Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜM politik çalkantılara, global krize rağmen Türkiye ayakta duruyor ve etkinliğini sürdürebiliyor.
Son örnek Mandela olayı.
Güney Afrika Devlet Başkanı, 1992 yılında henüz Afrika Ulusal Kongresi Başkanı iken Türkiye'nin kendisine vermek istediği Atatürk Barış Ödülü'nü reddetmişti.
Bu davranış o zaman Türkiye'de haklı olarak tepkiyle karşılanmıştı.
O günlerde Mandela'nın lideri olduğu örgütün, PKK ve IRA ile bağlantısı olduğu iddia edilmişti.
Mandela bu konuyu soran Türk gazetecilere şöyle diyordu:
"Kürtlerin çektiği eziyeti gözardı etmemiz mümkün değildi. Atatürk ödülünü reddetmem Türk halkına karşı bir saldırı olarak anlaşılmamalı."
Mandela ne derse desin, bu, büyük ekseriyet tarafından Türkiye'ye yapılmış bir hakaret olarak görüldü ve tarihe geçti.
Oysa 1992'ye kadar Atatürk ödülü başkalarına da verilmiş ve Mandela gibi davranan olmamıştı.
1986'da NATO Genel sekreteri Joseph Luns.
1987'de Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von Weizsaecker.
1989'da Japon Prensi Yakahito Mikase (şimdi imparator).
1992'deki Mandela'ya kadar işte bu yabancı şöhretler Atatürk Barış Ödülü'ne layık görülmüş, onlar da seve seve ve gururla ödülü almışlardı.
* * *
ARADAN 7 yıl geçtikten sonra bugün Mandela'nın fikir değiştirdiği görülüyor.
O gün reddettiği ödülün bugün kendisine verilmesini istiyor.
Güney Afrika hükümeti, Ankara'ya "Mandela'nın ödülünü önümüzdeki günlerde katılacağı Davos toplantısında alıp alamayacağını" soruyor.
Ankara'daki Güney Afrika Büyükelçisi, "Mandela'nın ödülü reddetmesi hata idi" diyor.
Ankara'nın cevabı: "Mandela ödülü almak istiyorsa Ankara'ya gelmelidir" oluyor.
Bu olay Türkiye'nin etkinliğini gösterdiği için memnuniyet vericidir.
* * *
MANDELA tükürdüğünü yalamak istiyor.
Ama Türkiye'nin olaya noktayı 1992'de koymuş olması gerekmez mi?
Reddedilmiş bir Atatürk ödülü, reddedenin keyfine göre, istediği zaman yeniden verilebilecek bir basit meta gibi görülmemelidir.
Güney Afrika ile ilişkilerin geliştirilmesi başka bir konu, Mandela'nın kabalığı daha başka bir konudur.
O kabalık tarihteki yerini almıştır, öyle kalmalıdır. O kabalığı yapana Atatürk ödülünü yeniden layık görmek Ankara'nın hatası olur.
* * *
SON günlerde İtalya'nın Apo konusundaki çırpınışları da Türkiye'nin etkinliğinin eseri değil mi?
Apo'nun Roma'ya gelişinin ilk günlerinde Türkiye'ye adeta kafa tutan İtalya Başbakanı D'Alema, geçen süre içinde Türkiye'yi tanıma fırsatı buldu.
Buldu ki Ankara'nın görmek istediği noktaya geldi.
Şimdi Apo'yu İtalya'dan uzaklaştırmak için her çareye başvuruyor, onu gitmesi için tehdit bile ediyor.
Siz bu satırları okurken Roma, Apo'yu İtalya'dan çıkarmış da olabilir.
* * *
700 yıllık imparatorluk, 75 yıllık Cumhuriyet ve o temeller üzerinde yükselen bir büyük devlet Türkiye...
Şu iki olayda gelinen son durum bile Türkiye'nin bölgesinde etkin, saygın bir güç olduğunu gösteriyor.
Bu durumu daha da fonksiyonel hale getirmek mümkün.
Onun için kararlı yönetimler ve istikrar gerekiyor.



Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr