Hükümet ve Meclis cesur davranıyor.
Tartışıyor, uzlaşıyor ve bazı konularda hızla sonuca varıyor.
Meclis dışındaki tahkim aleyhtarlarının büyük gayretlerine rağmen tahkime ilk gün 400 oy çıkması bu açıdan ilginç değil mi?
Türkiye'de iktidarla muhalefetin memleket meselelerinde bu derecede yakınlaştığı az görülmüştür.
Bu uzun yıllardır özlenen ama bir türlü gerçekleşemeyen bir durum. Politikacıların
"uzlaşma"yı becerme noktasına gelmeleri Türkiye için çok önemli.
Sorumluluklar paylaşılıyor.
Meclis'in önünde bekleyen yasalar için görüşlerde yakınlıklar aranıyor, bulunuyor.
Özellikle, af tasarısı içindeki öğrenci affı bunu gösteriyor.
Siyasi Partiler Yasası'ndaki değişiklik bunu gösteriyor.
Bu uzlaşma Türkiye'nin demokratikleşmesine yardımcı olabilir. Tabii bu demokratikleşme havasından istifade edenler eski alışkanlıklarına dönmezlerse...
* * *
MECLİS'te şimdi pişmanlık yasası var.
Yasa, dağdaki PKK'lıları indirmeyi amaçlıyor.
Yasa, teröre bulaşmış bu kişilere silahları bırakmaları için 6 aylık bir süre tanıyor.
Tasarının getirdiği belki de en önemli husus, dağa çıkmış ama suç işlememiş veya suç işlemiş olsa da hakkında takibat başlamamış olanlara hiç ceza verilmeyecek olması.
Böylece büyük bir kitle eğer pişmanlık duyduğunu ispatlar, yani dağdan iner teslim olursa yeniden ve hemen normal hayata başlayabilecek.
Bu, Abdullah Öcalan'ın bahane ettiği
"barış için bekleme" durumuna son verilmesini gerektirecek.
Abdullah Öcalan dün BBC'nin sorularını avukatı aracılığı ile cevaplarken
"PKK'lıların Türkiye dışına doğru çekilmeye başladığını" söylüyor ve şunları ilave ediyor:
"Sınırların dışına çıkma kararında amacımız; barış için beklemedir. Barışçıl koşul oluşuncaya, bu sorunun çözümü yolunda en azından adım atılıncaya, silahları bırakabileceğimiz zemin oluşuncaya kadar beklemedir."Apo eğer geç de olsa gerçekleri gördüyse, pişmanlık yasası onun bahanelerini ortadan kaldırıcı anlam taşıyor. Yani; silahları bırakmanın koşulları oluşmuş oluyor. Artık
"teslim olmayın ama Türkiye sınırları dışına çıkın" demenin de anlamı kalmıyor.
* * *
TÜRK hükümetinin, Türk devletinin çabaları terörün bitirilmesinden, barışın gelmesinden başka ne olabilir?
Barış; Türk devletinin affediciliğini gösteren pişmanlık yasası ve Öcalan'ın silahları bırakmayı sağlayıcı tutumuyla olmayacaksa zaten Türk güvenlik güçleri sorunu bitirecektir. Ama geldiğimiz noktada artık kanın durması, dağdakilerin inip normal hayata kavuşması, o aldatılmış gençlerin de, ailelerinin de yararına değil midir?
Öyleyse Abdullah Öcalan'ın mesnetsiz beyanlarına, bahanelerine gerek yok.
Eğer Apo hala örgüte hakimse, sözünü dinletebiliyorsa; dağdakiler için işte pişmanlık yasası, işte normal hayat, işte akan kanın durması, işte barış.
Türk devleti teröre karşı en güçlü olduğu zaman büyüklük gösterip affedici oluyor. Barış için, devletin göstereceği bundan büyük alicenaplık olamaz.
Bu, gözardı edilmemeli.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr