Türkiye’yi politikacılar zayıflatıyor.
Oysa onların görevi bu ülkeyi, bu 78 milyonu daha ileriye götürmek, yaşam şartlarını iyileştirmek değil mi?
Ama nerede?
Onların birçoğu bu şuurda değil.
Aralarında her şeye, her öneriye “hayır” diyenler bile var.
***
Dünya yanıyor.
Bölgemiz kaynıyor.
Yurdumuzda kan akıyor.
Bakın, gazetelerimizde yayımlanan ve teröristlerin siperde askerimize son model tüfeklerle ateş ederken çekilen tarihi fotoğrafları her şeyi ifade ediyor.
Peki, bunlara karşı kim tedbir alacak, kim bu olanlardan halkımızın zarar görmesini önleyecek.
Politikacılarımız değil mi?
Nerede onlar?
Yok.
Onların pek çoğu vatandaşı ve vatanı düşünmüyor.
Laf, laf, laf...
İşte ispatı.
Yurtta kan var ama uzlaşma yok, hükümet gibi bir hükümet yok.
Sebep politikacılar.
***
Biz yani halk, biz yani 78 milyon, politikacıların pek çoğunun ihanetinin farkında değil miyiz?
Farkındayız.
“Tek parti iktidarı istemiyoruz.
Koalisyon istemiyoruz.
Azınlık hükümeti istemiyoruz.
Seçim hükümeti istemiyoruz.”
Peki, ne istiyorsunuz?
Türk insanının, Türk vatanının dağılmasını mı?
***
Geçmiş geçmişte kaldı. Yapılan hataları temcit pilavı gibi ortaya getirmeyi bırakalım.
Önümüzde yeni bir dönem var.
Seçim var.
1 Kasım var.
Zararın neresinden dönülürse kârdır.
Politikacılarımız artık akıllarını başlarına toplamalı.
Ve kendilerini değil, vatandaşı, vatanı düşünmeli.
Politika bunun için yapılır, yapılmalı.
***
Halk, seçmen tek partiye iktidarı verirse o, koalisyon istiyorsa o, politikacılar için emir sayılmalı.
Hatadan dönmek fazilettir.
Geç de olsa...
BİRİZ
Farkımız yok