Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye, daha doğrusu Ankara “çözüm” peşinde.
40 yıldır süren Güneydoğu’da “savaş” artık bitmeli.
Aklı başında herkes Ankara gibi bunu istiyor.
Biliyorlar ve görüyorlar ki bu 40 yılda binlerce gencimiz bu savaşta yok oldu, öldü veya sakat kaldı.
İşte buna son vermek için artık “çözüm” ismi verilen barış zamanı gelmedi mi?
Evet barış, barış, barış.
* * *
Fakat bunu anlamayanlar, daha doğrusu istemeyenler var.
İçte ve dışta Türkiye’yi karıştırmak, zayıflatmak ve halkını birbirine düşürmek isteyenler var.
Ankara “akil adamlar” dedi.
Yol aradı.
Bu Ankara’nın “sulh” için “barış” için çözüm için arayış içinde olduğunu gösterir.
Ama sonuç çıkmadı.
* * *
Ankara’nın çözüm sürecinde dağdan inmek var ama Güneydoğulu bazı gençler bugünlerde bile dağa çıkartılıyor. PKK silahlarını güçlendiriyor.
Birçok kişi kaçırılıyor. Araçları yakılıyor.
Taraflar arasında güven sorunu problem.
Ankara, PKK ile mi, BDP ile mi, HDP ile mi, Apo ile mi, Kandil ile mi hangisi ile konuşmalı?
Güven sorunu “çözüm” için çok önemli değil mi?
Yani, güven olmadıkça “çözüm” nasıl olacak?
* * *
Bazıları “atıyorlar”, maksatlı veya bilmeden konuşuyorlar.
Barzani’nin gündeminde olan “Büyük Kürdistan” hayali ile yaşayanlar var.
“Çözüm” onlar için zaman kazanma bahanesi.
Bakın, çeşitli TV kanallarındaki Güneydoğu’yu, terörü konu olan tartışma programlarını izleyin.
Ne göreceksiniz?
Katılanların çok büyük ekseriyetinin konuşmasından Türkiye’nin bölünmesinin arzu edildiği anlaşılıyor.
Bunları dinlemeyen izlemeyen bilemez.
Çoğu neredeyse Güneydoğu’da müstakil bir devleti savunuyor.
Sonra gelsin “Büyük Kürdistan”.
* * *
Başbakan ne diyor. Tek devlet, tek bayrak “çözüm” bu.
Ama bayrağımızı direkten indirip yerlere atanlar da var.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan’ın “tek devlet, tek bayrak” söylemine karşı çıkmıyor. Ama o bazı yetkilerin merkezden alınıp yerellere verilmesini istiyor. “Bu bölünme sayılmaz. Ama bölünme isteyenler de tabii vardır” diyor.
* * *
Ve nihayet “IŞİD” girişimi “Büyük Kürdistan” yolunda bilerek veya bilmeyerek ciddi bir başlangıcı sağlamış oldu.
Ankara’nın önemli bazı “kırmızı çizgileri” de yok edildi, çiğnendi.
Yani Irak’ın üçe bölünme ihtimali belirdi.
Bizim ayrılıkçılara da gün doğdu diyelim.
* * *
Bazıları ise Irak’taki son olaylar Türklerle Kürtleri çok yakınlaştırdı diyor. Belki de onun için hükümet yeni bir “Kürt planı” hazırlığı içinde.

Haberin Devamı

BALYOZ
Ne biçim hukuk?

Balyoz davası için Anayasa Mahkemesi ittifakla “adil yargılanmaya aykırı” dedi.
Yani onları yargılayıp mahkûm eden hâkimleri suçladı sayılır. Böyle olmasa “Karar adil yargılamaya aykırı” denir miydi? Adil yargılama nasıldır, nelere uyulursa adil yargılama olur, bunu hukuk öğrencileri bile bilir. Öyleyse o koca koca hâkimler bilmez mi?
Demek ki bilmezden gelmişler.
“Adil yargılanmayan” 236 Balyoz davası sanığı şimdi yeniden yargılanacak.
Ama yıllarca hapiste idiler, yıllarca onların ve ailelerinin çektikleri ne olacak?
Bunun hesabı, bu “adil yargılamaya aykırı” kararı verenlere sorulmayacak mı? Onlar meslekten men edilmeyecek mi, ceza görmeyecekler mi?
İzliyoruz...
Bekliyoruz...

Haberin Devamı

12 EYLÜL
Doğruya doğru

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya 12 Eylül davasında müebbet hapse mahkûm oldu.
Peki 12 Eylül’den sorumlu olanlar yalnız bu 2 kişi miydi?
12 Eylül genellikle tek taraflı yazılıyor, anlatılıyor.
Peki öteki taraf yok mu?
Gençler ikiye ayrılmış, polisler, memurlar birbirine düşman dernekler kurmuştu.
O günkü beceriksiz, güçsüz siyasiler bunu ancak seyrediyor, önleyemiyordu.
Türkiye’yi iç savaş eşiğine getiren, her gün 20-30 kişinin öldürülmesine yol açanlar, kışkırtanlar ve göz yumanlar nerede?
Bu kargaşayla başa çıkamayan, parlamenter sistemin tıkanmasına yol açan ve askere davetiye çıkaran, adeta “Asker gelsin de bizim sorumluluğumuz bitsin” diye dua eden, aylarca bir cumhurbaşkanı bile seçemeyen, beceriksiz siyasiler nerede?
Orduyu “Hadi geç kalıyorsunuz müdahale edip asayişi sağlayın, bu cinayetlere son verin” diye çağıranlar nerede?
Evren’in, basında çıkan çeşitli köşe yazılarını topladığı bir kitap var, orada yer alan “şakşakçı” yazarlar nerede? İkiyüzlüler, Evren’e çeşitli şekillerde dostluk gösterisi yapan entelektüel “yağcılar” nerede?
Bugün ahkâm kesenlerin çoğu 34 yıl önce çocuktu. Yani o günleri yaşamadı. % 92’lik referandumu onlar bilmezler.
Üstelik 12 Eylül Anayasası hayatımıza yıllarca hâkim olmadı mı? O günleri ve o günlerdeki ortamı da bilelim, öğrenelim. Evet, o gün öyle bugün böyle konuşmayalım.
Evet, biz her türlü askeri müdahaleye, darbeye, her türlü zulme ve idama o zaman da kesin olarak karşıydık, yine karşıyız. Ama doğruyu söylemeyelim mi? Söyleyelim ve olaylara tek taraflı bakmayalım.

Haberin Devamı

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Ankara’da yüksek tansiyon.
Ne zaman düştü ki?
- Doğru.
Bildiğimiz yanlışlar.
- Erdoğan “tek adam partisi değiliz.”
Bunu söyleyecek partide başka adam yok mu?
- Bakan oğlu işportacı oldu.
Hırsız olmadı ya...
- Kılıçdaroğlu er meydanında.
Yanlış anlaşılmasın, o güreş değil laf pehlivanı!...
- İran askerleri Kerkük’te.
Peki Türk askerleri nerede?
- Prof. Toprak: “Ekmel Bey sola uygun.”
Ya sen?