Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



'BU şehr - i Stanbul ki bimislü bahadır Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır'
Şairin gözündeki bu İstanbul'a bakın, bir de şu "köy İstanbul"a.
Oy deposu, ticari bir meta, sömürülmesi mubah, kimliğini, kişiliğini kaybeden, zavallı İstanbul.
Ne "İstanbul Türkçesi" kalmış, ne "İstanbul efendisi", ne "İstanbul terbiyesi"...
Bakın, AKP belde başkan adaylarını saptıyor, ama nasıl?
"Her semtte hangi ilden nüfus yoğunsa o ilden aday adayları arasında seçme yapılacak."
Bu seçim, İstanbul'u daha modern, daha çağdaş mı yapar, yoksa bu şehri bir Anadolu kasabasının geri kalmışlığına mı iter?
Büyük şehir kültürü, "İstanbul kültürü" İstanbul'u yaşamakla mümkündür.
Başarılı yöneticilik İstanbul'dan daha iyileri, daha ilerileri izlemekle, tanımakla mümkündür.
Vizyon sahibi, yaratıcı olmakla mümkündür.
***
Bugün, "Yabancı yatırımcıları İstanbul'a çekeceğim. İstanbul'u Paris'le, Londrayla yarıştıracağım" diyen aday var mı?
Bırakın bu taahhütleri, tam tersine bugün İstanbul işyerleri servis araçlarının istilası altında. Belediye, "Sizin neden garajınız, otoparkınız yok?" diyemiyor.
Kontrolsüz göç, İstanbul'un karakterini değiştirdi; gelen de mutsuz, eskiden beri oturan da, ama önlem alınmıyor.
Mafya, şehri parsellemiş, her alan, her iş, onlardan soruluyor. Turistik Eminönü Meydanı'na işportacı ordusu, polisi, zabıtayı sokmuyor.
Örnekleri uzatmaya gerek yok. Bakın Dolmabahçe'de İnönü Stadı'nda "cinayet" işleniyor... Koca koca demir kazıklarla, dünyanın belki de o en güzel görüntüsü hançerleniyor. Belediye bu cinayette suç ortaklığı yapıyor.
***
MEVCUT yöneticiler İstanbul'u sevmiyor, benimsemiyor. Aslında İstanbul onlara, onlar İstanbul'a yabancı.
İstanbul'a İstanbul kültürünü özümsemiş, İstanbul kaldırımı çiğnemiş, vizyonu olan, dış dünyadan haberdar bir başkan gerekiyor.
Yarışacak böyle adaylar henüz olmadığı için de, seçim platformunda hava, cenaze töreni sessizliğinde geçiyor.

• Başbakan Erdoğan yabancı şirketleri yatırıma çağırdı.
Yerli yatırımcılara da aynı çağrıyı yapsa iyi olur.
• Papandreu ve Denktaş, "1 Mayıs'a çözüm zor" diyor.
Peki ne zaman kolay, onu söyleyin.
• İlgililer uyarıyor: "Yediğimiz etin üçte ikisi denetimsiz."
İftihar edin.

Hacda bir anda 251 kişi öldü, bir o kadar da yaralı var.
İhmal nedeniyle toplu ölümler ilk olmuyor. Son yıllarda 3 bine yakın hacı adayı hayatını kaybetti. Binlercesi yaralandı. Silahlı baskınlar bile meydana geldi.
Anlaşılan o ki; Suudi Arabistan hacı adaylarının güvenli bir şekilde dini vecibelerini yerine getirmelerini sağlayamıyor.
Bu yıl çeşitli ülkelerden 2.5 milyon Müslüman hac için Mekke'ye geldi. Suudi Arabistan'a milyarlarca dolar bıraktı. Karşılığı, bazıları için ölüm, çoğunluğu için ölüm tehlikesi içinde ibadet oldu.
Sözün kısası, "hac", bu kadar insanın yıllardır güvenliğini sağlayamayan Suudi Arabistan'ın hakimiyetinden çıkartılmalı. Mekke'nin yönetimi İslam Birliği Örgütü'ne bırakılmalı. Milyarlarca dolarlık gelir, güvenli bir hac için harcanmalı.

Dünyada yıllık 300 milyar dolarlık rüşvet ağının bir bölümünden Türkiye de yüklü bir pay alıyor.
Ve bu rüşvet çarkının içine "trafik" de giriyor. Anketler bunu gösteriyor.
Şimdi her 5 yılda bir, ehliyetin yeniden alınması usulü getiriliyor. Böylece birileri için adeta yeni bir rüşvet kapısı yaratılıyor.
Doktor, avukat, mühendis, marangoz, elektrikçi, terzi için her 5 yılda bir imtihan var mı? Yok.
Yönetim, "trafik canavarı" ile başa çıkamayınca sanki dikkatleri başka yana çekmek istiyor.
Oysa her şeyden önce ağır vasıta sürücüleri için lise diploması zorunluluğu getirmek gerekiyor.
Ölümle sonuçlanan kazalara sebep olanlar için daha ağır cezalar koymak gerekiyor.
Kural ihlallerini alışkanlık haline getirenlere caydırıcı müeyyideler uygulanması gerekiyor.
Bakın, önceki gün ünlü futbolcu George Best, Londra'da yargılandı. Ve alkollü araç kullandığı için ehliyetinin 20 ay süreyle iptali ile 3 milyar TL karşılığı para cezasına çarptırıldı. Hem müeyyide bizdekine göre ağır, hem de sanık meşhur bir kişi diye kayırma yok.
Tek başına, 5 yılda bir ehliyet yenileme, fanteziden ileri geçemez.