Politika üretme kısırları...

FP ana muhalefet görevini yapamıyor. Politika üretemiyor.
Vurdu mu ses getirecek gücü, fikri, önerisi yok.
Bu, Türk demokrasisi için büyük eksiklik.
Üçlü zirveden önce Kutan, "toplansınlar bakalım ne çıkacak?" diyordu.
Ana muhalefet yön verir, öncelik alır, önerir, savunur, eleştirir, kamuoyu oluşturur. Kitleleri arkasından sürükler...
"Onlar toplansın, biz izleriz"le muhalefet olur mu? FP'nin Güneydoğu politikası ne? Ülke yararına proje üretmeyen, politika üretmeyen partiyi vatandaş ne yapsın?
* * *
AMA aynı Fazilet Partisi zirveden önce MHP'nin memnuniyetsizliğini kullanıp hükümeti parçalama taktiğine başvurmayı düşünebildi.
Madem başarılamayacaktı öyleyse neden ülkenin kritik bir döneminde hükümet buhranı yaratma isteklisi görünüldü?
Üstelik yıkılacak hükümetin yerine kurulması düşünülenin ne olduğunun, imkanlı mı, imkansız mı olduğunun hesabı kitabı pek de yapılmadan.
Üstelik, "olmayacak duaya amin" anlamına da gelse hem Cumhurbaşkanlığı hem de Başbakanlık MHP'ye rüşvet olarak önerilerek.
* * *
ÜÇLÜ zirve bir krizin doğuşunu önledi.
Apo dosyası beklemeye alındı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki dava beklenecek.
Ama bu arada PKK terörü canlanma istidadı gösterirse Apo dosyası Meclis'e indirilip infaza varan süreç de anında başlatılacak.
Böylece, belirttiğimiz gibi, bağcıyı dövmek değil de "üzüm yemek" amacı gerçekleşmiş oldu.
* * *
TÜRKİYE iç, dış sorunlar yumağının ortasında.
Ama bu büyük sorunlara, özellikle de dış sorunlara muhalefetin gözleri kapalı gibi...
Kuzey Irak'ta bir devlet kuruldu. Resmen ilanı dışında her unsuru tamamlandı. Bu aşamaya gelene kadar olayı gündeme getiren, görüş açıklayan muhalefet yetkilileri oldu mu?
Suriye İsrail'le barıştırılıyor. Tehdit artık topyekün gücünü ve yüzünü kuzeye, yani Türkiye'ye döndürebilecek.
Üstelik iki düşmanı barıştırma çabasındaki ABD, ikisi için de hayati ihtiyaç olan suyu Türkiye'nin çeşmesinden onlara sunuyor. Yarın öbür gün Türkiye su nedeniyle ABD ile karşı karşıya kalacak. Hazır mıyız? Fikriniz ne, görüşünüz ne?
Alman Hıristiyan Demokratlarının Türkiye aleyhtarlığına Vatikan da katıldı. Açıkça AB'nin Hıristiyan kültürüne dayandığını, Türklerin burada yeri olmadığını, yeniden tekrarlayıp duruyorlar. Yoksa biz kendi kendimize, boşuna mı gelin güvey oluyoruz? Görüşünüz var mı?
* * *
AVRUPALI 15 ülke arasında Türkiye, çalışanına en düşük ücreti veren ülke.
Ama işgücündeki verimlilik de diğer ülkelere göre çok düşük.
Peki; işgücünde verimliliği artırıp, ona paralel ücretleri de, yaşam düzeyini de yükseltmenin yolu ne?
* * *
3 - 5 yılda bir, kemer sıkma, kader olmaktan nasıl çıkartılabilir?
Ankara'nın serbest piyasa ekonomisi hayranlığı salgın halinde sürerken bir de bakıyorsunuz tam zıddı, müdahaleci bir dönemin methiyeleri yazılıp, uygulamaları başlıyor. Ana muhalefette yine çıt yok. "Önceki de doğru idi, sonraki de..." Öyle mi?


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr