AKP’nin aldığı oy 2011 seçimlerine göre düştü. AKP artık tek başına iktidar olamıyor.
Niye?
AKP’nin savunduğu politikaya bir grup seçmen daha yanlış, dedi. Koalisyon şart. Arayışlar bu yolda.
Ama bu da zor.
Çünkü bir yanda koalisyon arayışı var.
Öte yanda güçlü bir elin erken seçim arayışı var. Hem de bu erken seçimi Cumhurbaşkanı istiyor.
Niye?
***
AKP’nin bir kısım oyu MHP’ye gitti. Çünkü bazı vatandaşlar AKP’nin HDP’ye verdiği, PKK’ya verdiği tavizi tasvip etmiyorlardı.
Çözüm sürecine karşı duruyorlardı.
Öyleyse “Oyumuz MHP’ye” dediler.
Bir kısım seçmen ise oyunu, özellikle Güneydoğu’da, AKP’den aldı ve HDP’ye verdi.
Yani AKP iki şekilde de oy kaybetti.
***
Şimdi hiç olmasa AKP’den giden bu oyların bir kısmı AKP’ye geri alınmalı.
Bunun yolu olsa olsa genel seçimi tekrarlamakla olur.
Bu arada da çözüm sürecine son verilir ve hiç olmazsa MHP’ye giden oylar böylece geri alınabilir.
Ve AKP’nin tek başına iktidar olma yolu açılır.
***
Demirtaş’ın da ayrı bir hesabı var.
HDP Eşbaşkanı birdenbire PKK’yı “fırçalama”ya başladı.
Yoksa o da oy için mi? “Kürtçü” olmayanlardan, Batı’dan aldığımız oy seçimden sonra takındığımız tavır yüzünden gidecek, korkusundan mı?
***
Bizde bir söz var. “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” diye. Erken seçim olursa bu hesabın doğruluğu veya yanlışlığı da görülecek. Ama ülkenin böyle tecrübelerle geçirecek vakti var mı?
Yok.
Öyleyse bir an önce hükümet kurulmalı ve vatanı kaplayan yangın söndürülmeli.
Bunun için koalisyon gerekiyorsa koalisyon.
Seçim, yeni seçim, tekrar seçim zamanı uzatır.
Bizimse fazla vaktimiz yok.
Hemen hükümet kurulmalı ve acele tedbir alınmalı ki bu yangın sönsün. Bize lazım olan parti menfaati değil, halkın huzur ve refahıdır.
Yanlış mı?
Doğru...
PARTİLER
Acelemiz var...
Kılıçdaroğlu, “Yüzde 60’lık blok” dedi.
Tutmadı.
Kılıçdaroğlu, “Bahçeli başbakan olsun” dedi.
Tutmadı.
Ne olacağı, hükümetin nasıl kurulacağı gerçeğini herhalde zamanla göreceğiz...
Ama ne zaman?
Bizim acelemiz var da partilerin yok mu?..
ŞEHİTLER
Çözüm süreci ve...
Çözüm gecikmeden çözüm.
Ama bilinmeli ki çözüm tek taraflı olmaz.
Hep tekrar edildiği gibi, iki tarafın da bunu istemesi gerekir.
Ama bakın Karayılan’ın unutmadığımız sözlerine:
“Ankara Suriye’ye müdahale kararı alırsa bu müdahale Rojava’ya değil tüm Kürt halkına karşı yapılmış bir müdahale olacaktır. Ha Kobani’ye müdahale etmişsin ha Amed’e müdahale etmişsin. Hiç fark yoktur.
Eğer onlar Rojava’ya müdahale ederse biz de onlara müdahale ederiz. O zaman Türkiye’nin tümü savaş sahasına dönüşür.”
Bu küstahça bir tehdit sayılmaz mı?
Ve bu tehdit bugün artık gerçekleşti ve sahaya indi. Şehitlerimiz bunu gösteriyor.
HDP, İmralı heyeti, bu tip kanlı olaylara, tehditlere son verdirmezse çözüm süreci yürümez, gerçekten biter.