Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       EREZ ısınma turlarına başladı.
En ilginç buluşma Kutan'la oldu.
Çünkü Yılmaz ve Ecevit'in Erez'i destekleyecekleri önceden biliniyordu, merak konusu olan Kutan'dı.
Kutan'ın Erez'e dün hemen "hayır" dememesi, ikinci turu beklemesi, FP'nin kapıları kapatmadığı anlamına geliyor.
Kutan'ın dünkü ilk buluşmayı "bilgilendirme" toplantısı olarak kabul ettiği anlaşılıyor. O zaman da FP'den Erez'e bu aşamada açıkça olumlu cevap verilmesini beklemenin gereksizliği de kendiliğinden ortaya çıkıyor.
FP ikinci turda Erez'in tekliflerini, sunacağı şartları ve kurmak istediği hükümetin çatısını öğrendikten sonra bunları yetkili kurullarında görüşüp cevabını verecek.
Ama bu özet bile gösteriyor ki; Erez FP'ye olumlu bakıyor, FP de Erez'e aynı şekilde baktığı için hükümete katılma kapısını aralık tutuyor. Peşinen hayır demiyor.
* * *
DÜNKÜ Yılmaz - Erez toplantısından anlaşılan o ki, ANAP, Erez'in kuracağı hükümete resmen "evet" diyor. Her türlü desteği veriyor.
Hatta görüşmeden sonra yapılan ortak basın toplantısındaki havaya dayanarak şu bile söylenebilir: Erez, Yılmaz'ın istediği başbakandır.
Anavatan için olmazsa olmaz bir şart var, bu da hükümette DSP'nin yer alması.
Yılmaz bunun gerekçesini de şuna dayandırıyor:
"Vefa duygusu."
Peki ya FP'liler de kendi vefa duygularını DYP için öne sürerlerse...
DYP Erez'e peşinen "hayır" dediğine göre...
* * *
ECEVİT de Erez'e desteğe hazır olduğunu açıklıyor. Laiklik gibi bazı ilkeleri ön plana alma kaydıyla.
Dünkü görüşmelerden şu da anlaşılıyor; Erez'e destekte ANAP'la DSP ortak hareket edecek.
* * *
FP'de iki görüş olduğu biliniyor.
Birincisi; ne pahasına olursa olsun Erez'i destekleyelim, hükümete kaç bakan olursa olsun verelim. Meşruiyetimizi sağlayalım. Fazilet hükümet olamaz, kanaatini silelim.
İkinci görüş, DYP ile bir blok oluşturuyoruz. Ecevit; "FP'yi hükümete almam", deyince DYP buna karşı çıktı. Çiller hep bizle beraber hareket etti. Şimdi biz de onunla hareket etmeliyiz. Hakkımızdan az olan bir katılımla 28 Şubat sürecini destekler duruma düşmemeliyiz.
Bu farklı görüş sahipleri arasında, Erez'le bir taşla iki kuş hatta üç kuş vurulmak istendiğini iddia edenler de var:
DYP'yi bölmek.
FP'yi ılımlılar, sertler diye ikiye ayırmak.
Hatta ANAP'ı karıştırmak.
Bunlar, ne kadar paranoyak bir ortamda politika yapıldığını da göstermiyor mu?
* * *
HÜKÜMET oluşumu konusunda DYP'nin tavır değişikliği yeni beklentilerin işaretçisi olabilir.
DYP, eski diretmesinden vazgeçerek; "Erez dışında bir tarafsıza razı olacağını" açıkladı.
Erez'in partileri için zararlı olacağını hesap edenlerin, biraz da bu geç kalmış hesapları sonucu, şimdi belki de Baykal'ın, hatta Ecevit'in başbakanlığına bile razı olabilecekleri öne sürülüyor.
Tüm bu hesaplarda partiler var, ama Türkiye yok.
Hesaplar hep partiler, liderler, art niyetler, taktikler, karşı taktikler düşünülerek yapılıyor.
Ve başımıza ne geliyorsa bu yüzden geliyor.
550 milletvekilli Meclis bir başbakan adayı üzerinde uzlaşamıyor.
Üstelik üç aylık geçici bir hükümet için.
Geldiğimiz noktada, bir kez olsun sağduyulu davranıp, en kısa zamanda Erez'le uzlaşmak ve onun hükümetini sıhhatli bir seçimin koordinatörü saymak duruma en uygunu değil mi?
Biz erken seçime karşı olduğumuz halde içine düştüğümüz kargaşa ortamına noktayı en çabuk koymanın yolunun bu olduğunu düşünüyoruz.
Üç aylık bir "time out" belki kafalarımızın derlenip toparlanmasına yarayabilir.




Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr