Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazetecilik için ne diyorlar?
4. kuvvet.
Yani yasama, yürütme, yargı ve medya. Dördüncü kuvvet olmak her şeyden önce doğru bildiğini söylemek, yazmak demektir. Yani sözleriniz, haberleriniz, köşe yazılarınız objektif olacak. Memleket yararına, doğru neyse onu duyuracaksınız, ona yer vereceksiniz. Onun bunun, yanlışın sözcüsü olmayacaksınız, hatır gönül için inanmadığınız şeyi savunup halkı yanıltmaya çalışmayacaksınız.
* * *
Bu özeti niye yazdım... Medyanın bu konuda en kötü sınavı verdiği günleri yaşadığı için. Evet, bunu bugün söylüyorum, tarih örnekleriyle yazacak.
* * *
İşte bir seçim daha geçirdik. 7 Haziran genel seçimleri. Bu kim bilir bizim gördüğümüz kaçıncı seçim? Bu meslekte 50 yıl geçirdik, gece gündüz çalıştık. Hep gazetede, haber içinde olduk. Kaç ihtilal, darbe, müdahale, seçim, hükümet, koalisyon, siyasi idam, çatışma, suikast gördük. Kaç politikacı tanıdık, kaç gazeteci ve gazete izledik.
Ve öğrendik, çok öğrendik. Hatta bugün de öğreniyoruz. Bu öğrendiklerimizle çalışıyoruz. Doğru bildiklerimizi yazmaya konuşmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Başka türlü 4. kuvvet olunmaz.
* * *
Bu seçim de doğru yazmayı gerektiriyor. Kime oy verirseniz verin madem ki gazetecisiniz ve inandığınızı, doğru bildiğinizi yazacaksınız. Siz bazı politikacılar gibi olamazsınız. Mesela hatırlayalım, Kılıçdaroğlu seçimden önce ne diyordu: “Geçen seçimden daha az oy alırsak istifa ederim, benim partimin oyu en az yüzde 35 olacaktır”.
Seçim yapıldı ve bunların hayal olduğu meydana çıktı. Ama istifa hatırlanmadı bile. Aksine, Kılıçdaroğlu başbakanlığın kendisine verilmesini istiyordu.
CHP tek başına iktidar olacak. Ne ile? Yüzde 25 oy ile mi?
Herhalde.
Bu ne demek?
Ben Kılıçdaroğlu’nun bu yaptığına isim bulamıyorum. CHP’ye oy versem de Kılıçdaroğlu’nun bu yaptığı Atatürk’ün partisine yakışır mı? Kılıçdaroğlu CHP’yi ne hallere düşürdü.
* * *
Gelelim MHP’ye...
MHP için bana göre iktidar şansı var.
AKP ile ortaklık yaparak.
Hangi partiye seçimde oy vermiş olursak olalım. Sonuç meydanda, AKP+MHP ortaklığı…
Açıkça görünen bu.
Seçim sonuçları, memleket huzuru için, istikrar için, uzun süreli bir iktidar için bunu mecbur kılıyor.
MHP’de de bunu savunanlar çok.
Ama Bahçeli galiba bu görüşte değil.
Veya pazarlıkta MHP lehine bazı şeyler elde etmek için böyle görünüyor.
Ama bu tutum Türkiye lehine sayılmaz. 7 Haziran seçim sonuçları çok tartışılabilir, çeşitli koalisyon senaryoları ortaya konabilir.
Ama en iyisi AKP+MHP değil midir?
Ülkeyi düşünelim. Seçim sonucu, istikrar için bize bunu empoze ediyor diyelim.

Haberin Devamı

DEMİREL
“Demirel’i kaybetik,” bu iki kelime Milliyet’in yıldırım baskısının dün manşetiydi.
6 kez gitmiş, 7 kez gelmişti.
Ama bu büyük devlet adamı aramızdan artık bir daha gelmemek üzere ayrılmıştı.
Onun büyüklüğünü anlatan da buydu.
7 kez geldiği halde diktatör, otoriter olmamıştı.
Demokrasinin, meşruiyetin hep savunucusu olmuştu.
Rahat uyu, ey 78 milyonun “baba”sı.

Haberin Devamı

GÜL
Çankaya anıları

Ahmet Sever’in Çankaya’nın son yıllarını, yani Gül deneyimini anlatan kitabı çıktı. Hem de çıkar çıkmaz çok konuşuldu. Ahmet Sever’in 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün başdanışmanı olması kitabın önemini artırıyordu.
Ahmet Sever Milliyet’in Brüksel temsilcisiydi. Onunla yıllarca çalıştık. O ciddi, işine bağlı ve bu mesleği bilen bir arkadaşımızdı.
Bu kitabı da siyasi hayatımızın bir dönemine ışık tuttu. Ama bu kitap Gül’ün kontrolünden geçen bir kitap oldu. O bakımdan acaba ne kadar objektif olabilirdi?
Geçen 12 yılda Gül neredeydi? Hep Erdoğan’ın dediği oldu. Gül itiraz etmedi. Bir meslektaşımızın dediği gibi “Gül konuşur, Erdoğan yapar” denebilir. 12 yıl sonra şimdi de Gül konuşuyor. Hem de başdanışmanın ağzından, kaleminden. “Evet bu kitap yakın tarihimize ışık tutuyor” denebilir ama bu ışık keşke çok daha önce Gül’ün hareketleriyle tutulabilseydi.
O zaman belki ülkenin yararına olurdu.
Yine de Ahmet Sever, eline ve aklına sağlık.

Haberin Devamı

İSTANBUL
Trafik nerede?

Kaldırımda araçlar, yollarda yayalar.
Artık bu cümle ezberlendi.
İşte resim de onu gösteriyor.
Trafik görevlileri yok, belediye yetkilileri yok. Olsalar tedbir alırlar, düzeni sağlarlar, onlar bunun için var değil mi?
Demek ki yoklar. Bizim yani yaya halkın çektiğini ve gördüğünü onlar görmüyor.
Ama diyeceksiniz ki “istediklerini görüyorlar.”
Ben bu tespitiniz için ne diyeyim ki…
Ancak ”Boşuna maaş alıyorlar” diyebilirim.
Bakalım ne zamana kadar?

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ…
- Kaos istemeyiz.
Öyleyse AKP ile ortaklığa niye hayır?
- “Herkes egosunu bırakmalı.”
Sen mi söylüyorsun, hayret.
- Davutoğlu “AKP yenilenecek.”
Günaydın.
- Kılıçdaroğlu: “Amaç ülkeyi sıkıntıdan çıkarmak.”
Önce partini çıkar da.
- Bahçeli konuşmayı yasakladı.
İşte demokrasi!
- Feyzioğlu’nun ihracı istendi.
Söz hürriyeti dediğin böyle olur.
- Baykal ve Gül devrede.
Eskiye rağbet olsa...
- 3. köprünün yolları durduruldu.
Seçim sonucundan belli...