskova Büyükelçisi'nin görevden alınmayacağını" açıklayarak ortada
"yemek sorunu" diye koalisyonu zorlayan bir sorun olmadığını bildiriyor.
MHP'nin, sorunlu yemek nedeniyle Moskova Büyükelçisi'nin görevden alınmasını istediği, yolundaki söylentiler de böylece yalanlanmış oluyor.
Yani hükümet sağlam.
Başbakan'ın gurbet eldeki gezisine, resmi heyette bulunarak katılan iki bakan, büyükelçilikteki yemeğe davet edilmemiş olsa bile.
Tahmin edilir ki, bu iki bakandan ve MHP'den özür dilenmiştir.
Tahmin edilir ki, şimdi olmasa bile bir süre sonra bu potun sorumlusu ise, Moskova Büyükelçisi görevden alınacaktır.
* * *
TÜRKİYE'de çaresizliklerden çareler doğuyor.
Seçimden sonra da öyle oldu.
MHP ile DSP'nin ortaklığı, hayal bile edilemezken gerçekleşti.
Türkiye hükümetsizlikten kurtuldu. Bölünmüş oyların ortaya çıkartabileceği kaos, DSP - MHP - ANAP koalisyonu ile başlamadan bitti.
O günden bugüne Ecevit'in yumuşak tutumu, MHP'nin kendisinden umulmayan derecedeki uyumlu davranışı ile hükümet ahenkli bir şekilde yürüdü.
Pek çok kanun çıkartıldı.
AB ile ilişkilerde olumlu gelişmeler yaşandı.
Deprem felaketinin doğurduğu büyük yara, bazı eksiklere rağmen sarılıyor.
Bu hükümet, vitrini olmayan, gösterişi olmayan bir hükümet. Yaldızsız, cilasız, makyajsız. Tabii...
Koalisyon adeta Ecevit ve Bahçeli'nin yapısına paralel bir görüntü aksettiriyor.
Bu, Türk insanının mütevazı, kendi işinde gücünde, mütevekkil haline de uyuyor.
Belki de onun için bu hükümetin yıkılması zor görünüyor.
Hasan Karakaya olayı
Hasan Karakaya bir gazeteci.
Akit gazetesinde yazıyor.
Dünya görüşümüz taban tabana zıt.
Kasım Gençyılmaz isimli 208 yıl hapsi istenen bir suç örgütü üyesi, Hasan Karakaya'nın Yekta Güngör Özden'i öldürmesi için 1997'de kendisine iki milyon dolar teklif ettiğini söylüyor.
Geçen gün Gençyılmaz, yedi kişi arasında Hasan Karakaya'yı teşhis etti.
Karakaya iftiraya uğradığını iddia ediyor, suçlamaları reddediyor.
Hangi görüşte olursa olsun, Karakaya bir medya mensubu.
Onu ihbar edense 208 yıl hapsi istenen biri.
Gözaltına almalar bu kadar kolay olursa, herkes tehlikede demektir.
Pek çok kişiyi ihbar sonucu içeri alıp, sonra serbest bırakmak hakkaniyete sığmaz, insan haysiyetine aykırıdır.
Üstelik önemli hukukçular, gözaltındayken Karakaya'nın teşhise tabi tutulmasının o safhada hukuka aykırı olduğunu da iddia ediyorlar.
Biz bu satırları yazarken TV, cümlemize nokta koymamızı gerektirecek haberi duyurdu. DGM, Karakaya'yı serbest bırakmıştı.
Bağımsız yargı işte bu.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr